19. Yüzyıl Osmanlı'sında Yaşamış Amerikalı Bir Kadının Ülkesiyle Kıyasladığı 23 Durum

On dokuzuncu yüzyılda Osmanlı sınırları içinde yaşayan Alman asıllı bir Amerikan misyoneri olan Benjamin Schneider Bursa’da Protestan Kilisesi kurmuştu. Onun karısı Eliza Cheney Abbott Schneider ise kocasının faaliyetlerine yardımcı olmak için kadınların arasındaydı. Bu kadın, Amerika’daki Alman Proteston Kilisesi’ne hitaben kaleme aldığı mektuplarda devrin Osmanlı toplumu ile Amerikalıları kıyaslamış.

Belirtmek gerekir ki bazı kıyaslamalar, sürekli temas halinde olduğu Bursa Hristiyan toplumundaki gözlemleri sonucu ortaya çıkmış şeyler. Kıyaslamaların tamamı için kaynak linkine tıklayabilirsiniz.

1. Amerika’da bir erkek ve kadın evlendiğinde baba evinden ayrılıp kendi başlarına yaşamaya başlıyor.

Burada ise ya kadının ya da erkeğin ailesiyle birlikte oturmaya devam ediyorlar ve böylece aynı çatı altında dört beş kuşak birden kalabiliyor.

2. Amerika’da insanlar yatacağı zaman yataklarına gider ve gün boyunca giydikleri kıyafetlerini çıkarır.

Burada ise yatak getiriliyor ve üstlerindeki giysilerle yatıyorlar.

3. Amerika’da henüz evlenmemiş bir kadın, müstakbel eşiyle tanışıp nişanlandıktan sonra ev eşyalarını hazırlamaya başlar.

Burada ise bu hazırlık nişan bile yapılmadan yıllar önce başlıyor ki evlilik en kısa zamanda gerçekleştirilebilsin. Ancak kimi zaman tüm çeyizini hazırlamış kadınlar kimseden evlenme teklifi almayınca hem eşyalar hem de kız “evde kalıyor”.

4. Amerika’da evliliğe adım atılacağı zaman önce eşler birbirleriyle anlaşır, sonra mümkünse hamilerin onayı alınır.

Burada hamiler teklifte bulunup anlaşıyor, sonra eşler isteyerek veya istemeden karara uyum sağlıyor.

5. Amerika’da bir çiftçi koyunlarını otlatmak için çayıra götürürken önden koyunlar gider arkadan çiftçi.

Burada önden adam gidiyor, koyunlar onu takip ediyor.

6. Amerika’da insanlar komşularının evlerine girerken şapkalarını çıkarırlar, ama ayakkabılarını çıkarmazlar.

Burada ayakkabılarım çıkarıyorlar, ama şapkaları kalıyor.

7. Amerikalı kadınlar bazen yanaklarını allıkla boyar.

Burada Müslüman kadınlar ayak tırnaklarını kırmızıya boyuyor. (Editör notu: Sadece tırnak değildir. Özellikle tırnak diye belirtmesi, kınanın tırnaklarda daha uzun süre kalmasından kaynaklı olabilir.)

8. Amerika’da kadınlar örgü örerken ipi parmaklarına dolar.

Buradaki kadınlar boyunlarından geçiriyor.

9. Amerika’da örgü örerken yukarıdan başlayıp aşağı doğru devam edilir.

Burada alttan başlayıp yukarı doğru örüyorlar.

10. Amerika’da kadınların güzellik anlayışı zayıf ve ince belli olmaya dayanır.

Burada ise dolgun kadınlar güzel bulunuyor. Bursa’nın en güzel kadını olarak görülen hanım şehrin en tombul kadınlarından biri.

11. Amerika’da hamallar yükleri omuzlarında taşır.

Buradakiler bellerinde taşıyor.

12. Amerika’da insanlar bir eve girmek istediklerinde evin kapısını tıktıklar.

Burada ya dış kapıyı ya da bahçenin kapısını çalıyorlar.

13. Amerika’da erkekler sakallarını keser, saçlarını uzatır.

Buradakiler sakallarını uzatıp saçlarını tıraş ediyor.

14. Amerika’da birini karşılayıp buyur ederken elimizi kendimize doğru götürürüz.

Burada ellerini ileri doğru uzatıyorlar.

15. Amerika’da bir grup kadın bir öğleden sonrayı birlikte geçirmek isterse ya bir yerde buluşurlar veya içlerinden birinin evine konuk olurlar.

Burada kadınlar ya buhar içindeki hamamlarda veya gölgelik bir koruda buluşuyor ve yiyeceklerini yanlarında getiriyorlar. Buna “keyif yapmak” diyorlar. Bu, onlara göre en güzel dünyevi saadet.

16. Amerika’da insanlar yıkanmak istediklerinde suyu tekneye doldurup içine girer.

Burada teknenin içine girip suyu üzerilerine döküyorlar. Yani bir başkası ya da bir hizmetkâr yıkanan kişinin yanında durup üzerine suyu döker ve akan sular tekneye dolar.

17. Amerika’da evlerin önü genellikle sokağa bakar.

Burada sokakla herhangi bir bağlantısı yoktur ve evler avluya bakar.

18. Amerika’da gösterişli davetler tertip edildiğinde ikramlar çok bol olmasa da masa düzeninin temiz ve iştah açıcı olmasına özen gösterilir.

Burada ise büyük yemek davetleri verilirken masalar şaşaalı bir şekilde donatılıyor ve sayısız çeşit sunuluyor. Ancak masa düzeni çok sıradan, mesela bir taburenin üzerine bakırdan veya tahtadan büyük bir tepsi yerleştiriliyor. Kimi zaman üzerine öylesine bir örtü seriliyor, kimi zaman boş bırakılıyor. Ne kadar zengin olursa olsun, buradaki evlerde gördüğüm en iyi tabaklar düz beyaz tabaklar. Ancak daha çok bakır tabak kullanılıyor. Gümüş kaşıklar yerine de tahta veya demir kaşık kullanıyorlar.

Tuz, bir tabağın içinden elle alınıyor. Sofraya hindi getirilecek olursa, servis elle yapılıyor. Butlar, kanatlar tek tek kopartılıp hindi büyük bir hünerle tamamen parçalanıyor.

Pilav yeneceği zaman yer sofrasında oturan herkes kaşığını alıp masanın ortasındaki çanağa daldırıyor ve ağzına götürüyor. Sonra yine tencereye daldırıp yemeye devam ediyor.

19. Amerika’da hayır demek için başımızı iki yana sallarız.

Burada başlarını geriye doğru atıyorlar.

20. Amerika’da insanlar otururken ayaklarını yerden kaldırmazlar.

Burada insanlar ayaklarını toplayıp üzerine oturuyor. Ancak bunu yere ya da sedire otururken yaptıklarını da belirtmeliyim. Zira sandalye burada çok az kullanılıyor.

21. Amerika’da işçiler iş ararken genellikle insanlara başvurup iş ister.

Burada işçiler pazara gidip birilerinin onları işe çağırmasını bekliyor.

22. Amerika’da kadınlar buradaki kadınlara kıyasla eşlerinden ve erkek kardeşlerinden daha fazla ilgi ve saygı görüyor. En azından toplum içinde hizmet eden değil hizmet edilenler onlar.

Burada erkeklere kadınların iki katı saygı ve ihtimam gösteriliyor. Kadınlar, kocaları ve erkek kardeşleri tarafından hizmetkâr gibi görülüyor. Herkes için geçerli olmasa da kimi zaman kadınların halini hor görülen kölelerin ezik hallerine benzetiyorum. Buradaki erkeklerin eşlerini kendilerine eşit gördüklerine çok nadir rastladım. Tabii eşlerini kendileriyle aynı düzeyde görerek onlara hoş bir şekilde davrananlar da var. Ama bu gerçekten çok nadir.

23. Amerika’da bir öğretmen talebesini cezalandırmak için sırtına vurur.

Burada ayaklarının altına vuruyorlar.

Popüler İçerikler

İlk Buluşmada Alman Usulü Hesap Ödediği İçin Buluştuğu Kişinin Cimriliğinden Dem Vuran Kadın Tartışma Yarattı
Kızılcık Şerbeti Yapımcısından Müjdat Gezen'in Olay İddiasına Sert Yanıt!
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 'Audi A8' Savunması: 'İhtiyaç'
YORUMLAR
20.07.2016

Ya şu koyunlu olan sizin aklinizda bi şeyler cagristirdi mi

21.07.2016

Amerika'da siyahiler bizimle aynı mahallede oturamazlar, burada ise yüzlerce ırk, halk barış içinde. Amerika'da siyahiler bizimle aynı muslukta su içemez, burada ise aynı bardaktan içiyorlar. Amerika'da siyahiler otobüse bindiğinde oturamaz, bu beyazların hakkıdır. Burada ise herkes oturur, yaşlı, gazi, hamile gelirse hemen yer verilir. Amerika'da bireysel silahlanma yüzünden haraç kesenlerin gücü fazladır, para vermezseniz çivilerler. 19. yy Osmanlı'da ise evlerin kapıları bile kilitlenmez. Amerika'da siyahilerin girdiği havuza siyahiler içerdeyken kezzap atılır, bu normaldir. Burada ise herkes hamamlarda birlikte sefa sürer. Amerika'da siyahiler zorla çalıştırır, köle yapılır, para vermeden 20-30 yıl hizmet alınır. Vermeyenler işkence görür, burada ise siyahiler pilot olmuş. (ilk siyahı pilot osmanlılı) Velhasıl kelam, zittir git kapitalist ülkene.

20.07.2016

#18 Bana Arapları hatırlattı. Ve Kadına seçme ve seçilme hakkını tanıyan ilk ülkelerden biri olmamıza rağmen o zamandan bu yana bir gram değişmememiz...

Pasif Kullanıcı
20.07.2016

Bu toprağın köylerinde yıllardan beri sofra böyle kurulur. Araplarla ilgisi yok, Eski Türkler masada mı yemek yiyordu? Hayır.

TÜM YORUMLARI OKU (20)