"Aşk Örgütlenmektir Bir Düşünün Abiler": 18 Şiiriyle Türk Edebiyatının "Karaduygulu" Şâiri Ece Ayhan

Ece Ayhan sadece 'İkinci Yeni' şiirinde değil, genel olarak Türk edebiyatı tarihinin  hem sözdizimsel olarak hem de imge dünyası açısından belki de en kendine özgü, en ayrıksı şâiridir. Doğan Hızlan'a göre, Ece Ayhan 'sevgilinize hediye edebileceğiniz şiirler yazmaz.' Onun şiir dünyasının içine girmek, çaba ve emek ister. Onun, Türkçenin cümle kuruluşunu ters yüz eden diline âşinalık ister. Ancak usta şâirin şiirinin lezzetini bir kez edinen için de bambaşka bir yere sahip olur Ece Ayhan. Hem 'aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler', sadece bunun için bile Ece Ayhan okunur...İyi okumalar efendim...

1. Tam adı Ece Ayhan Çağlar'dır. Soyadını şiirlerinde kullanmaz.

BAKIŞSIZ BİR KEDİ KARA

Gelir dalgın bir cambaz. Geç saatlerin denizinden. Üfler lambayı. Uzanır ağladığım yanıma. Danyal yalvaç için. Aşağıda bir kör kadın. Hısım. Sayıklarbir dilde bilmediğim. Göğsünde ağır bir kelebek. İçinde kırık çekmeceler. İçer içki Üzünç Teyze tavanarasında. İşler gergef. İnsancıl okullardan kovgun. Geçer sokaktan bakışsız bir Kedi Kara. Çuvalında yeni ölmüş bir çocuk. Kanatları sığmamış. Bağırır Eskici Dede. Bir korsan gemisi! girmiş körfeze.

2. 1931 yılında babasının mal müdürlüğü göreviyle bulunduğu Datça'da, ailesinin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Behzat Çağlar, Geliboluludur, annesi Ayşe Hanım ise Eceabatlıdır.

KINAR HANIMIN DENİZLERİ

Bir çakıl taşları gülümseyişi ağlarmış karafaki rakısıyla

şimdi dipsiz kuyulara su olan kınar hanım'dan

düz saçlarıyla ne yapsın şehzadebaşı tiyatrolarında şapkalarını

tüketemezmiş hiç

İşte kel hasan bu kel hasan karanlığı süpürürmüş

ters yakılmış güldürmemek için serkldoryan sigaralarıyla

işte masallara da girermiş bir polis o zamanlardan beri sürme

kirpiklerini aralayarak insanları çocukların

Ve içinde birikmiş ut çalan kadın elleri olurmuş hep

gibi bir üzünç sökün edermiş akşamları ağlarken kuyulara kınar

hanım'ın denizlerinden.

3. Ece Ayhan, ilkokula Eceabat'ta başlar, Ailesinin 1940 Kasım'ında Çanakkale'den ayrılarak İstanbul'a yerleşmesi üzerine, eğitimine İstanbul'da devam eder. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul'da tamamlar.

MEÇHUL ÖĞRENCİ ANITI

Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında

Bir teneffüs daha yaşasaydı

Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür

Devlet dersinde öldürülmüştür

Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:

-Maveraünnehir nereye dökülür?

En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:

-Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir.

Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor

Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır:

Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım

O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik

Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazdırmıştır:

Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler

Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:

Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında

Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır

Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek.

4. Üniversite eğitimini ise Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde tamamlamıştır.

AÇIK ATLAS

Hayattan ders veriyor diye öğretmenleri kızdıran

Tuzu bir bulmuş çocukları saklamadan güldüren dünyaya

Su kaçırmaz bir eşeğin sesine açıktır penceresi

Bir sınıfın, batı son dersinde, kuşluk vakti

Meşeler yapraklanınca bir tuhaf olurlar işte

Koparılmış kürt çiçekleri, hatırlayarak amcalarını

Azınlıkta oldukları bir okulda bile, sorarlar soru

Neden feriklerin ve eşeklerin memeleri vardır?

En arka sırada çift dikişliler, sınavda en öne

İntihara ve denizde nasıl boğulmaya çalışırlar

Yalnız Orta Doğu'da el altında satılan bir atlas

Kim demiş on sekiz yaşından küçükler okuyamaz

Bakıldı ki kum saati, ters çevrilmiş, çıt, usul isa asi olmuş

İkinci karnede babası yarısını silahıyla dışarda bırakıp

Öyle öğretildiği için saygılı, sınıfa giren parmak çocuğun

Boş yerine, girilmeyen bir dersin denizi, gelip oturmuş

Açık kalmış atlası, deniz taşmıştır, darılmasın Fırat ama

Hayatın orta öğretmeni sustu, dondu gülmeleri çocukların

Bir cenaze töreninde daha ölümü karşılamaya götürüleceğiz

Efendiler! Eşekler susabilirler

Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?

5. Eğitiminin ardından Deniz Hafize Hanım ile evlenir ve kaymakam olarak atandığı Gürün'de göreve başlar.

BİR ELİŞİ TANRISI İÇİN AĞIT

Peki nasıl oldu da hatırladı denizde boğulduğunu

nasıl oldu da peki anlatamıyorum biliyorsun

Öyle ölüme düşkündü ki biyoloji sıfır

bir şarkı yiyor şimdi şapkalarını orospular eksiliyor

Ama yok ne olur ağlama böyle ama yok

şunun şurasında tramvaysız, çocuk olmak turunç olmak

Kantocu peruz sahiden yaşadı mı patron?

6. 1963'te Alaca'da (Çorum) kaymakamlık ve belediye başkanlığı görevlerine atanır; aynı yıl tek çocuğu olan Ege dünyaya gelir. 1964'te Tuzla Piyade Okulu'nda yedek subay öğrenci olarak başladığı askerlik hizmetini tamamlar ve 1965'te Çardak (Denizli) kaymakamlığına atanır.

ÇAPALI KARŞI

Kollarında eski balık dövmeleri

teodor kasap perhiz ahali içmez

ay türkçe rakı çıkmıştır kapalı

ve geniş muhlis sabahattin'den

ayşe opereti ne güzel bir hiç

Üç yıllar var ki minyatürlere mahkûm

teodor'un o eski balık dövmeleri

ay osmanlılaşmış abi tüfekçi olmuş

ve korkunç taş gülmekler muhlis'te

gibi merdivenli bir sokaklar uzatmış

çiçek bahçelerine kaçabilsin ayşe

atlı tramvaylarla ne güzel bir hiç

İşte o biçim gecelerde kucaklamış

getirir enflasyon arkadaşlarını

kova abdülhamit akşam gazeteleri

dağlar gibi yalnızlık ne güzel bir hiç.

7. Disiplinli bir yaşam tarzı ve memurluk hayatı, edebiyat çevrelerinde bugün de “hırçın şair”, “huysuz şair” olarak anılan Ece Ayhan’ın yaradılış özelliğiyle bağdaşmayacak olgulardır. Ece Ayhan, 1966’da devlet memurluğu görevinden ayrılarak “soluk alıp verdiğini gerçekten duyduğum tek kent” dediği İstanbul’a yerleşir.

zaferyalcinpinar.com

ORTA İKİDEN AYRILAN ÇOCUKLAR İÇİN ŞİİRLER

Sivil ölümden konuşuyoruz dağılan neftilikler

arkadaşlar Makedonyalı kalın usta marangozlar.

Kapaklanır bir adam daha kaçıncı, aktığımızı görünce

ters çevrilmiş kente karşı işte onun denizlerine

delikanlı kostaklarımızı çıkarmış ve ırmaktır.

Erkek ölümden konuşuyoruz yeni ormanlardan

dahi 'dikeni seven gülüne katlanır bir kadın'dan.

Haramiler ki kırkın üstünde artık sayıları

bir küçük tabut tabakada gezdirirler ölüleri fakfon

burunları çekmek üzre, ince çağrışımlıdır.

Ey orta ikiden ölerek ayrılan çocuklar! aslında başlayan

askerler tabiatta hâlâ tramvaydan Sirkeci'de mi inerler?

süsüne kaçılmamış bir cenaze törenine gitmek için.

8. Kısa aralıklarla birçok işe giren sanatçının İstanbul’da yaptığı başlıca işler arasında; Meydan Larousse ansiklopedisinde yazarlık, Sinematek'te ve Yeni Sinema Dergisi’nde müdürlük, Genç Sinema Grubu’nda yöneticilik, Ağaoğlu Yayınevi'nde çok kısa bir süre redaktörlük sayılabilir.

YALINAYAK ŞİİRDİR

1. Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim

Emrazı Zühreviye Hastanesi'ne kapatıldı anamız

Adıyla çalışan ermiş Sirkeci kadınlarındandır

Şeker atar hâlâ mazgallardan Cankurtaran'da

Acı Bacı'nın acı bilmez uçurtma çocuklarına

Yıl sonu müsamerelerine kimler çıkarılmaz?

2. Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim

Babamız dövüldü güllabici odunlarla tımarhanede

Acaba halk nedir diye düşünür arada işittiği

Dudullu'dan tâ Salacak'a koşarak alkışlayalım

Fazla babalarıyla dondurma yiyen çocukları

Hangi çocukların neye imrenmesi yalınayak şiirdir?

9. Kansere yakalanan eşi Deniz Hafize Hanım'ı 1968'de kaybeder. Ekonomik durumunun çok kötü olması ve yaşının küçüklüğü gibi nedenlerle oğlunun bakımını eşinin ebeveynine bırakır.

KILIÇ

                                             M.Ç. için

Ey serseriliğin denizleri! Ey ahtapotları atılmışlar kıyıya mutsuzluğun! Bir

kraliçedir oğlum kanatlarını açmış. Örtünür canfes. Unutur gitgide yıkılmış babası

büyücü. Selanik'te geçirir kışı.

Gelmiş bir kadınla konuşur. Mısrâyım'den. Yorgunluğu kusursuz bir at mor.

Uyuya kalmış kayalıklarda. Yükselir niçin bilinmez deniz. Ey batık gemiler! Ey sürgün

karaltıları! Ağlıyan bir melez ben.

Anlatılmaz bir kılıçtır kuşanmış taşırım belimde karaduygululuk.

10. Ece Ayhan, 1974’ten ölümüne kadar, beynindeki tümörün yol açtığı birtakım hastalıkların sıkıntılarıyla yaşamıştır. Sağ kulağının ileri derecede işitme engeline ve sağ gözünde de hasara sebebiyet veren tümör, dünyaca ünlü beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil'in ameliyatlarıyla ölümcül olmaktan çıkarılmıştır. Ancak, tümörün diğer organlarda meydana getirdiği hasarlar, sanatçıya yaşamı boyunca sıkıntı vermiştir.

USTA İŞİ

1.Fakir kuş hiç unutmaz, kitapların yakıldığı yıldı

Kırk kapıdan birden devletle girdiğini gördük

Başsız bir at ve içindeki solgun süslü binicisinin

Dervişlere göre parçalanmış ölüm doğudan dönüyordur

Onun için ki acı bir suyla üçe bölünmüştür bir kent

2.Fakir kuş hiç unutmaz, ustaları ölmüş oğlan çocukları

Denizden çıkınca birbirlerinin saçlarını tararlardı

Ah karpuzun içindeki kesmece delikanlım İstanbul

Yüreğini utanarak saklıyor ve çürümüş çiçek kokuyorsun

Okuma parçası bir kentin üstünde kara güvercinler uçuşuyor.

3.Fakir kuş hiç unutmaz şu altın eytişimsel yasayı da

Tarihte nice ve nite şehzade bilmeden atını taşımıştır

İşte onların sandukalarında usta işi gazeller oyuludur.

11. Büyük bir ekonomik sıkıntı içinde yaşayan sanatçı, Çanakkale Belediye Başkanlığının yardımlarını görür. Belediyenin geçici işçi kadrosuna alınarak sosyal güvenliğe kavuşması sağlanır ve böylece SSK hastanesinden ücretsiz olarak yararlanır.

ZAMBAKLI PADİŞAH

Ne zaman elleri zambaklı padişah olursam

Sana uzun heceli bir kent vereceğim

Girilince kapıları yitecek ve boş! Azizim, güzel atlar güzel şiirler gibidirler

Öldükten sonra da tersine yarışırlar, vesselam!

 I

Ey imece ile başsız gömülecek derviş

Sen kendin o zamandan değilsin

Ya bu hikayeyi nereden bilirsin?

Ey ustalıkla taşaronluğu birbirine karıştıran ve

Yaşayan okur!

Sen yabancı değilsin bense bir fakir derviş.

 II

Ve bir derviş ... atını saldı salar.

 III

Karartma benizli bir sözcük kırıntısından bile.

Kesekağıdı yapıyor, yapabiliyor.

 IV

Hava gırçımadır

İki çocuk da bir gömlek içinde

Valde külhandadırHafız! Sence çocuklar

Çiçeklerin koynunda uyumalıydı değil mi!

 V

'Sizde ölüm var mıdır?'

 VI

Yedi kez görünmeyen denizin üzerinde, iki açık deniz evliyası

Tabuttaş'tan Üsküdar Sultanlığı'na bir konsol aynası taşır.

 VII

Eski bir göç yolu, izlenmektedir.

 VIII

Devlet ve şairleri, iki kaşık gibi içiçe uyurlarken

Geldiği kapkara denize Karpiç'den gönderilmiş bir gemi.

 IX

Duyduk ki, bir daha

Kuş getirmek sınıfa

İntihar olmuş cezası

Hal ve gidişat tüzüğünde

Biz kuşları tutmuyoruz ki

Kapıda koyveriyoruz

Dönüp onlar ceplerimize giriyorlar

N'apalım?

 X

İnsan gözünün soldan sağa okuma alışkanlığı!

 XI

Unutulmuş bir çocukluk hastalığından da bilinebilir

İkinci Savaş'da Galata'da geçilmiş bir kedi merdiveni.

 XII

Şiir de, duraklarda, dinlenirdir, dinlenir.

 XIII

Yenilmiş, geri çekilmededir bir gizli yol

Muvazzaf şairler de ...

 XIV

Geceleri, aydan, evlere girilemiyordur.

 XV

Devletin cüceleri nasıl iki kez ayağa kalkmak zorundaysalar

Tabiatın cüceleri de bir dehliz bulmuşlardır kendi içlerinde.

 XVI

Portakallarla donanmış selatin meyhaneleri, kapalıdır.

 XVII

Ustasından geçmiyen bir deniz

Gittikçe uzaklaşıyor, okunmuyor.

 XVIII

Mühründe şiir kazılıdır bir padişah.

 XIX

Kuşlar havada, insan karada

Ölmek istemezler!

 XX

Beş aydan bu yana, ilk bir insan görüyorum...

 XXI

Kışı ve Üsküdar'ı, atkısıyla geçirecek bir kadın

Yazmışım, nedense, deftere.

 XXII

Sarışın Osmanlı tarihçileri...

 XXIII

'Bak bre çirkin!'

Karanfilinde bir ... basılıdır.

 XXIV

Beyaz kargalarlı, aykırı düşüncelerdir.

 XXV

Biliyorsun; ölüm

Artık ayakta karşılanmıyor, karşılanmaz!

 XXVI

Akıl, yürütülüyor, yürüttüm bu kentte.

 XXVII

Bir erkeğe gerilmiş bir kadın,

karşıdadır.

 XXVIII

Ebru ile bir yazı arası.

 XXIX

'Şiir, ölüm ve yaşam dolayısıyla,

Şimdi ve daima, açıktır.'

 XXX

İşkence!... Bu sözcüğü, ilk Karagümrük'de

Duyduk duyuldu.

 XXXI

Camında sabun kurutulan evler

Beyoğlu'nun yıkılacağını bildiriyorlar.

 XXXII

Ey gemileriyle birlikte yiten denizler

Ve bağlı limanlarıdır! ki unutulmasın

Gerçeklikte, gemiler terketmektedir fareleri.

12. Daha sonra yine şâir dostlarının ve kendisi de yine bir şâir olan, dönemin başbakanı Bülent Ecevit'in desteğini görür. Bütün bu tedavilerin sonucunda felçten kurtulup ayağa kalkabilen sanatçı, Nisan 2001'de tekrar Çanakkale'ye yerleşir. 2002 yılında da tekrar buradan ayrılır ve İzmir'de huzurevine yerleşir. Aynı yıl vefat eder.

DÖKÜLECEKLER

1. Uç Doğu. Anadolu'yu anlatacaktır öğretmen. Haritayı asar.

2. Bütün sınıf korkmuştur; göller, ırmaklar dökülecekler!

13. Ece Ayhan'ın, ilk şiiri 1954 yılında “Türk Dili”nde yayımlandı. 1954-55 yılları arasında Türk Dili, Varlık ve Yenilik dergilerinde çıkan şiirlerinden sonra, Pazar Postası, Seçilmiş Hikâyeler ve Yeditepe Dergileri’nde yazdı.

MOR KÜLHANİ

1. Şiirimiz karadır abiler

Kendi kendine çalan bir davul zurna

Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan

Taşınır mal helalarında kara kamunun

Şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir

Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler

2. Şiirimiz her işi yapar abiler

Valde Atik'te Eski Şair Çıkmazı'nda oturur

Saçları bir sözle örülür bir sözle çözülür

Kötü caddeye düşmüş bir tazenin yakın mezarlıkta

Saatlerini çıkarmış yedi dala gerilmesinin şiiridir

Dirim kısa ölüm uzundur cehennette herhal abiler

3. Şiirimiz gül kurutur abiler

Dönüşmeye başlamış Beşiktaşlı kuşçu bir babanın

Taşınmaz kum taşır mavnalarla Karabiga'ya kaçan

Gamze şeyli pek hoş benli son oğlunu

Suriye hamamında sabuna boğmasının şiiridir

Oğullar oğulluktan sessizce çekilmesini bilmelidir abiler

4. Şiirimiz erkek emzirir abiler

İlerde kim bilir göz okullarına gitmek ister

Yanık karamelalar satar aşağısı kesik kör bir çocuğun

Kinleri henüz tüfek biçimini bulamamış olmakla

Tabanlarına tükürerek atış yapmasının şiiridir

Böylesi haftalık resimler görür ve bacaklanır abiler

5. Şiirimiz mor külhanidir abiler

Topağacından aparthanlarda odası bulunamaz

Yarısı silinmiş bir ejderhanın düzüşüm üzre eylemde

Kiralık bir kentin giriş kapılarına kara kireçle

Şairlerin ümüğüne çökerken işaretlenmesinin şiiridir.

Ayıptır söylemesi vakitsiz Üsküdarlıyız abiler

6. Şiirimiz kentten içeridir abiler

Takvimler değiştirilirken bir gün yitirilir

Bir kent ölümünün denizine kayar dragomanlarıyla

Düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?

14. Ece Ayhan Türk edebiyatında İkinci Yeni olarak adlandırılan şiir akımının, en ayrıksı, en tuhaf, en başına buyruk şâiridir. Belki de bu yüzden en çok eleştirilenidir.

FAYTON

                                                    Erol Gülercan'a

O sahibinin sesi gramofonlarda çalınan şey

incecik melankolisiymiş yalnızlığının

intihar karası bir faytona binmiş geçerken ablam

caddelerinden ölümler aşkı pera'nın

Esrikmiş herhal bahçe bahçe çiçekleri olan ablam

çiçeksiz bir çiçekçi dükkanının önünde durmuş

tüllere sarılmış mor bir karadağ tabancasıyla

zakkum fotoğrafları varmış cezayir menekşeleri camekânda

Ben ki son üç gecedir intihar etmedim hiç, bilemem

intihar karası bir faytonun ağışı göğe atlarıyla birlikte

cezayir menekşelerini seçip satın alışından olabilir mi ablamın.

15. Gerçi "İkinci Yeni" şiirinin en önemli temsilcisi olarak görülse de, kendisi "İkinci Yeni" tabirinin yerine "Sivil Şiir"i önerdi ve bunu kullandı.

MELÂHAT GEÇİLMEZ

1. Gazetelerde ak kara bir resmi otuz yıllık. Arkasında mülki taksimatlı bir harita.

Komiserin odasında ağırlanırmış.

2. Ve imparatoriçeliğinde bir vesikalık. Tombalacı Ceylan renkli çekmiş.

Delikleri balmumuyla örterler.

3. Gönderilen çelenklerde 'Geçilmez' yazılmıştı soyağacı. Küçük harflerle de

'fuhşun anısına'.

4. Çanakkaleli Melâhat'ın törenine polis bandosu da katılmıştır.

16. Şâir, ilk şiirlerinden itibaren oluşturduğu kendine özgü dille dikkati çekti. Özellikle Türkçenin sözdiziminde yaptığı değişikler onun şiirine çabasız ulaşmayı zorlaştırmaktadır.

SENTEZ

Şu taşbasması

İşkence Usülleri kitabı

Nerede basma iş

Babil'de

Babil'de bir çocuk demek

Bizi kullanıp kullanıp duruyormuş

Ama biz bu değiliz ki

Daha ilk sayfalarda

Karşımıza çıkıveriyor

Başkasının gözleri

Başkasının ağızları dudakları

Babil'de basılmış

Birer birer açılan

Hayatımıza.

17. Ece Ayhan'ın şiir kitaplarından başka, günceleri, denemeleri ve “Morötesi Requiem” başlıklı bir de anlatısı vardır. Güncelerinde ve denemelerinde, en başta şiir olmak üzere edebiyat, sanat, politika, tarih, ekonomi üzerindeki görüşlerine yer verir. “Sivil şiir”, “sıkı şiir”, “marjinallik”, “etik” gibi belirli kavramları öne çıkarır.

ŞİİR VE KADAVRA

1. Perşömen kağıtlar okunduğunda, kıvrıktırlar; şiirin ve

2. kadavranın içi açılmamıştır, insan insanın hiç.

18. Ece Ayhan, Türk şiirinde bir kilometre taşı olarak önemli bir yer edinmiştir...

YORT SAVUL

                                    Arif Çağlar için

1. Atlasları getirin! Tarih atlaslarını!

En geniş zamanlı bir şiir yazacağız

2. Harbi karşılık verecek ama herkes

Göğünde kuş uçurtmayan şu üç soruya:

3. Bir, Yeryüzünde nasıl dağılmıştır

Tarihi düzünden okumaya ayaklanan çocuklar?

4. İki, Daha yavuz bir belge var mıdır ha

Gerçeği ararken parçalanmayı göze almış yüzlerden?

5. Üç, Boğaziçi bir İstanbul ırmağıdır

Nice akar huruc alessultanlarda bayraksız davulsuz?

6. Nerede kalmıştık? Tarihe ağarken üç ağır yıldız

Sürünerek geçiyor bir hükümet kuşu kanatları yoluk

7. Çocuklar! ile bile muhbirler! ve bütün ahali!

Hep birlikte, üç kez, bağırarak, yazınız

8. Kurşunkalemle de olabilir

Yort Savul!

Biz de ustayı saygıyla anıyoruz...

Bonus 1: Ece Ayhan - Mor Külhani

Bonus 2: Ece Ayhan - Portreler Galerisi

Popüler İçerikler

Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı