DHA'nın aktardığı bilgiye göre olay, 2002 yılı haziran ayında, Karşıyaka Cevdet Bilsay Caddesi'nde meydana geldi. Evinin hemen karşısında iş yeri bulunan bir arkadaşıyla çay içen ve o dönemde 30 yaşında olan Osman Dikici, iddiaya göre kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından minibüse bindirilerek kaçırıldı. Aynı gün aileye gelen telefonda, Osman Dikici’yi kaçırdıkları ve bir ay boyunca kendileriyle birlikte kalacağı belirtildi. Aile, durumu polise bildirdi. Polis arama çalışması başlattı, ancak tüm çabalar sonuçsuz kaldı.
Uzun yıllardır büyük bir çaresizlik yaşadıklarını belirten Kemal Dikici, şunları söyledi:
'Belirsizlik kadar kötü bir duygu yok. Son 3-4 yıldan beri uyku uyuyamaz oldum. Geceleri kalkıp acaba gelir mi diye balkona çıkıyorum. Kapıda bir tıkırtı olsa 'Osman mı geldi?' diye heyecanlanıyorum. Artık bu iş sonuçlansın. Ne şekilde olursa olsun, ama sonuçlansın. Kimi görsem bana Osman'ı soruyor. Çaresizlik içindeyim. Oğlumun öldürülmüş olduğunu düşünmek istemiyorum. Oğlumu kaçıran B.U.'nun Antalya'da olduğunu öğrendik. Üzerinde kimlik ve ehliyet olmadığı için başka bir ülkeye gidip gitmediğini de bilmiyoruz. Kendi isteğiyle gittiğini düşünmüyorum. Çünkü ona yeni bir iş yeri açmıştık ve sözlüydü. Evlilik planları yapıyordu. Ayrıca bizimle de bir sorunu yoktu. Kaçmış olsa da bu 18 yıl sürmezdi. Kolum kanadım kırık. Eğer çocuğum öldüyse öldü desinler. Ben de mezarına gideyim, lokmasını döktüreyim. Böyle beklemenin bir faydası yok'