Kızıl Sultan olarak bilinse de aslında son derece merhametliydi. Kendisine suikast planları yapan insanları bile affetmişti.
Tedbiri elden bırakmayan şüpheci bir yapısı vardı. Hatta bir sözünde 'Beni evhamlı sanıyorlardı hayır! Ben sadece gafil değildim o kadar.' demiştir.
Geceleri önemli bir mevzu söz konusu olursa uyandırılmasını isterdi. Bir gece yarısı Başkatip Esat Bey çok önemli bir haberin imzalanması için Abdülhamid'in kapısını çalmıştı. Ama açan olmamıştı. Bir süre sonra Abdülhamid Han elinde havluyla kapıda görünmüş, ve şöyle demişti: ' Evlat bu vakitte çok mühim bir iş olduğunu anladım. Ama abdest aldığım için geciktim, kusura bakma. Ben bu zamana kadar hiçbir devlet işini abdestsiz imzalamadım. Getir şimdi imzalayayım.'
İsraftan, savurganlıktan kaçınan bir yapısı vardı. Alışverişini yapan ağalara aldıkları şeylerin fiyatlarını tek tek sorar, kontrol ederdi. Hatta ona bu yüzden 'Pinti Hamid' diyenler olmuş.
Abdülhamid Han 1. Dünya Savaşı başlarında Enver Paşa'ya şöyle demişti:
' Bizim bu savaşı kaybetmemizde yahudilerin büyük rolü olacaktır. Almanlar çalışkan ve dinamik millet olsalar da dünya siyasetini bilmezler. Yahudilerden intikam almaya kalkacaklardır ve değişik ülkeler Almanya'ya saldıracak böylelikle 2. Dünya Savaşı çıkacaktır. Kendilerine yapılanları çok fazla abartacak Yahudiler Filistin'de devlet kurmak için gereken desteği alacaklar. İşte 3. Dünya Savaşı da bunda gömülüdür.' demiştir.
Marangozluk işiyle de uğraşıyordu. Hatta Osmanlı-Yunan savaşında(1897) yaralanan askerlere baston hediye ettiği bilinir.
Hamidiye su aslında 1902 yılında 2. Abdülhamit Han tarafından kurulmuştur.
Ayrıca onun zamanında birçok demiryolları yapılmış, çiftçilere destek gayesiyle Ziraat Bankası açılmış, Mekteb-i Hukuk-u Şahane adında hukuk fakültesi açılmış, çeşmeler yapılmış ve daha birçok alanda eserler yapılmıştır.
Yunan Seferi sırasında hazinede yeteri kadar para olmadığı için şahsi servetinden masrafları karşılamıştır.
Yahudiler Filistin'de bir devlet kurmak istiyorlardı. Siyonistlerin başkanı Theodor Herzl bu konuyu 2.Abdülhamit'e açtığında 2.Abdülhamit tarihi cevabını verdi: Ben bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir!
Yorum yaparken Türk gibi Müslüman gibi yorum yapın, ermeni tohumu ingiliz köpeği gibi değil...
93 harbinde kaybedilen topraklar Abdülhamit'in suçu değil o zaman ülke meşrutiyet ile yönetiliyordu savaşa Osmanlı'yı Abdülhamit sokmadı. Mısır Lozan'a kadar vergiyi Osmanlı'ya veriyordu. 12 adalar Abdülhamit değil Reşat zamanında kaybedildi. (Trablusgarp savaşıda Abdülhamit döneminde olmadı) Kazandığı bir savaş var Teselya savaşı (Yunanistan-Osmanlı) Haliçte donanmayı çürüttü ama Abdülaziz dönemimde büyüyen donanma dünyanın en büyük donanmalarından biriydi ama hiçbir işe yaramıyordu. 93 harbinde Osmanlının büyük bir filosu ise Küçük bir Rus filosu tarafından mağlubiyete uğratılmıştır. Bu dönemde Abdülhamit donanmayı tamamen ihmal etmemiş dünyanın ilk başarılı denizaltı
bu adamu buyuk biri olarak gösterme çabaları da neyin nesi? osmanlının en ok toprak kaybeden padişahı bu neyin ileri görüşlülüğü 33 senelik padişahlık zamanında sarayından dısarı adım atmamıstır