17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden tam 25 yıl geçti. 45 saniye süren deprem, Türkiye'nin en büyük depremlerinden biri olarak kayıtlara geçmiş, 17.840 vatandaşımız ise hayatını kaybetmişti.
99 depreminin 25. yılında, o anları henüz çocukken yaşayan bir vatandaşımızdan oldukça anlamlı bir paylaşım geldi.
maalesef öbür dünya diye kendinizi kandırdıkça, bu dünyada suçlular sizin cennet hayallerinizi yaşamaya devam edecekler.
O günlerde yapılanların bir kısmını hatırlıyorum: 1- organ mafyası. Depremin olduğu yerlerde enkazdan çıkan çocukları hastaneye götürme bahanesiyle araçlarına alır ve bir daha kendilerini göremezsiniz. 2- hırsızlar. Hırsızlar böyle bir felakette enkaz altında kalmış, vefat etmiş kişilerin değerli eşyalarını almaya çalışırlar. Hatta anlatılan bir anı şöyle; bir hırsız enkaz altında vefat etmiş kadının bileziklerini almak için kolunu kesmeye çalışırken, oradan geçen asker bunu görüyor ve hırsızın kafasına sıkıyor. ...
Çok kötü günlerdi, yaşayan bilir, o çığlıklar kulaklardan hiç gitmedi. Buna rağmen insanlar ders almadı. 99 bizim hayatımızın dönüm noktası oldu. Bir daha mutlu olamadık, her şey daha da kötü oldu.