Samsun, işgal kuvvetleri açısından son derece stratejik bir konumdaydı. Karadeniz üzerinden Anadolu’nun iç bölgelerine açılan en güvenli ve kolay geçiş noktası olarak dikkat çekiyordu. Bu nedenle İngilizler, 9 Mart 1919 tarihinde buraya askeri birlikler çıkardılar. Bu gelişmeye karşılık Türk Makinalı Tüfek Bölüğü'nden Teğmen Hamdi, emrindeki askerlerle birlikte dağa çıkarak direniş başlattı. Bu olay, Samsun ve çevresini daha da dikkat çekici hâle getirdi. İngiliz Yüksek Komiserliği, bölgedeki Türk halkının silahlandığına dair şikayetlerde bulununca, buraya yetkili ve güvenilir bir komutanın gönderilmesine karar verildi.
Bu görev, Mustafa Kemal Paşa’ya verildi. Zaten uzun süredir ülkenin içine düştüğü durum karşısında büyük üzüntü duyan ve bir çözüm üretmek isteyen Mustafa Kemal için bu görev, Anadolu’ya geçiş ve harekete geçmek adına önemli bir fırsattı.
Samsun’a hareket etmeden önce, Mustafa Kemal ile Padişah Vahdettin arasında geçen bir görüşmeyi Atatürk anılarında şöyle aktarır:
“-Paşa, Paşa!... Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin! Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır)! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir...Paşa, Paşa...Devleti kurtarabilirsin!...
Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor?...O Vahdettin ki... bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur ?Aldatıldığını mı anlamıştı? Fakat, böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:
-Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim...Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz...”
Her ne kadar o anda planlarının sezilmiş olabileceği düşüncesine kapılsa da Mustafa Kemal’in asıl dayanağı, ona inanan ve yolunu gözleyen Türk milletiydi.
Mustafa Kemal Atatürk'ün 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayan yolculuğuna, gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişilik bir ekip eşlik etti.
Aynı gün öğleden sonra, Atatürk ve beraberindekiler, “Bandırma” adlı eski bir vapura binerek Galata rıhtımından hareket ettiler. Yolculuk 17 Mayıs 1919 Cumartesi günü saat 21.40 civarında İnebolu’ya varılmasıyla sürdü. Nihayet 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü, beklenen sona ulaşıldı. Kafile, Samsun’un Kalyon Burnu olarak bilinen bölgesine yanaşarak, buradan küçük sandallarla Merkez İskelesi’ne çıkarıldı.
Sandallardan birinin sahibi olan İsmail Yurtsever, o dönemde Atatürk’ü tanımadığını dile getirmiştir. Ancak onu, geniş yakalı lejyon kaputu giymiş ve başında kalpakla hem sandalda hem de Samsun’da gördüğünü ifade etmiştir.
19 Mayıs 1919 bir milletin kaderini değiştiren tarih kelimenin tam anlamıyla. Savaşlardan, yoksulluktan, sahipsizlikten sıfırı tüketmiş olan Anadolu halkı uzaklardan cesur, asi, yurtsever bir paşanın direnişe geçtiğini duymaktaydı. Bu güven bile mücadele ateşini yakmaya yetti. O gün tarih yazacaklarını bilmedikleri gündü. Koskoca devletler geldikleri gibi gittiler, düşününce resmen delilik. Atamızı ve milli mücadelede emeği geçen isimli isimsiz tüm kahramanları saygı ve minnetle anıyorum. 🇹🇷
Şerefli yolculuğun ilk adımıdır 19 Mayıs tutsak yasamaya isyandır 19 Mayıs Onurlu asil bir liderin doğduğu gündür 19 Mayıs