Rönesans döneminin büyük mühendisi, tasarımcısı, anatomisti, ressamı, heykeltıraşı ve bilim insanı Leonardo da Vinci’nin tasarım dünyası İtalya ile sınırlı değildi. Yeteneklerine ve tutkularına uygun düşen bir yaratıcı etkinliğin nerede ve kim için olacağının onun açısından önemi yoktu. Onun etkinlik alanı tüm dünya, yararlı olmak istediği ise tüm insanlıktı.
Osmanlı padişahı II. Beyazıt (1447-1512), Haliç üzerinde yolcuların geçmesine ve eşya nakline mahsus bir köprü yaptırmak istiyordu. II. Beyazıt bu tasarısı için bazı uzmanların fikirlerini almıştı. Bu soruşturmanın ve köprü projesi fikrinin Leonardo’ya kadar ulaşmış olduğu, uzun yıllar sonra bulunan bir belgeden anlaşılmaktadır. Bu belge, Leonardo’nun II. Beyazıt’a yazdığı bir mektubun Topkapı Sarayı arşivinde bulunan çevirisidir. Bu mektubunda Leonardo, çarkları rüzgârla dönen bir değirmenden ve gemilerin suyunu boşaltmaya yarayan bir tulumbadan söz ettikten sonra asıl konuya geçmekte ve Galata ile İstanbul arasında kurulacak köprüden bahsetmektedir.
II. Beyazıt’ın arzusuna ve bazı girişimlere rağmen İstanbul ile Galata arasında bir köprü kurulamadı ve Istanbullular 1836 yılına kadar şehrin bu iki yakası arasında kayıkla gidip geldiler.