Hem doğu hem de batı kültüründe güneşin tedavi edici bir yanı olduğuna inanılmıştır.
Avrupa'da sanayi devriminden sonra insanların doğrudan temas ettiği güneş ışığı oranı, hava kirliliği sebebi ile çok azalmıştır.
Niels Finsen Faroeli-Danimarkalı olan doktor Kuzey Atlantik'te güneş ışığının çok gelmediği bir yerde büyümüştü ve güneş ışığının insan sağlığı üzerindeki etkisine hayranlık duyuyordu. Güneş ışınlarının bakterileri öldüreceğini farketti. 1890larda tüberküloz bakterisinin neden olduğu deri hastalığını iyileştirmeye yarayan Finsen Işığını icat etti.
1903 yılında, Finsen fototerapi üzerine yaptığı çalışmalarla tıp ve fizyoloji alanında Nobel Ödülü'ne layık görüldü.
20. yüzyılın ilk yarısında fototerapi ya da diğer bir adıyla ''güneş ışınları'' çocuklarda anemiden göğüs enfeksiyonlarına kadar bir çok hastalığa iyi geldiği söylendi. Fakat bir yandan da UV ışınları ile cilt kanseri arasındaki bağlantı bir muammaydı.
1960'ların başında yapay güneş ışığı tedavisi yerini antibiyotikler ve diğer tedavi yöntemlerine bıraktı. Fakat UV ışığı tedavisi günümüzde de cilt bozuklukları, ruh sağlığı tedavisi ve uyku bozukluklarının düzeltilmesinde kullanılıyor.
Bazı çocuklara 1 hafta boyunca yapay güneş ışığı tedavisi uygulandı fakat çocukların bazı hücrelerinde kanserin ortaya çıktığı görüldü. Güneş ışığı ile kanser arasındaki bağlantıyı kurmak çok zor olsada Amerikan Kanser Derneği cilt kanserinin birinci nedeni olarak UV ışınını göstermektedir.