17 yıl yeraltında yaşayan ağustos böcekleri, toprak altında uzun zaman geçiren tek ağustos böceği türü değil. Bu böceklere benzer şekilde, hayatının 13 yılını yeraltında geçiren başka bir ağustos böceği türü daha var. 13 ve 17 sayıları keyfi sayılar gibi görünebilir ama bu sayılar böcekleri hayatta tutmaya yardımcı olacak matematiksel bir özelliği paylaşıyor. Hem 13 hem de 17 asal sayılardır bu da yırtıcı hayvanların ağustos böceklerinin ortaya çıkış zamanına uyum sağlamalarını neredeyse imkansız hale getirir. Stephen Jay Gould 1977'de yazdığı 'Darwin ve Sonrası - Doğa Tarihi Üzerine Düşünceler' kitabında bu konu, '5 yıllık bir döngü içerisinde olan yırtıcı bir hayvan düşünün. Eğer bu ağustos böcekleri 15 yılda bir ortaya çıkıyor olsaydı, her yeryüzüne çıktıklarında yırtıcılar için av olurlardı. Ama büyük bir asal sayı olan 17 etrafında gelişen döngü, onların yırtıcılarla karşılaşma ihtimalini azaltıyor.' şeklinde geçiyor.
Greenpeace gezegenin dengesi için insanın böcek yemeye kendini alıştırması gerektiğini söylüyordu. Kulağa iğrenç gelse de dinleyince düşünmeden edemiyorsun. Büyük ve küçük baş hayvan çiftlikleri neredeyse fabrikalar kadar karbonmonoksit yayıyormuş ve bu çiftlikler konumları ve otlakları ile yaban hayata ve ormanlara çok fazla zarar veriyormuş. Tüketim amaçlı olarak üretilen binlerce hayvanın bire bir sebep olduğu hava kirliği de var. Öte yandan böcekler büyük ve küçük baş hayvandan daha hızlı üreyen, bir çiftlikten yüzlerce kat daha dar bir alanda barındırılabilen, beslenmeleri büyük ve küçük baş hayvanlardan çok daha masrafsız hayvanlar. En önemlisi de çok az miktarda böcek çok fazla etin sağlayacağı miktarda proteini barındırıyormuş. Çok uzak hatta imkansız bir rüya ama böceğin kırmızı etin yerini alması mümkün olsa gezegenin üzerinden çok büyük bir yük kalkardı diyordu bir greepeace aktivisti.
Evrim safsatası diye bişeyin olmadığını gayet iyi biliyorsunuz