150 Sayfadan Az Bir Solukta Hızlıca Okuyup Bitirebileceğiniz 19 Etkileyici Kitap

Hızlıca bir kitap mı bitirmek istiyorsunuz? Doğru listedesiniz! İşte karşınızda hızlıca bitirebileceğiniz 150 sayfadan az hızlıca okunacak kitaplar!

Not: Açıklamalar tanıtım bültenlerinden alınmıştır.

1. Satranç - Stefan Zweig - 88 Sayfa

Satranç, “İncecik bir kitaba, tarihin en büyük acılarını sığdırmak mümkün müdür?” sorusunun cevabı niteliğini taşıyor. Avusturyalı Yazar Stefan Zweig tarafından 1942 yılında kaleme alınan eser, sembolik ve özlü anlatımıyla II. Dünya Savaşı’nın tüm yıkıcılığını dile getiriyor.

Satranç, aynı adı aldığı tarihi oyunun sembolik ögelerini taşıyor. Savaş alanı ve birbirlerini akıl dolu hamlelerle yenmeye çalışan iki taraf… Kitabın olay örgüsü, bir gemide yapılan satranç düellosu etrafında şekilleniyor. Biri var olmak, diğeri ise yok olmamak için satranca sarılmış olan iki rakibin bu anlam dolu çekişmesinde, yakın tarihe dair derin izler bulacaksınız.

2. Dönüşüm - Franz Kafka - 102 Sayfa

Franz Kafka’nın gündemden düşmeyen sıra dışı öyküsü Dönüşüm, kısa sürede okunacak ince bir hacme sahip olmasının yanı sıra okurunu uzun soluklu bir düşünce dünyasına yönlendiriyor. Yazarın 1912 yılında yazdığı eser, 100 yılı aşkın süredir tüm bilinmezleriyle günümüzde de tartışılmaya devam ediyor.

Dönüşüm kitabının en çarpıcı cümlesi, okura daha ilk satırda kendini gösteriyor. Kafka, hikayesine verdiği adla okurda bir dönüşüm süreci beklentisi oluştursa da ters köşe yapıyor. Garip bir dönüşümden itibaren gerçekleşen olayları konu alan kitap, satırlarında herhangi bir açık göndermede bulunmaksızın, gerçeküstü bir gerçeklik benimsiyor.

3. Fareler ve İnsanlar - John Steinbeck - 111 Sayfa

Kitaptaki olay örgüsü ana karakterler George Milton ile Lennie Small etrafında şekilleniyor. Hayallerini gerçekleştirmek için para biriktirmeye çalışan bu iki arkadaş, aynı zamanda gerçek bir dostluk hikayesini de gözler önüne seriyor. Hüzünlü ve trajik sonu, okuyucuda biraz hayal kırıklığı yaşatsa da geriye, yalnız kalmamak için insanların verdiği tavizleri, dostluğu ve insanların hayallerine ulaşma çabalarını yeni baştan sorgulatacak güzel bir hikaye bırakıyor.

“Ufak tefek, fakat zeki ve kurnaz” olarak betimlenen George ile zeka olarak biraz daha saf, fakat fiziksel bakımdan daha güçlü olan Lennie’nin arkadaşlığı ve hayallerine ulaşma çabasındaki umudu, içinizi ısıtacak. Hayallerine tam yaklaşmışken hiç beklenmedik olayların yaşanması ve sonunda George’un seçimi, sizin de isteklerinize ulaşırken yapacağınız seçimlere adeta bir ayna tutacak.

4. Savaş Sanatı - Sun Tzu - 80 Sayfa

M.Ö. 400’lerde Sun Tzu tarafından kaleme alınan ve aradan geçen binlerce yıla rağmen günümüzde hâlâ değerini koruyan Savaş Sanatı, yazılı tarihin en değerli taktik-strateji eserlerinden birisidir.

Doğu ve Batı ordularına kılavuzluk etmesinin yanı sıra, Savaş Sanatı şimdilerde büyük ya da küçük iş adamlarının ve liderlerin dayandığı temel kaynaklardan biri haline gelmiştir.

Hayatın her safhasında mücadele etmek zorunda kaldığımız şu günlerde Sun Tzu’nun Savaş Sanatı, hâlâ uygulanabilir örneklerle, başarılı olmak ve güçlü kalmak isteyenler için mutlaka okunması gereken bir eser.

5. Palto - Nikolay Gogol - 56 Sayfa

Rus gerçekçiliğinin öncüsü Gogol, monarşinin hüküm sürdüğü çarlık döneminde kaleme aldığı öykü derlemesi Petersburg Öyküleri içinde yer alan Palto’yla edebiyata “küçük adam”ı dahil etti. Sıradan bir kalem memuru olan Akakiy Akakiyeviç’i sırtında yeni paltosuyla sokaklara salınca, karakterin hayatın gerçeğinden kaynaklanan ıstırabı feodalizmin merkezindeki bürokratik aygıtı öylesine korkuttu ki Gogol Rus insanını aşağılamakla, halkına ihanetle suçlandı.

Gogol’ün hiciv dolu yaklaşımıyla, görmezden gelinen, horlanan sessiz yığının içinden sıradan bir insanın umutsuz mücadelesini anlattığı öykü, Dostoyevski’den Tolstoy’a, Turgenyev’den Çehov’a bütün bir Rus edebiyatını şekillendirdi.

6. Kırmızı Pazartesi - Gabriel Garcia Marquez - 111 Sayfa

Kolombiyalı büyük yazar Gabriel García Márquez'in 1981'de yayımlanan yedinci romanı Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği, engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir namus cinayetinin öyküsü. Hem Kolombiya'da, hem de yayımlandığı dünyanın dört bir yanındaki pek çok ülkede sarsıcı etkileri olmuş bir roman. Usta yazar, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayet olayını aktarıyor. Romanın kahramanı Santiago Nasar'ın öldürüleceği daha ilk satırlardan belli. Kırmızı Pazartesi, yalnızca bir cinayetin arka planını değil, bir halkın ortak davranış biçimlerinin portresini de çiziyor. Böylece, sonuna dek ilgiyle okuyacağınız bu kısa ve ölümsüz roman, bir toplumsal ruh çözümü niteliği de kazanmış oluyor.

7. Yabancı - Albert Camus - 112 Sayfa

Tüm zamanların en tanınmış yazarlarından biri olan Albert Camus, en fazla ses getiren “Yabancı” adlı romanı ile okuyucularla buluşuyor. Camus’nün en fazla dile çevirilen ve tüm dünyada en çok satan kitabı olan “Yabancı”, bir yandan da okuyucuyu varoluşçuluk akımıyla buluşturuyor. Ele aldığı karakterin düşünce yapısından anladığımız bu akım ile yazar dünyaya tek düze bir gözden bakıyor ve olayları tek düze bir göz ile yorumluyor. Kimilerine göre son derece duygusuz olarak nitelendirilen kahramanın davranışları, aslında kendi içerisinde derin anlamlar barındırıyor.

Albert Camus’nün nobel edebiyat ödüllü bu eseri ile sizi de hayata karşı derin düşüncelere dalacağınız bir yolculuk bekliyor. Önce “İnsan bu kadar vurdumduymaz olur mu?” diye düşünecek, ardından insanı buna iten nedenler hakkında bir iç sorgulamaya varacaksınız. Kütüphanenizden eksik etmemeniz gereken bir roman daha Albert Camus’nün güçlü kalemiyle karşınızda…

8. Bilinmeyen Adamın Öyküsü - Jose Saramago - 64 Sayfa

“Bir adam kralın kapısını çalmış ve ona demiş ki, Bana bir tekne ver.”

Bilinmeyen adaların kalmadığına inanılan bir dönemde bilinmeyen ada arama cesaretine sahip bir adamla böyle bir cesareti görüp hayatını değiştirebileceğine inanan bir kadının büyük usta Saramago’nun eşsiz anlatısında edebiyat tarihine geçen yolculukları böyle başlar. Emrah İmre’nin Portekizceden çevirisi ve Birol Bayram’ın desenleriyle okurun minör başyapıtlarından olacaktır Bilinmeyen Adanın Öyküsü.

“(...) ben bilinmeyen adayı bulmak istiyorum, o adaya ayak bastığımda kim olduğumu öğrenmek istiyorum, Bilmiyor musun ki, Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin, (...)”

9. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku - İlhami Algör - 65 Sayfa

'Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?' dedi. 'Herif rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı.' 'Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku,' dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi. 'Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku,' dedi, arkasını dönüp gitti. Hikâyeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, eve sığmıyor... Bülbülün çilesi, yazarın zulası... İnceden sarma bir sigara, inceden bir bardak... Jak Danyel isimli bir şişe, Hicran isimli bir yara, tuhaf isimli bir roman. Kafamız iyi, açmayın kapağı, biz böyle iyiyiz.

İlhami Algör, alelacayip aşkların ve oyunbazlığın, hüzünlü dolambaçların yazarı. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, İtalyan Yokuşu'ndan aşağı, rüzgâra asılıp Tophane'ye inen roman. Avaramu!

10. İtiraflarım - Lev Nikolayeviç Tolstoy - 95 Sayfa

“Sevdiğin insanları kaybetmeye alıştığın zaman, hayatı önemsememeye başlıyorsun.”

Bir arayışın tezahürlerinden ibaret olan İtiraflarım, Tolstoy’un yaşamın anlamına dair uzun uzun düşünüp büyük bir arayış içinde olduğu zamanlarını düşünce kuytuluklarından gün yüzüne çıkardığı eseridir. Rus edebiyatının en önemli isimlerinin başında gelen, dünya edebiyatına ölümsüz eserler vermiş olan Tolstoy’un varoluşa dair her insan gibi sordukları, tatmini, hayatı ve yaptıklarına dair sorgularıyla bu eserde onu kendimize daha yakın bulur, onu ve eserlerini anlamaya daha da yaklaşırız

İtiraflarım’da karşılaştıklarımız, Tolstoy’un intihara, yaşama ve ölüme dair düşünceleri, yazdığı eserlere bakış açısı Tolstoy okuruna şaşırtıcı bir otobiyografi eseri sunar. Ailesi, inançları, çocukluğu, kalbinde yeşermiş kötü düşünceler ve hatalarıyla gerçek bir itiraf metni olan eser, edebiyata dair okumalarınızda mutlaka yer vermeniz gereken bir klasik.

11. İnsan Neyle Yaşar - Lev Nikolayeviç Tolstoy - 56 Sayfa

İnsan Neyle Yaşar ünlü düşünür ve yazar Tolstoy'un okuyucunun manevi dünyasına hitap eden en önemli eserlerinden biridir. Nasıl iyi insan olunur sorusuna, insan doğasındaki iyilikle kötülüğü, bencillikle paylaşımcılığı irdeleyerek, herkese rehber olacak bir yanıt verir: Sevgi. Soğuk bir kış günü sokakta tuhaf bir adama rastlayan yoksul ayakkabı ustası Semyon, kim olduğunu ve nereden geldiğini açıklamayı reddeden adama yardım ederken kendisinin ve ailesinin kaderini değiştirecek bir seçim yaptığının farkında olmasa da, insanı insan yapan nitelikleri yücelterek yeni bir ahlak anlayışını ortaya koyar.

12. Dinle Küçük Adam - Wilhelm Reich - 128 Sayfa

Wilhelm Reich, Dinle Küçük Adam’da insan yaşamını temsil eden en önemli özelliğin “ilişkilerdeki doğallık ve saflık” olduğunu öne sürüyor. Bu güçlü özelliğin esasen tüm insanlarda var olduğunu söyleyen yazar, acımasız yaşam koşullarına sorgusuzca boyun eğmenin bunu zedelediğini savunuyor. Bu itaatkâr tutumu fark etmeksizin geliştiren birey, bozulduğunda tüm insanların da kendisi gibi kötüye meyilli olduğunu düşünüyor. Aksine, doğal yani bozulmamış bireyler ise karşılaştığı herkeste saflık ve iyilik arıyor. Peki, sizce siz hangi taraftasınız? Ve tarafınızdan emin misiniz?

13. Uyku - Haruki Murakami - 90 Sayfa

Çok sevilen Japon yazar Haruki Murakami’nin kısa öykü derlemesi “Elephant Vanishes” adlı eserinde geçen Uyku adlı anlatısı, Alman sanatçı Kat Menschik’in hayran bırakan çalışmalarıyla ve Doğan Kitap etiketiyle 2015 yılında okuyucularla buluşmuştur.

Sert kapak ve tamamı kuşe kağıt olarak yayımlanmış kitapta Murakami, 17 gündür uyuyamayan ve uykuya ihtiyaç duymayan bir kadının gözünden anlatı yapmaktadır. Kadın, bu durumunu kocasından ve çocuklarından gizlemeyi başarır başarmasına; fakat gecelerini çikolata yiyerek, brandi içerek, Anna Karenina okuyarak ve Honda Civic’ine atlayıp şehirde gece turu yaparak geçirmektedir.

14. Kitaplar ve Sigaralar - George Orwell - 64 Sayfa

Kitap satmayı meslek edinmek ister miyim peki? Her şeyi hesaba katarsak, işverenimin nezaketine ve dükkânda mutlu günler geçirmiş olmama rağmen – hayır.

Kitap alma alışkanlığı, sigara tiryakiliğinden gerçekten daha mı pahalı? Kitaplar ve Sigaralar, George Orwell’in yıllar içinde şu veya bu şekilde edindiği kitapların ve kişisel geçmişinin bir envanterini çıkararak bu soruya ironik bir dille yanıt aramasıyla başlıyor. Bir yazıda çalıştığı sahafı ziyaret eden ilginç tiplere dair gözlemlerini anlatırken, bir başka yazıda çağlar boyu değişmeyen bir eleştirmen tiplemesinin profilini çiziyor.

Dünyaya bakışını ve soluduğu edebiyat atmosferini yansıtan bu denemelerde Orwell kıvrak kalemi ve ince mizahıyla ifade özgürlüğünü, bir nesne olarak kitabı, vatanseverliğin ne anlama geldiğini ve “hafif” edebiyatı tartışıyor. Kitaplar ve Sigaralar, bir kitapseverin kaleminden bir seçki.

15. Tembellik Hakkı - Paul Lafargue - 96 Sayfa

Özel mülkiyetin hâkim olduğu toplumlarda 'çalışma' katı bir 'zorunluluk' kapsamında gerçekleşir. Kapitalizm, çalışanların bedenini olduğu kadar zamanlarını da satın almıştır. Oysa insanın çalışmamak, yaşamını sürgit kılmak için zahmete girmemek gibi bir içgüdüsü vardır; bu içgüdünün adı 'tembellik'tir. Tembellik, çalışmanın kutsallaştırıldığı toplumlarda hakir görülür, aşağılanır. Tembellik Hakkı, çalışmanın sarsılmaz bir değer haline getirildiği toplumların eleştirisini sunuyor; tembelliğin bir başıboşluk yahut aylaklık olmadığını öne sürerken, ütopik özleminin odağına özgürlüğü koyuyor: İnsanlığın kadim özlemi olarak zorunlulukların alt edildiği, insanın kendini tekrar bulduğu, özel mülkiyet hapishanesinin duvarlarının yıkıldığı, devletin ve diğer baskı araçlarının ortadan kalktığı bir toplumsal ve bireysel varoluşa işaret ediyor... Karl Marx'ın damadı Paul Lafargue'ın kaleme aldığı Tembellik Hakkı, Komünist Manifesto yahut Kapital gibi kendi alanında klasik haline gelen metinlere benzer bir şekilde, yayımlandığı tarihten bu yana hâlâ büyük bir ilgiyle okunuyor.

16. Beyaz Geceler - Fyodor Mihayloviç Dostoyevski - 96 Sayfa

Öykünün yalnız ve hayalperest anlatıcısı, Petersburg'un beyaz gecelerinde sokaklarda dolaşırken Nastenka adında bir genç kızla tanışır. Nastenka da bir o kadar yalnızdır. İkinci buluşmalarında aralarında bir dostluk doğar; Nastenka, ona yaşamöyküsünü anlatır: Âşık olduğu genç adam, bir yıl sonra geri döneceğini söyleyerek Moskova'ya gitmiş ama aradan bir yıl geçmesine karşın tek bir mektup bile yazmamıştır. Kahramanımız, Nastenka'yı dinlerken ondan çok etkilenir ama duygularını gizler.

Yalnızca XIX. yüzyıl Rus edebiyatının değil, dünya edebiyatının da en büyük yazarlarından Dostoyevski'nin 27 yaşında yazdığı Beyaz Geceler, okuru sarıp sarmalayan sevecen ve hüzünlü bir uzun öyküdür. Hem dört gece süren bir aşkın hayali hem de bir kişilik parçalanmasının öyküsüdür.

17. Başıboş Bir Yolculuktan Notlar Fernando Pessoa - 104 Sayfa

Başıboş Bir Yolculuktan Notlar, yirminci yüzyıl edebiyatının köşe taşlarından Fernando Pessoa’nın geride bıraktığı on binlerce sayfanın satırlarından metinler arası boşluklara seken, kasti bir düzensizlikte çizilmiş baş döndürücü güzergâhıyla okurlara ayna sunsun, zaman ve boşluk bıraksın diye derlendi. 

Kendinin hem mahkûmu hem firarisi çağımız insanının sergüzeştine Pessoa’nın gözünden bakmak isteyen her bir okur, “kendinin meçhulü” Pessoa’nın bu başıboş yolculuğunun yolcusudur.

18. Morgue Sokağı Cinayetleri - Edgar Allan Poe - 149 Sayfa

Öykü ustası Poe modern anlamda korku, gerilim ve polisiye türlerinin de öncüsüdür. Yoklukla, kayıplarla, hastalıklarla, alkolle ve sanrılarla cebelleşmesine rağmen, hem dünya edebiyatı hem de Batı kültürü üzerinde derin bir etki bırakan olağanüstü öyküler ve şiirler yazmıştır. Poe’nun kâh fantastik kâh gotik kâh gizemli öğeler içeren “Morgue Sokağı Cinayetleri” adlı öyküsü yazarın eşsiz üslubunu ve insanın içinde pusuda bekleyen karanlığı keşfedeceğiniz bir klasik.

'Sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış Edgar Allan Poe, dingin ve erdemli bir Goethe'den ya da Walter Scott'tan çok daha fazla hoşuma gidiyor. O ve onun gibi özel yapıdaki adamlar için şöyle diyeceğim: 'Bizler adına acı çektiler.''

19. Vahşetin Çağrısı - Jack London - 132 Sayfa

Amerikan edebiyatının büyük ustalarından Jack London'ın unutulmaz romanı Vahşetin Çağrısı hemen hemen tüm dillere çevrilmiş, gerçek anlamda bir klasik niteliği kazanmıştır.

Dünya edebiyatında kendi kendini yetiştiren yazarların en yetkin örneklerinden biri olan Jack London, en güçlü ve etkileyici yapıtlarından biri sayılan Vahşetin Çağrısı'nda, kızağa koşulan bir kurt köpeğinin amansız yaşam savaşını anlatır. Alaska'nın yabanıl ortamında yaşayan insanların acımasızlığından payına düşeni alan Buck, ayakta kalabilmek için inanılmaz bir savaş verecek, giderek yabanın çekiciliğine kapılarak özgür seçimini yapacaktır.

Ne ki, Buck'ın bir köpek olduğunu bilmesek, onun başından geçenleri bir insanın zorluklarla dolu yaşamöyküsü olarak da okuyabiliriz. London, bir köpeğin öyküsünün ardında, insanlık durumunun ürkütücü bir panoramasını önümüze serer.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Başka Hayatların Penceresinden Bakabileceğiniz En İyi Biyografik Kitaplar
Buraya Uğramadan Kitap Almayın! Haziran Ayında Mutlaka Okuma Listenize Eklemeniz Gereken Kitap Önerileri
Hayat Hikayelerini Kendi Kalemleriyle Anlatan Yazarlardan En İyi Otobiyografik Kitaplar
Bilgi Birikime Doyacaksınız! Edebi Kaygı Duymayıp Yalnızca Bilgi Verme Amacıyla Yazılan Kitaplar

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
YORUMLAR
05.06.2022

Sürekli aynı kitaplardan oluşan aynı listeleri farklı başlıklar altında yayınlıyorsunuz sıkıldık artık

05.06.2022

Stefan denen adamın hiç bir kitabını okumayın gençler sozkonusu kitap da çok sıkıcı yabanci hiç de tek solukta okunacak bir kitap bir adam kendini anlatıyor hiç susmadan diyalog yok bitirememistim Jack London da tavsiye edilesi bir yazar değil sakıncalı birinci yazar gibi Edgar Allan Poe korkutabilir

12.06.2022

Knk sen daha türkçe bilmiyon kitap önerme

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ