20’li Yaşlarda Yapınca Sonrasında Pişmanlıklardan Pişmanlık Beğendiğimiz 20 Hata

20'li yaşlarınızı layığıyla yaşıyor olduğunuzdan emin misiniz? Muhtemelen değilsiniz; çünkü okullar bitirip, işlere girip hayatta yerimizi yönümüzü bulmaya çabaladığımız, keyifli olduğu kadar hafif sancılı da bir dönem. 20'li yaşlarımızdaki bazı hata ve ihmalkarlıkların, her ne kadar geri dönüşsüz olmasalar da, ilerleyen zamanda hayatımızda yaptığı yansımalar pek hoş olmuyor...

Aynı yoldan geçenlerin tecrübeleriyle, bu zorlu on yılı geride bırakırken yaşanan bazı pişmanlıkları derledik.

1. Elalem ne der endişesine düşmek.

Sosyal psikolojide sahne ışığı etkisi denen şey. Aslında kimse görünüşümüze bizim zannettiğimiz kadar takılmıyor; sadece bulunduğumuz ortamın dikkat odağı olduğumuz yanılgısına düşüyoruz.

Ayrıca salakça görünmeye aldırmadan özgürce hareket edebilmenin zamanla hiç de kolaylaşmadığını söyleyebiliriz.

2. Mesleğini senin yerine ailenin belirlemesine izin vermek.

'Yapma demiyorum; hobi olarak gene yap' fenomeni.

Esasen bu durum 20'li yaşlardan da geriye gidiyor. Neye gerçekten ilgi duyduğumuzdan çok, ailemizin bizi hangi mesleğin hangi pozisyonunda görmeyi arzu ettiğine göre hareket ettiğimizde, gerçek tutkularımızla pek de alakası olmayan muhteşem diplomalarla kalıveriyoruz.

3. Kredi kartında fütursuzca borç biriktirmek.

Bu tutum 30'lu yaşlara gelindiğinde 'Ya, benim kredi notuma bir bakabilir misin?' diyerek bankacı arkadaşlarımızı aramak biçiminde tezahür ediyor.

4. En ufak birikim yapmamak.

Bankrate'in 2014 yılında 18-29 yaş arası 1.003 kişiyle yaptığı anketten, %69 oranında 'Hiçbir birikimim yok' yanıtı çıkmış.

Çok büyük miktarlarda olması şart değil. Önemli olan para biriktirme alışkanlığını erken kazanabilmek.

5. Evlenmekte aceleci davranmak.

Ve çocuk sahibi olmakta. Biraz ağırdan almayı düşünmek isteyebilirsiniz.

6. Ülkeyi, dünyayı dolaşmamak.

Fırsat varken hiçbir farklı kültürü, yaşayışı, eseri, doğayı, dili tanımamak, algılarınızı kendi ellerinizle küçücük bir kutuya sığdırmak demek. 

Bir de tabii, ileride kendinizi yarısı içeride kalan yıllık izinlerinizi bayramlarla denkleyip 6 kat pahalı fiyata uçak bileti kovalarken bulabilirsiniz...

Bonus:  Şu galerideki gezginlerin inanılmaz ilham verici rota ve hikayelerini inceleyin! http://onedio.com/haber/birbirinden-ilginc-hikayeleriyle-su-anda-dunyayi-gezmekte-olan-14-turk-gezgini-685155

7. Hareketsiz bir hayat tarzı sürüp egzersizden uzak kalmak.

'Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.'

20'li yaşlarda vücudumuzu ve dolayısıyla zihnimizi dinç tutmayı önemsemediğimizde sonradan acısı en fena çıkan şeylerden biri bu oluyor. 

Alkole ve sigaraya hunharca yüklenerek iç organları erkenden yormak da buna dahil.

8. Aynı şekilde, diş bakımına da özen göstermemek.

Genç yaşlarda ihmal ettiğimiz diş bakımı çürüme ve sararmanın yanı sıra, sonradan uzun, meşakkatli ve oldukça pahalı bir tedavi sürecine işaret etmenin yanında, diş eti çekilmesi, diş kaybı gibi dental problemlere sebep olabiliyor. Hatta kalp rahatsızlığı, HPV virüsü, ağız kanseri, diyabet ve böbrek yetmezliğine kadar varan ciddi sağlık problemleri de doğurabiliyor.

9. Hiç yalnız başına eve çıkmamak.

Yıllar boyu aileyle, sonra ev arkadaşıyla, sonra da sevgiliyle ya da eş ile. Sürekli birileriyle beraber yaşamak insanın kendini yalnız hissetmemesini sağlasa da; yalnız yaşamanın özgüven kazanma, kendi başının çaresine bakabilme, dahası kendini tanıyabilme ve kendi kimliğini oluşturabilmedeki önemi su götürmez.

10. Meditasyon yapmayı öğrenmemek.

Meditasyon, hayatın bitmek bilmez stres yüküyle mücadele etmek için şahane bir yöntem. Erken yaşta (internetten araştırarak, okuyarak veya kursa giderek) stresli anlarda nefesinize odaklanabilmeyi  ve zihninizi sakinleştirmeyi öğrenmeniz, anksiyete hatta depresyon gibi durumların üstesinden çok daha kolay gelmenize yardım eder.

11. Hata yapmamak adına tüm risklerden kaçınmak.

Düşmek doğal bir eylem; ama kalkmak da öyle. 

Korunaklı bir fanusun içinde kapalı kalarak ve hatalarla nasıl başa çıkacağını hiç öğrenmemiş olarak 30'lu yaşlara girmek istemeyeceğinize emin olabilirsiniz.

12. Şimdiye kadar hayatının hiçbir döneminde yazı yazmamış olmak.

Kendini yazarak ifade etmek çok önemli bir beceri olmasının yanında, zihin akışını görebilmeye, yazıya teslim olunduğunda zihnin sınırlarının nerelere varabildiğini anlamaya, düşünceleri odaklayabilmeye yardımcıdır. Aynı zamanda, 10 yıl sonra geriye dönüp baktığınızda kendinizi ve düşüncelerinizi ne kadar değiştirip geliştirebildiğinizin de muhteşem bir kanıtı.

Bir blog veya günlük tutarak canınız neyi isterse onunla ilgili bir şeyler yazmaya başlayın; yemek, spor, ilişkiler, son izlediğiniz film ya da okuduğunuz kitap, gündemden aklınızda yer eden bir olay; herhangi bir şey.

13. İyi bir eğitimin başarıya yeteceğini düşünmek.

Bilen bilir; sizi hayallerinizin işine sokmayı garantilemiyor. Başarı söz konusu olduğunda gerçekten de çok az kısayol var; asla da kendiliğinden kucağımıza düşmüyor.

14. Söylemezsek olmaz; peri masallarına inanmak.

Her anlamda. Sosyal / özel ilişkilerde ve kariyerimizde, adanmışlık hissi ile bağlanılan ve üzerinde gerçekten uğraştığımız, özveri ortaya koymamızı gerektiren iş ve ilişkiler en büyük anlamı ifade edenler oluyor.

15. Tüm çevreni ufkunu açmayan insanlarla sınırlı tutmak.

Çevremizi oluştururken yalnızca ortak zevkleri paylaştığımız kişileri seçme tutuculuğunu bir kenara bırakmadığımızda, hiç bilmediğimiz konulara dair algılarımızı açma şansını biraz kendi ellerimizle itmiş oluyoruz.

16. Herkesi memnun etmeye çalışmak.

Dünyanın en varımsız ve boşa giden çabası olduğunu en kısa zamanda fark edebilmeniz kaygıdan, yetersizlik hissinden ve mutsuzluktan uzak kalmanıza biraz yardım edebilir.

17. Zihninin sınırlarını zorlamamak.

Beyne yeteri kadar egzersiz yaptırmamak, düşünmeye teşvik etmemek, hafıza ve zihinsel kapasiteye meydan okumamak beynin yavaş yavaş tembelleşmesine, daha da ileriki yaşlarda ise kimi fonksiyonlarını kaybetmesine neden olabilir.

18. Hoşlandığın kişiye açılacak cesareti toplayamamak.

İlla geleneksel yöntemlerle yapamıyorsanız sosyal medyanın avantajlarını deneyin. İlk adımı siz atın.

19. Ya da hiç aşık olmamak.

Sefası ayrı, cefası ayrı, dert gibi dert.

20. Ve kendini başkaları üzerinden tanımlamak.

Bir yetişkin olarak kim olacağımıza, hangi kariyer yolunda ilerleyeceğimize karar verirken örnek almaktan çok, taklit etmek; 'hazır başarılmış' bir başka hayatın davranışlarını içselleştirmeye çalışmak. Ya da yaşıtlarımızın başarısı / başarısızlığı üzerinden kendimize ya abartılı değer biçmek, ya da fazla hafife almak.

Popüler İçerikler

Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
29.03.2016

eee spoiler verdin esprisini kaçırdın şimdi oldumu bu ...

29.03.2016

Ahshahshab

Pasif Kullanıcı
29.03.2016

Kpss'ye önem vermemek. Özel sektörde bi süre süründükten sonra kendinizi bi an önce kamuya atmaya çabaladığınızda niye zamanında çalışmadım şu sınava diye hayıflanmayın.

Pasif Kullanıcı
29.03.2016

Ayrıca hiç aşık olmamanın neresi yanlış ki? Birilerinden hoşlanabilirsiniz. Ama eğer aşık oluyosanız aklınızdan şüphe ederim. Aşık olan kişinin aklından şüphe ederim, o kadar!

30.03.2016

çoğunu yapmışım lan hayret

TÜM YORUMLARI OKU (18)