16. Yüzyıl İskoçya'sında Yaşanan ve Korku Filmlerine Konu Olan Yamyamlık Hikayesini Duyunca İçiniz Ürperecek!

Tepenin Gözleri isimli korku filmini izlediyseniz orada anlatılan hikayenin ne olduğunu biliyorsunuzdur. Peki bu korkunç filmin gerçek hayat hikayesine dayandığını söylesek? İçiniz ürperdi, değil mi? Sizleri merakta bırakmadan detaylara alalım.

1977'de ünlü korku filmi yönetmeni Wes Craven, gişede büyük bir başarı elde eden ve o zamandan beri bir kült klasiği haline gelen The Hills Have Eyes (Tepenin Gözleri) filmini yayınladı.

Bu film, Alexander Smith'in A Complete History of the Lives and Robberies of the Most Notorious Highwaymen ve Charles Johnson’ın The Lives and Adventures of the Most Famous Highwaymen, Murderers, and Street Robbers (1734) gibi on sekizinci yüzyıl suç biyografilerinde ölümsüzleştirilen bir 16. yüzyıl suçlusunun hikayesine dayanıyordu.

İngiltere Kralı I. James'in saltanatı sırasında, İskoçya'da Ayreshire'dan geçen insanlar kayboluyordu ancak yetkililer bu insanların nasıl kaybolduklarını hiçbir zaman tam olarak çözemediler.

Sawney Beane ve ailesi deniz kenarında bir mağarada yaşıyordu ve yorgun gezginleri soymak dışında dış dünyayla hiçbir teması yoktu. Ancak, bu aile bir katilden çok daha fazlasıydılar; Smith'in kaydettiği gibi, öldürdükleri kişilerin cesetlerini yiyorlardı:

'Onlar herhangi bir ihtiyaçları için pazara gitmezlerdi. Bir kadını, erkeği ya da çocuğu soyar ve öldürürlerdi. Arkalarında ceset bırakmazlardı. Onları inlerine götürür, dörde böler ve yerlerdi.'

Binden fazla erkek, kadın ve çocuk bu şekilde hayatını kaybetti.

Smith, Bean ailesinin 'ensest ilişkiden doğan 8 oğlu, 6 kızı, 18 erkek torunu ve 14 kız torunundan' oluştuğunu yazdı. Ancak bir keresinde kurbanlarından biri, 'dişi yamyamlar adamın eşinin boğazını kesip göbeğini parçalayıp tüm iç organlarını çıkardıktan' sonra' kaçmayı başardı ve yetkilileri uyardı.

Yetkililer ailenin yeraltındaki inine girdiğinde, Smith'in çalışmasında anlatılan sahne şudur:

'Erkeklerin, kadınların ve çocukların bacakları, kolları, uylukları, elleri ve ayakları kuru dana eti gibi asılıydı ve bazı uzuvların turşusu kurulmuştu. Paralar, altınlar, gümüşler, saatler, kılıçlar, tabancalar, ketenden ve yünden çok sayıda cübbe ve onlardan aldıkları sayısız eşya inlerindeydi...'

On yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda cinayet, Lincoln B. Faller'a göre, Tanrı ve toplum üzerinde doğrudan bir suç olan en iğrenç suçlardan biri olarak görülüyordu ve hala da öyle algılanıyor.

Beane ve ailesinin işlediği çirkin suçlar, yetkililerin bu ahlaksız canavarları cezalandırırken eşit derecede çirkin bir tepki vermesini gerektiriyordu:

'Erkeklerin üreme organları kesildi ve ateşe atıldı. Sonra elleri ve bacakları kesildi ve birkaç saat içinde kan kaybından öldüler. Bütün bu işkenceler karısının, kızlarının ve torunlarının gözü önünde yapıldı. Daha sonra onlar da 3 ayrı ateşte yakıldı. Hepsi de erkekler gibi tövbe etmeden ve lanet okuyarak öldürüldüler.'

Peki, bu efsane doğru mu?

Ayreshire'dan bir yerel tarihçi, hikayenin 'kurgusal' olduğunu iddia ediyor ve gerekçesini şöyle veriyor:

'Bean ailesinin 25 yıllık soygun ve yamyamlık çılgınlığı 1000'den fazla kurbana neden oldu ve (masallara göre) 'tüm ülke neredeyse nüfussuzlaştı'. O halde, aile belgelerinde, yazışmalarda ve dönemin anılarında bu haykırıştan bir miktar söz edilebileceği varsayılabilir. Böyle bir şey ortaya çıkmadı. Pitcairn'in 1494-1624 İskoçya'daki Ceza Davalarında Bean'in hiçbir kaydı yok. Hikayeye göre, Bean'in cinayetleri nedeniyle haksız yere asılan seyyahların ve hancıların yargılanmalarına dair herhangi bir kayıt da yok.'

"Ancak ateş olmayan yerden duman da çıkmaz..."

'On altıncı yüzyıl İskoçya'sında bir mağarada yaşayan yamyam bir aile olabilir. Bu dönemde kolluk kuvvetleri tam olarak güçlü değildi. 1000 kişi bu şekilde öldürülmüş ve yenmiş olabilir ama bunun ne kadar doğru olduğunu asla bilemeyeceğiz.'

Ancak bu, 18. yüzyıl suç biyografisi yazarlarının bu halk efsanesini "kullanmasını" engellemedi.

Sonuç olarak 18. yüzyıl suçluların hayatlarının, okuyucuları suç dolu bir hayatı takip etmenin tehlikeleri konusunda uyarmak için çeşitli eserlerde kullanıldığı bir zamandı ve polisiye kurgunun altın çağıydı. 

Sawney Beane ve ailesi, yasaklanmış insan davranışlarının uç noktalarını temsil ediyordu; insanlar hırsız olabilir, insanlar katil olabilir ama yapmamanız gereken bazı şeyler vardır. Beane normalin altında, cani, yamyam, ensesttir. Bu  da onu polisiye bir kurguda veya korku hikayesinde kullanılabilecek bir karakter yapar.

Öyle veya böyle, bu efsane olmasa Tepenin gözleri gibi bir korku filmi asla piyasaya sürülemeyecekti.

Bu filmin yıllardır başarısının korumasının sebebi insanların en derin, en karanlık korkuları üzerinde oynamasıdır. Derinlerde bir yerde, muhtemelen bazı suçlu karakterlerin olduğunu bildiğimiz halde insanlığın böyle bir eylemi gerçekleştirebilecek potansiyelde olduğuna inanmak istemiyoruz. Bu tür iğrenç suçları tasvir eden kitaplar ve filmler bize 'endişelenme, bu sadece bir hikaye' diyerek bu korkuları hafifletmeye hizmet ediyor.

Peki siz bu filmi izlediniz mi? Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Beyaz Perdeye Yeni Bir Soluk Getiren Ancak Şimdiye Kadar Değeri Bilinmeyen 25 Animasyon Filmi
Bir Duygudan Diğerine Işık Hızında Sürükleyip Hayata Başka Bir Gözle Bakmanızı Sağlayacak Filmler
Sinefiller Toplansın! Henüz İzlemediyseniz İşi Gücü Bırakıp İzlemeniz Gereken Değeri Bilinmeyen Filmler

Popüler İçerikler

RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!
YORUMLAR
04.10.2022

kapaktaki adam mesut özil diye geldik ya:) şaka maka il fotodaki adam net mesut özil

Pasif Kullanıcı
04.10.2022

Zıkkımın pekini yiyesice.

04.10.2022

Orijinal filmi değil ama yeniden çevrimi izlemiştim o da başarılı bir filmdi.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ