17 Ağustos 99 Depremini Çocukken Yaşayan Bir Kişinin Paylaşımı: 16 Ağustos Hayatımın En Güzel Günüydü

17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden tam 25 yıl geçti. 45 saniye süren deprem, Türkiye'nin en büyük depremlerinden biri olarak kayıtlara geçmiş, 17.840 vatandaşımız ise hayatını kaybetmişti. 

99 depreminin 25. yılında, o anları henüz çocukken yaşayan bir vatandaşımızdan oldukça anlamlı bir paylaşım geldi.

Kaynak

Türkiye, 17 Ağustos 1999 tarihinde saat 03.02'de korkunç bir geceye uyandı.

Tarihinin en büyük depremlerinden birini yaşayan Türkiye, merkez üssü Gölcük olan 7,4 büyüklüğündeki depremle sarsıldı.

Sarsıntı tam 45 saniye sürmüştü.

İstanbul, Kocaeli, Düzce, Sakarya, Yalova'da hissedilen deprem, büyük bir hasara neden oldu.

Binlerce bina yıkılırken uykularında olan vatandaşlarımız, enkaz altında kalarak can verdi. O acı dolu günlerin üzerinden 25 yıl geçti geçmesine ama, neler öğrendiğimiz hala muallak.

99 depremini çocukken yaşayan bir vatandaşımız, deprem anısını anlatarak yüreklerimizi burktu.

twitter.com

13 Ağustos'da doğum günü olan çocuk, yıllardır hayali olan oyuncağa ve bilgisayara kavuşmuştu. 16 Ağustos'da ise en yakın arkadaşları evlerine gelmiş, beraber hediyelerinin keyfini sürmüşlerdi.

"O günün gecesinde ise ne çok istediğim bilgisayarım, ne çok sevdiğim arkadaşlarım ne de evlerimiz yoktu artık.

'Hiçbir şeyin bu ülkede değişmemesine, aradan geçen onca yıla rağmen daha da acınısı halkça yaşamış olmamıza, geride kalan insanların bu acıyla yaşamaya mahkum edilmesine ve bundan zerre sorumluluk duymayarak halkını yapayalnız ve çaresiz bırakmış bu devlete hiçbir zaman hakkımı helal etmeyeceğim ve hiçbir zaman barışmayacağım.'

"Yalova’da sadece ceza aldığını bilenen tek kişi Veli Göçer oldu. 18 yıl 9 ay hapise mahkum edildi. Sadece 7.5 yıl hapiste kaldı."

'Tahliye edildikten kısa bir süre sonra adını ve ismini değiştirerek tekrardan inşaat sektöründe devam etti. Veli Göçer’in yaptığı Çınarcık’daki evlerin hepsi yıkıldı. O yıkılan evlerde ömrümüz boyunca unutamayacağımız travmalarımızla yaşamaya devam ediyoruz. Aynı acılar ile sınanmadan ölmeyin tek dileğim bu.'

İlginizi Çekebilir

Oğuzhan Uğur, Üzerinden 25 Yıl Geçen 99 Depremini Acı Gerçekleri Hatırlatarak Andı
17 Ağustos Marmara Depremi'nin Üzerinden 25 Yıl Geçti: Hayatını Kaybedenler Unutulmadı, Anma Töreni Düzenlendi

Popüler İçerikler

THY Hostesine Saldırdığı İddia Edilen ve Ağza Alınmayacak Sözler Sarf Eden Dilan Çıtak'tan Açıklama Geldi!
Kayserili Damat Adayı Gelinin Düğünden Önce Talep Ettiklerini Duyunca Arkasına Bakmadan Kaçtı
Gündem Olan Görüntü: Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş 'Kelime-i Şehadet'i Yanlış Okudu İddiası
YORUMLAR
17.08.2024

maalesef öbür dünya diye kendinizi kandırdıkça, bu dünyada suçlular sizin cennet hayallerinizi yaşamaya devam edecekler.

17.08.2024

O günlerde yapılanların bir kısmını hatırlıyorum: 1- organ mafyası. Depremin olduğu yerlerde enkazdan çıkan çocukları hastaneye götürme bahanesiyle araçlarına alır ve bir daha kendilerini göremezsiniz. 2- hırsızlar. Hırsızlar böyle bir felakette enkaz altında kalmış, vefat etmiş kişilerin değerli eşyalarını almaya çalışırlar. Hatta anlatılan bir anı şöyle; bir hırsız enkaz altında vefat etmiş kadının bileziklerini almak için kolunu kesmeye çalışırken, oradan geçen asker bunu görüyor ve hırsızın kafasına sıkıyor. ...

17.08.2024

Devamı; 3- Provokatörler. Bu kişiler depremde giden onca can yokmuş gibi kendi menfaatleri doğrultusunda halkı kandıran kişiler. Yine örnek vermek gerekirse; o gece olan depremi Gölcük Donanma Komutanlığı'nda alem yapılmasına bağlamışlardı. Halbuki öyle bir oalt olmamıştı ama kendileri o kadar eminlerdi ki bu depremin günahını askerlere yıkmaya çalıştılar. 4- Sorumlular. Bu kişiler mevcut nüfızlarını kullanarak bu gibi olaylardan sıyrılan kişilerdir. Haberde anlatıldığı gibi tek tutuklanan müteahhit Veli Göçer di. Diğer yıkılan binaların müteahhitlerinden hapse gireni hatırlamıyorum.

Pasif Kullanıcı
17.08.2024

Çok kötü günlerdi, yaşayan bilir, o çığlıklar kulaklardan hiç gitmedi. Buna rağmen insanlar ders almadı. 99 bizim hayatımızın dönüm noktası oldu. Bir daha mutlu olamadık, her şey daha da kötü oldu.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ