Yıl 1997. Türkiye'nin en hararetli olduğu yıllardan bir tanesi. O kadar acayip şeyler olmuş ki, eğer 1997'yi hatırlıyorsanız aşağıdakilerin hepsini yaşamışsınız demektir.
Yıl 1997. Türkiye'nin en hararetli olduğu yıllardan bir tanesi. O kadar acayip şeyler olmuş ki, eğer 1997'yi hatırlıyorsanız aşağıdakilerin hepsini yaşamışsınız demektir.
Yapmayanı dövüyorlardı çünkü.
Tabii ki efsane ceketle birlikte.
Susurluk skandalı sebebiyle ortaya çıkan bu eylem, vatandaşın aydınlık bir gelecek istemesi sonucunda oluşmuştu.
Dolly aslında 1996 doğumlu ancak bilim insanlarının medya ve basına haber vermesi 1997 başı olarak gerçekleşti.
İlginç bir yaklaşım tabii...
...förü de var.
İnsan hatırladıkça kahroluyor.
Çıkış fiyatı o zamanki paraya göre 105.000.000 TL.
Tek satır ekran, anten, polifonik bile olmayan çalma sesi ve renksiz ekran.
Ef-sa-ne!
Bugünün mezarlıkta ağlayan kızı diyebiliriz.
Olay da şu. Dönemin başbakanı Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller'in adı çeşitli yolsuzluklara karışmıştır. TURBAN'a ait bir jet ski, oğulları Berk Çiller tarafından kullanılmış ancak kuruma iade edilmemiştir. Bunun üstüne de Levent Kırca bu skeci çekmiştir.
Ah Levent Kırca ah! Sen ne mübarek adamsın!
Şu Jet Ski olayı insanı duygulandırıyor resmen. O dönemin siyasilerinin yolsuzluğuna bakın, alt tarafı bir devlet kurumuna ait jet ski Çiller'in oğlu tarafından kullanılıp da kuruma iade edilmeyince nasıl rahatsız olmuştuk. Şimdi buna benzer olaylardan tut daha daha büyük skandallara kadar en az 10 ciltlik ansiklopedi hazırlanır.
Bir mafya ve bir milletvekili aynı arabadan çıkıyor diye yer yerinden oynuyor. Aydınlık için bir dakika karanlık eylemi aylarca sürüyor. Başbakanın oğlu devletin jetskisini aldı diye itin götüne sokuluyor. Mal gibi bir millet olduk varya. 20 yılda bizi hiçbir şeye tepki göstermeyen mal gibi bi' şeye benzettiler.