1921'de New York Times'da Çıkan Bu Haberi Muhtemelen Bilmiyordunuz: "Kemal, Britanya'ya Gülüyor."

Ne tarz bir diplomasi istersiniz? Gazi'de hepsi var çünkü!

Kaynak: New York Times

Bu haber 6 ocak 1921'de çıkar dostlar. Ama gelin, bu haberin çıkış kaynağına bir uzanıp o günleri tekrar hatırlayalım.

1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı'ya karşı savaşan Ermeniler'in bir kısmı, 'Büyük Ermenistan' hayaliyle Anadolu'yu işgal ederler. Ancak hiç hesap etmedikleri bir şey olur ve 1917 Ekim Devrimi ile birlikte Çarlık Rusya'sı yerini Sovyetler'e bırakır.

Böylece Ruslar, devrimden sonra işgal ettikleri birçok yerden çekilirler. Bu durum İngilizleri ve Ermenileri endişelendirir.

Ermeniler, Batılı devletlerden yardım isteyerek, Rusya'nın boşalttığı yerlerde Osmanlı'ya karşı savaşabileceklerini beyan ederler. Bunun sonucunda ise İngiltere, Ermenilerin isteklerini kabul eder ve hem para hem de silah yardımı yapar.

Türk cephesinde ise sakin bir teyakkuz durumu vardır. Gazi Paşa işgalcilerle tek bir cephede savaşmak ister.

Ancak Ermenilerin yayılmasına son vermek adına 20 Eylül 1920'de TBMM Hükumeti Kazım Karabekir'i tam yetki ile Doğu Cephesi Komutanı olarak atar ve ondan Doğu cephesini kapatmasını ister. Ve 28 Eylül'de başlayan harekat 30 Ekim'de nihayete erer.

Kars'ın alınması ile birlikte Doğu'da Misak-ı Milli sağlanır. Muzaffer Komutan Karabekir Paşa ise ilerlemesini sürdürür. Ve 6 Kasım'da Gümrü'yü barış rehinesi olarak ele geçirir.

Bunun üzerine ateşkes görüşmeleri başlar. Ancak Ermeniler, Türk tarafının isteklerini kabul etmez ve yeniden çatışma başlar. Yalnızca 11 gün sonra ise Ermeni tarafı mağlubiyeti kabul ederek Türklerin bütün isteklerini kayıtsız şartsız kabul eder.

Böylelikle Doğu'daki kaybedilen toprakların kazanılmasının yanı sıra Türkiye'nin başına bela olabilecek bir cephe kapanır.

Ayrıca buradaki silahlar ve askerler Batı'ya sevk edilirken Ermeni cephaneleri de Türklerin eline geçer. Bu cephanelerden bir kısmı da İngilizlere aittir. Mevcut silahlar Türklere karşı direnmeleri için İngilizler tarafından Ermenilere verilen silahlardır.

Bunun üzerine Gazi, kağıdı kalemi alır ve Başbakan David Lloyd George'a bir mektup yazar. Çok uzatmadan şöyle der Atatürk:

'Ermeniler'e verdiğiniz 40 bin silah ve mühimmat için teşekkür ederiz, hepsini teslim aldık.'

Haber New York Times'da bu şekilde çıkar ve "Kemal, İngiltere'ye Gülüyor." denilerek Gazi'nin Britanya ile adeta dalga geçtiği yazılır.

antidogmatik.com

'Milliyetçi Türk Lider Mustafa Kemal Paşa David Lloyd George'a göndermiş olduğu alaycı mesajında, milliyetçilere yardım ettiği için başbakan aracılığıyla İngiliz Hükümeti'ne teşekkür etti.'

"İşin aslı ise Mustafa Kemal'in de dikkat çektiği gibi İngiltere'nin Ermenilere göndermiş olduğu 40 bin tüfek ve hatırı sayılır savaş malzemesinin barış uyarınca Milliyetçilere teslim edilmesidir."

'Ulusal Meclis ise hizmetlerinin takdiri olarak Mustafa Kemal'e 'Türk Ordusunun Mareşali' unvanı verir.' Ne diyelim dostlar; askerlikte, siyasette, diplomaside, devrimde Atatürk gibi olmak lazım, zor, ama lazım.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Ömrünü Türk Halkına Adayan Atatürk, Cumhuriyet'in İlanından Önce Ramazan Bayramlarını Nasıl Geçirmişti?
Hayatı Boyunca 'Çelik Gibi İradeye' Sahip Olduğu Bilinen Atatürk'ü Hangi Olaylar Çok Sinirlendirmişti?
Fransa'da Picardie Manevralarında Genç, Kaytan Bıyıklı Bir Devrimci: Kolağası Mustafa Kemal Bey
Türk Milleti Olarak Çok Şanslıyız! Atatürk'e Düzenlenmek İstenen Suikastleri Okuyunca Çok Şaşıracaksınız
Hayatı Boyunca Demokratlığından Ödün Vermeyen Atatürk "Dünya Liderliği" Hakkında Ne Düşünüyordu?

Popüler İçerikler

Gerek Var mıydı? Uraz Kaygılaroğlu'nun Sevgilisinin İlk Sergisi İçin Verdiği Pozlar Büyük Tepki Çekti!
Kızına Verdiği Sözü Tutup 100. Günde Survivor'dan Elenen Hakan Hatipoğlu Ailesine Gözyaşlarıyla Kavuştu
Elazığ’da 3 Kişi “Bizi Cin Çarptı” Diyerek Yardım İstedi, Polisler Hoca Çağırdı!
YORUMLAR

Şu konuda da Atatürk gibi olmayı düşünecek miyiz, yoksa iki yüzlü olmayı mı seçelim? Atatürk'ün 1930'da Türk Tarih Kurumu'nun kuruluşuna öncülük ettiği toplantıların ardından Çankaya Köşkü'nde Darülfünun profesörleri ve öğretmenlerle bir araya geldiği çay davetindeki sohbetten alıntı: Kılıç Ali'nin "Atatürk'ün Hususiyetleri" kitabında aktardığına göre, Atatürk o sohbette öğretmenlerin sorularını yanıtladı. Bir öğretmenin "Paşam! Din lüzumlu bir şey midir? Hilafetin kaldırılması iyi mi olmuştur?" sorusuna Atatürk, "Evet, din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler menfur kimselerdir. İşte biz bu vaziyete muhalifiz ve buna müsaade etmiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar saf ve masum halkımızı aldatmışlar. Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir."

Devamı: "Hilafete gelince: İşin garibi bazı arkadaşlardan bilhassa hariçten bana hilafet teklifleri vaki olmuştur. 'Siz halife olunuz' demişlerdi. Ben bu tekliflere daima gülerek cevap verdim. Hilafet lüzumsuz ve hatta zararlı bir müessese haline gelmişti." | Atatürk diyor ki 'Hilafet lüzumsuz ve hatta zararlı bir müessese haline gelmişti', yani Atatürk'e göre hilafet, önceleri lüzumsuz ve zararlı değildi, fakat bozundurmalar sebebi ile o hale geldi. Bozulmamış bir hilafet anlayışı 'lüzumlu ve zararsızdır' Atatürk'e göre. Atatürk'ün bu düşüncelerine katılma cesaretini gösterebilecek miyiz? Yoksa Atatürk'ün fikirlerini ezip geçmeye çalışarak "Biz daha doğrusunu biliyoruz, din ve hilafet lüzumsuzdur" mu diyelim? | Okumak isteyenler için PDF dosyası şu adreste, kaynaksız konuşmak yakışmaz: rb.gy/jbth4x | Bu yorumda aktarılan konu sayfa 137'de.

13.05.2021

Atam ve Misak-ı Milli sağlam Loot yapmış

16.05.2021

İşte zafer böyle kazanılır tarih böyle yazılır dostlar

TÜM YORUMLARI OKU (11)