Bu trafik kazası, Türkiye'de hep sessizce dile getirilen polis-mafya-siyaset üçgeninin somut delillerle açığa çıkması anlamına gelir. Kazada Mehmet Özbay, Gonca Us, Hüseyin Kocadağ hayatını kaybeder, otomobilin sahibi Sedat bucak ise yaralanır.
Bunun yanı sıra Hüseyin Kocadağ bir emniyet müdürü, Sedat Bucak ise Şanlıurfa milletvekilidir. Gonca Us ise söylenene göre Çatlı'nın kız arkadaşıdır. Kısacası Çatlı, dünyanın her yerinde aranırken Türkiye'de polis ve siyasetle iç içedir.
Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar hakkında fezleke verilir ve bu fezleke sonucu ortaya çıkan tabloda Çatlı'yı koruyanın bizzat Ağar olduğu ortaya çıkar. Özbay isimli ve Çatlı'nın resmi olduğu silah taşıma belgesinde Ağar'ın imzası vardır mesela.
İstanbul DGM Başsavcılığı olaya el koyar. Kamuoyu baskısı netice verir ve dönemin hükumet ortağı Tansu Çiller, Mehmet Ağar'dan istifa etmesini ister. Çiller'e göre bu isteğin yaşanan kaza ile ilgisi yoktur. Ve 8 Kasım 1996'da Ağar istifa eder.
Ağar'ın olaylar karşısında yorumu bu şekildedir. 93-95 yılında Emniyet Müdürlüğü de yapan Ağar'ın görev süresince 'suç işlemek amacıyla silahlı örgüt' kurduğu sonrasında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanacaktır.
95'te MİT ajanı Tarık Ümit öldürülür. Bu olayda gözaltına alınan polisler sorgulanmaz. Tarık Ümit'in Abdullah Çatlı'ya teslim edildiğine dair iddialar ortaya atılır. Ağar'ın yorumu ise şöyledir: 'Bizim tosunlar bana sormadan bir şey yapmazlar.'
Öz'ün evinden çıkan yeşil pasaport Ağar döneminde kendisine verilirken silah ruhsatında da Ağar'ın imzası vardır. Gözaltına alınan Öz'ün evinde ele geçen silah ve belgeler 'kayıt dışı' olarak Ankara'ya teslim edilir. Öz de Ağar'ın emriyle serbest kalır.
Cinayetin ardından terk edilen bir araçta ele geçen UZİ marka silahlar, Özel Harekat'a aittir. Başka bir araçta ele geçirilen silahta ise firari Çatlı'nın parmak izi çıkar. Olayda 3 polis, Hoştan ve Bir gözaltına alınsa da Ağar'ın devreye girmesiyle serbest bırakılırlar.
2011 yılında ise Ağar, suç örgütü kurmak suçundan 5 yıl ceza alır. Yasaya göre yalnızca 2 yıl cezaevinde kalacak Ağar için Aydın Yenipazar Cezaevi'nde özel bir koğuş hazırlanır. Ve Ağar cezasının 1. yılında çıkarılan infaz paketi kapsamında tahliye olur.
Çarkın, bu cinayetlerin Ağar ve İbrahim Şahin'in talimatıyla işlendiğini bütün ayrıntılarıyla iddia eder. Savcılık bu iddialar üzerine Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, 'Yeşil' Mahmut Yıldırım ve polislerden oluşan 19 kişi hakkında dava açar.
Mehmet Ağar ise şimdi Yalıkavak Marina'nın yönetim kurulu başkanlığını yürüten bir iş insanı olarak anılıyor. Alaattin Çakıcı ve Korkut Eken hala Ağar'ın yanında yer alırken görünen o ki yargı şimdilik gündemde olan Sedat Peker'in söylediklerini 'duymuyor.'
Ne zaman ki iktidarlar zayıflar kirli ittifaklar ortaya çıkar. Çünkü iktidarın iktidarını devam ettirmesi kirli ittifaklar kurmasına bağlıdır. 90lar koalisyonlar ile zayıf iktidarların dönemiydi. Şimdi de iktidar oldukça zayıf. Devlet denen aygıt darmadağın olmuş durumda. Kontrol, denetim yok. Devlette resmen kaos hakim. Mafya için bulunmaz bir fırsat. Üstelik iktidar, kendi getirdiği %50+1 kuralı ile o kirli ittifaklara şimdi eskisinden daha çok ihtiyacı var.
Hiç bir zaman bu olayı anlamadım hala da anlayamıyorum sanırım bu işlere kafam basmıyor
Bu olayla ilgili Sedat peker der susarım.