Ekonomiyi Faiz Lobisinin Değil Faiz Fobisinin Batırdığının 16 Maddede Açıklaması

Yüksek enflasyon mu faizin yükselmesine yol açar yoksa yüksek faiz mi enflasyonu yükseltir? İki tarafı da savunanlar var. İktisatçı olmayanların çoğu yüksek faizin enflasyonu yükselttiği görüşüne daha çok eğilim gösterirler.

Enflasyonla faiz arasındaki ilişkiyi tam olarak yerli yerine oturtabilmek için her şeyden önce hangi tür enflasyonla karşı karşıya olduğumuzu anlamamız gerekir.

1. Enflasyon Nedir?

Bir ekonomide fiyatlar genel düzeyinin sürekli olarak artması haline enflasyon diyoruz. Bu tanımda dikkat çekilmesi gereken 2 nokta:

  • Tek tek fiyatlar değil genel olarak fiyatların düzeyi artmış olacak. Birkaç malın fiyatının artması enflasyon değildir.

  • Artışın sürekli olması gerekecek. Bir defa görülen fiyat artışına enflasyon demiyoruz.  

Bir ekonomide enflasyonun kökeninin bilinmesi enflasyonla ilgili soruları doğru yanıtlamak için gereklidir. Enflasyon iki kökenden beslenebilir:

  • Talep kökenli enflasyon

  • Arz (maliyet) kökenli enflasyon

2. Talep Kökenli Enflasyon Nedir?

Eğer bir ekonomide talep kökenli sorunlar varsa yani örneğin arz miktarı değişmediği halde talep miktarı artıyorsa o zaman ekonomide talep kökenli enflasyon oluşur. 

Örnek: Yalnızca 100 ekmek üretilen ve 1 TL’den satıldığında ekmeklerin tümü tüketilen bir ekonomi düşünelim. Varsayalım ki bir sonraki dönemde talep miktarı 110’a çıkmış fakat ekonomi bu kadar ekmek üretememiş olsun. Bu durumda talep sahipleri ekmeğe daha fazla fiyat vermeye razı olacaklar ve ekmeğin fiyatı artacak, örneğin 1,10 TL’ye yükselecektir. Eğer bir sonraki dönemde arz yine 100 adet ekmekte kalırken talep miktarı 120 ekmeğe yükselirse ekmek fiyatı da örneğin 1,20 TL’ye çıkacaktır. Bu, talep enflasyonudur.

3. Talep Enflasyonu Nasıl Oluşur?

Talep enflasyonu çeşitli nedenlerle ortaya çıkar. Örneğin nüfus artmışsa talep de artar. Ya da her şey sabitken merkez bankası piyasaya daha fazla para sürmüş ve bu para tüketicinin eline geçmişse talep yine artar. Talep enflasyonunu önlemenin yolu insanları daha fazla tüketimden vazgeçirip tasarrufa yönlendirmekten geçer. Bunun da yolu faizlerin artmasını sağlamaktan geçer.

4. Arz (maliyet) Kökenli Enflasyon Nedir?

Eğer bir ekonomide arz yönlü sorunlar varsa yani örneğin arzda daralma ya da maliyetlerde artış oluşmuşsa o ekonomide arz yönlü enflasyonist baskıdan söz edilebilir. Arzda daralma, talep düşmediği halde üretim miktarında düşüş olması halidir. Ki bu fiyatların yükselişe geçerek enflasyon oluşmasına yol açabilir.

5. Maliyetlerde Artış Sebepleri

  • Üretim faktörlerine ödenen bedellerde artış olabilir (ücret artışı, kira artışları, finansman maliyetleri ve dolayısıyla faizlerde artış.)

  • Girdi fiyatlarında artış olabilir (üretimde kullanılan hammadde, ara malı, sermaye malı fiyatları artabilir.)  

  • Kurlarda artış ortaya çıkabilir. Bu durumda üretimde kullanılan ithal girdilerin fiyatları artabilir. Petrol, doğalgaz fiyatlarında artışın etkilediği enerji fiyat artışlarına ek olarak kurda ortaya çıkan artışlar bu tür girdilerin ithal fiyatlarını dolayısıyla firmaların üretim maliyetini artırır.

6. Arz (Maliyet) Enflasyonu Nasıl Oluşur?

Yalnızca 100 ekmek üretilen ekonomimize geri dönelim. Diyelim ki bütün bu ekmekleri bir tek fırın üretmektedir. Bu fırında bir işçi bulunduğunu, fırının, ithal doğalgazla çalıştığını, ekmek üretimi için un, maya, su kullanıldığını, ekmek üreten makinenin değişken faizli banka kredisiyle alınmış olduğunu varsayalım. O zaman:

  • İşçinin ücreti sürekli artıyorsa bu üretim faktörleri bedellerindeki artışın yarattığı bir maliyet enflasyonuna yol açar. 

  • Kurlar sürekli yükseliyor ve o nedenle ithal doğalgazın fiyatı ve elektriğin fiyatı sürekli artıyorsa o zaman bu maliyetlere de yansır ve ekmek fiyatları da buna uyum göstererek sürekli artar ve enflasyona neden olur. 

  • Ekmek üretiminde girdi olarak kullanılan un, maya ve suyun fiyatı sürekli artarsa bu da maliyetleri artıracağı için enflasyona yol açar. 

  • Aynı şekilde bankadan alınan değişken faizli kredinin faizi de sürekli artış gösterirse bu da maliyetleri artırıcı bir etki yapar ve enflasyona neden olabilir. 

Burada sayılan bütün artışlar sürekli olması halinde enflasyon olarak adlandırılır, bu artışlar bir defalık artış olarak ortaya çıkmışsa enflasyon olarak adlandırılmaz, fiyat artışı olarak kabul edilir.

7. Talep Enflasyonu Varsa Ne Yapmak Gerekir?

Eğer talep enflasyonuyla karşı karşıyaysak yani arzdan fazla talep varsa ya da üretilen mal ve hizmet miktarından daha fazlası talep ediliyorsa fiyatlar yükselecek ve enflasyona neden olacak demektir. Bunu önlemenin yolu faizleri artırarak talebi düşürmek ve insanları tüketim yerine tasarrufa yönlendirmektir.

8. Arz (Maliyet) Enflasyonu Varsa Ne Yapmak Gerekir?

Eğer maliyet enflasyonuyla karşı karşıyaysak yani üretim unsurları ve girdilerinin fiyatları talep dışı nedenlerle artıyorsa (örneğin ücretler sendika baskılarıyla yükseliyor ya da enerji maliyetleri petrol ve doğalgaz fiyatlarının uluslar arası alanda artması nedeniyle yükseliyor ve bunlar da enflasyona neden oluyorsa) o zaman faizi arttırdığımızda enflasyon da artar. Çünkü faiz de bir maliyet unsudur (finansman maliyeti) ve buradaki artış enflasyonun daha da artmasına yol açabilir. Bu sebeple, enflasyon artarsa düşürmek için faizi düşürmek gerekebilir.

9. Hem Talep Enflasyonu Hem de Maliyet Enflasyonu Bir Arada Yaşanıyorsa Ne Yapmak Gerekir?

Burada yapılması gereken şey enflasyonun ne kadarının talep ne kadarının maliyet kaynaklı olduğunu ayırt ederek işe başlamaktır. Eğer etkiler yarı yarıya ise o zaman faiz aracını kullanmak fazla işe yaramayacak demektir. 

Böyle bir durumda faizi artırarak talep enflasyonu düşürmenin getirisi muhtemelen maliyet enflasyonunu artırarak ortaya çıkacak kayıpla giderilmiş olacak ve faiz boşuna yükseltilmiş olacaktır. 

Ya da tersine maliyet enflasyonunu düşürmek için yapılan faiz indirimi talep enflasyonunu azdıracağı için etkiler birbirini nötralize edecek sonuçta faiz düşerken enflasyon aynı düzeyde kalmaya devam edecektir.

10. Beklenmedik Bir Sonuçla Karşılaşmamak İçin...

Eğer ekonomide maliyet ve talep enflasyonu birbirine yakın ağırlıkta ise bu durumda faiz politikası işlevsiz kalacak yani bir işe yaramayacak demektir.

Faiz politikasını enflasyona karşı kullanırken ekonomideki talep ve maliyet enflasyonlarını ve bunların dengedeki ağırlıklarını iyi belirlemek gerekir. Aksi takdirde beklenmedik sonuçlar karşımıza çıkabilir.

11. Kur ile Faiz İlişkisi Nedir?

Türkiye gibi yüksek dış finansman ihtiyacı olan ekonomilerde yabancı paraların yerli para ile olan ilişkisi büyük ölçüde faiz - risk dengesiyle belirleniyor. Eğer bu tür bir ekonomide riskler yüksekse (yani örneğin cari açık yüksek, dış finansman ihtiyacı yüksek, siyasal belirsizlikler söz konusu, mali disiplinde sorunlar varsa) o zaman yabancı para çekebilmek için faizlerin yüksek tutulması gereği vardır. 

Aksi takdirde dış finansman girişi azalır ve kurlar yükselir. Kurlar yükselince riskler yükselir, dış finansman kaynaklarının gelmesi azalacağı gibi içeridekiler de dışarı çıkmaya başlar.

12. Kurların Yükselmesi Enflasyon Sebebidir

Kurların yükselmesi yukarıda belirtildiği gibi enflasyonun yükselmesine yol açar. Dalgalı kur rejimi uygulayan açık bir ekonomide paranın iç değeriyle dış değeri birlikte hareket eder. Yani enflasyon oluşmuşsa paranın dış değeri de düşer ya da paranın dış değeri düşmüşse enflasyona yol açar. Bu durumda tek çözüm faizi yükselterek dış finansman için yeniden çekim alanı yaratmaya çalışmaktır. Böylece yabancı kaynaklar içeri çekilmiş ve kurlar düşürülmüş, enflasyon da denetim altına alınmış olur.

13. Ekonomi Politikası mı, Politika Ekonomisi mi?

Ocak ayı enflasyonu niçin yüksek geldi? İki nedeni var: 

  • Gıda fiyatları beklenenden daha fazla arttı.

  • TL, USD ve Euroya karşı değer kaybetti. TL’nin son bir haftada Dolara karşı değer kaybı yüzde 3’e yaklaştı. 

Gıda fiyatlarındaki gelişme konusunda yapılabilecek fazlaca bir şey yoktu. Ama acaba TL’nin değer kaybı açısından yapılabilecek bir şey var mıydı? 

Benzer ülkelerle karşılaştırdığımızda çoğu ülkenin parasının bu dönemde bu iki rezerv para birimine karşı değer kaybettiğini görüyoruz. Buna karşılık, özel durumu nedeniyle Rusya’yı dışarıda bırakırsak en yüksek değer kaybı TL’de yaşandı. Bunun nedeni ekonomi politikasında yaşanan belirsizliklerdir.

14. 94 Krizini Hatırlamak

1994 yılında da benzer bir yaklaşım sergilenmişti. Faizin sonuç değil neden olduğu söylemi o dönemde de ortaya atılmış ve peş peşe Hazine borçlanması ihaleleri iptal edilmişti. Sonuçta ekonomi krize girmiş ve Türkiye’nin BBB olan kredi notu önce BB’ye sonra B’ye inmişti. Gerisini zaten hatırlıyoruz.

15. Önümüzdeki Süreç Neler Getirebilir?

TCMB Ocak ayı enflasyonunun 1 puandan yüksek gelmesi karşısında faiz indirimi için özel toplantı yapmaktan vazgeçti. Çünkü bu gidişle Şubat ayında enflasyonda düşüş olması bir yana artış ihtimali belirdi. Şöyle ki:

  • Geçen yılın Şubat ayında aylık enflasyon yüzde 0,43 çıkmıştı. Bu yılın Şubat ayında enflasyon bu oranın altında çıkarsa yıllık enflasyon düşecek, üstünde çıkarsa artacak. 

  • Eğer Ocak ayında olduğu gibi 1,10’luk bir enflasyon gelirse 12 aylık enflasyon yüzde 7,9 dolayına çıkabilir. Yüzde 0,43’ün üzerinde gelecek her enflasyon Şubat ayında 12 aylık enflasyonun bugünküne göre yüksek çıkmasıyla sonuçlanacak. 

Geçen yılın Mart ve Nisan aylarındaki enflasyon oranları ise sırasıyla 1,34 ve 1,43 olduğu için muhtemelen düşüşler yaşayacağız. Ama siyasi söylemler geliştirmeye devam edersek bu düşüşleri göremeyebiliriz

16. Ekonomiyi Faiz Lobisi Değil Faiz Fobisi Batırır

  • Ekonomi politikası, adında yer alan politika kelimesine aldanarak politikanın bir dalı gibi düşünülmemelidir. Buradaki politika İngilizcedeki policy’nin çevirisidir. Türkçe’de politics de policy de politika çevirisiyle karşılandığı için bir karmaşa doğuyor. Politics, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, policy ise akılcı sonuçları başarmak için oluşturulmuş ilkeler rehberi olarak tanımlanıyor.

  • Faiz politikası, tıpkı diğer ekonomi politikası araçları gibi esnek bir biçimde kullanılması gereken bir araç. yeri geldiğinde arttırılması, yeri geldiğinde de indirilmesi gerekir. Faiz politikasını futbol takımı tutar gibi ele almak bizi yanlış yerlere götürür.  

  • Merkez Bankası’nın bağımsızlığının yasada yazılı kalmayıp yaşama geçirilebilmesinin, ekonomi politikasının günümüzde en yaygın uygulanan alt dallarından olan faiz politikasının doğru yürütülebilmesi için ne kadar önemli olduğunu anlamak için kötü tecrübeler yaşamamıza gerek yoktur.

Kaynaklar:

KENDİME YAZILAR - Mahfi Eğilmez yazıları: Cıs

KENDİME YAZILAR - Mahfi Eğilmez yazıları: Faiz Lobisi Haklı Çıktı

KENDİME YAZILAR - Mahfi Eğilmez yazıları: Talep Enflasyonu mu Var Maliyet Enflasyonu mu?

KENDİME YAZILAR - Mahfi Eğilmez yazıları: Enflasyon ile Faiz İlişkisi

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Etmişlerdi: Kara Harp Okulu Dönem Birincisi Ebru Eroğlu İhraç Talebiyle Disipline Sevk Edildi
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Türkiye'ye Gelir mi? Suudi Arabistan'da Forma Giyen Cristiano Ronaldo'dan Değişim Kararı