1960'lı Yıllarda İstanbul'a Korku Salan Cüretkar Bir 'Gangster': İrfan Vural

1950'li yıllarda Amerikan filmlerinin Türkiye'de gösterilmesiyle hayatımıza giren 'gangster' terimi, Türk Ansiklopedisi'nde yer verilen tanımıyla, 'ölümü göze alan ve soygun işi yolunda adam öldürmekten asla çekinmeyen şehir haydudu' olarak açıklanabilir. Yakın tarihimizdeki en cüretkar gangster olarak nitelendirilen İrfan Vural hakkında bilinenleri sizin için derledik. İyi okumalar!

(Kaynak: İstanbul Ansiklopedisi, Reşat Ekrem Koçu)

Türk gangsterlerinin en cüretlisi olarak bilinen İrfan Vural, 1932 yılında Babaeski'de dünyaya geldi.

Vural, Bulgar göçmeni bir ailenin çocuğuydu. 1950 yılında, henüz 17 yaşındayken babasıyla birlikte bir iş için gittikleri Düzce'de babasına saldıran bir jandarma subayını yaralayarak ilk suçunu işledi. Bu olayın sonucunda hapis cezası aldı, çıktıktan kısa süre sonra tecavüz suçundan yeniden hapse girdi.

Vural, bilinen ilk soygununu 1961 yılında gerçekleştirdi.

twitter.com

Hapisten çıktıktan sonra, Üsküdar'da tanıştığı Çingene Hasan lakaplı suç ortağıyla beraber bir kuyumcunun yolunu kesip gasp etmesiyle gündeme geldi. İkili, henüz çaldıkları mücevherleri paylaşmaya fırsat bulamadan yakalandılar. Vural 19 yıl hapis cezası aldı, aynı sene Bolu Cezaevi'ne gönderildi.

19 yıllık cezasının henüz 6 ayını doldurmuşken, Bolu Cezaevi'nden kaçtı.

Hapishaneden kaçarak İstanbul'a gelen Vural, burada Gaziosmanpaşa semtinde saklanmaya başladı. 25 Kasım 1966 tarihinde, semtin sokaklarında kuşkuyla dolaşırken, peşine düştüğünü zannettiği polis memuru Adil Aydoğmuş'u vurarak öldürdü. Muhtemelen genç polisin Vural'ın kim olduğundan haberi bile yoktu; zira ertesi gün düzenlenecek olan düğününün heyecanını taşıyordu. Bu olayın hemen ardından, evinin yolundayken polis tarafından yakalandı ve kısa süren bir silahlı çatışmanın sonucunda teslim oldu.

Vural, bu olayın üzerine bir kez daha hapse girdi.

Henüz ağır cezadaki yargılanma süreci devam ederken, 1966 ile 1968 yılları arasında (zamanın gazetelerinin tabiriyle) bir tür 'hapishane kralı' oldu. Cezaevinin 'kantincisi', 'kahvecisi' ve 'meydancısı' olarak yüklü miktarda para kazandı, diğer mahkumlardan haraç alarak servetine servet kattı. Aynı zamanda hapishanedeki genç erkeklerden kendisine bir tür 'harem' de kurmuştu.

1967 yılında bu hapishaneden de kaçtı!

21 Aralık 1967 tarihinde İrfan Vural ve hapishanede arkadaş olduğu Emin Aladağ, yanlarına azılı mahkumlardan Remzi Çetin'i de alarak hapishaneden kaçtılar. Cezaevindeki 'sübyan koğuşunu' basarak mahkum çocuklardan Mehmed Edis ile Nail Sevim'i de yanlarına alan üçlü, kaçış planlarına engel olmak isteyen bir gardiyanı da öldürdüler. Öğle saatlerinde gerçekleşen bu cüretkar ve kanlı kaçışın cezaevi dışındaki ortağı ise, yine firari bir suçlu olan Sürmeneli İsmail Laztürk idi.

Vural, Remzi Çetin ve iki çocuk, hapishaneden çıktıktan sonra ara sokaklarda beklettikleri bir taksiye binerek kaçmayı başardılar.

Yine İrfan Vural'ın fikriyle, Sağmalcılar'a giderek Sağmalcılar Cezaevi'nin bodrumunda saklanmaya karar verdiler. Vural, hapishane kaçağıyken başka bir hapishanenin bodrumunda saklanacak kadar cüretkardı!

İzleyen günlerde, firar olayının gazete manşetlerinde yer alması halkı büyük paniğe sevk etti.

İşlediği suçlarla İstanbul çevresinde çoktan adını duyurmuş olan Vural ve arkadaşlarının hapishaneden kaçması üzerine birkaç gün süren bir kovalamaca yaşandı. Zabıta ve polis memurları yedi gün boyunca Vural ve arkadaşlarının izini sürdüler.

Ve tesadüf eseri, Karagümrük'te firarileri yakalamayı başardılar.

Vural ve suç ortakları, ayrı ayrı yurtdışına kaçma planları yapmışlardı. Silahlanma amacıyla Karagümrük'te yaşayan silah kaçakçısı Hamdi Samastı'ya başvurmaya karar verdiler; ancak tabancasını temizlemeye çalışan İrfan Vural, kaza sonucunda Emin Aladağ'ı bacağından vurdu. Aladağ buluşmaya katılamadı, Nail Sevim de Aladağ'ın yanında, evde kaldı.

Ekibin geri kalan üyeleri, taksiyle Karagümrük'e gittiler.

Taksi şoförü, aracında götürdüğü kişilerin Emniyet tarafından aranan azılı suçlular olduğundan haberdar değildi. Remzi Çetin ile İsmail Laztürk, kaçakçı Samastı ile pazarlık amacıyla araçtan indiklerinde 'Mayk Kenan' lakaplı meşhur Komiser Kenan Aksel'le karşılaştılar.

Tesadüf bu ya, polis memurları da firarilerle ilgili bilgi almak üzere kaçakçının Karagümrük'teki dükkanına gelmişlerdi!

İrfan Vural ile Mehmet Edis, teslim olmaları yönündeki çağrılara uymayarak polisle girdikleri silahlı çatışmada öldürüldüler. Vural 35, Edis 17 yaşındaydı. Çetenin diğer üyeleri Remzi Çetin ile İsmail Laztürk, olay yerinden kaçmayı başardılar.

İrfan Vural, cezaevinde biriktirdiği servetini yanına alıp kaçmak istemişti.

Öldürülen Vural'ın cebinden o tarihin parasıyla 1750 Lira, Edis'in cebinden ise 50 Kuruş ile bir telefon jetonu çıktı. Basında 'Polis Katili' sıfatıyla haberleştirilen gangster Vural'ın öldürülmesi, gündemi bir süre meşgul etti. Zamanın büyük gazeteleri, suçluların öldürülmesini konu edinen haberleri ceset fotoğraflarıyla birlikte manşetten verdi.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir!

İzledikten Sonra Tüylerinizi Diken Diken Edecek Tüm Zamanların En İyi 50 Gangster Filmi
17 Maddede Gelmiş Geçmiş En Güçlü ve En Ünlü Gangster: Al Capone
Yasa Dışı Yollarla Kazandıkları Paraları Duyduğunuzda Küçük Dilinizi Yutacağınız Tarihin En Zengin 10 Gangsteri

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nde 4 Kişinin Öldüğü Patlama Sahnesi Nasıl Çekildi?
Görüşme Esnasında Erkeğe Maddi Sorular Sorulmasını Destekleyen Kadın Tepkilerin Odağında
Gazeteci Fulya Öztürk'ün Azerbaycan Milletvekiline Ağladığı Anların Beden Dili Analizi Çok Konuşuldu
YORUMLAR
17.10.2023

İrfan vural vearkadaşı 1966 yılında yakalanmadan önce sirkecide izmite gidecek otobusu bekliyoduk. Babam o gun şamyeli Ağızla şişen ayakkabı bağcığı gibi baglanan meşin top almıştı. Adını unuttugum sahilde parkta sevincimden uçarken polisler koşturmaya başladılar..saa 14.gibi Çok kokmustum.Megerse onu ve arkadaşını kıstırmışlar. Yazıda yerin ismi Gaziosmanpaşa diyorsada olay sirkeci sahilde geçti

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ