11 Eylül olayları tüm dünyada inanılmaz sonuçlar ortaya çıkarmıştı. Bu sonuçların getirdiklerini de halen yaşamaktayız. Amerika Birleşik Devletleri için bir dönüm noktası olan bu saldırıların 15. yılı bugün anılıyor. Üzerinden 15 yıl geçen bu saldırı ile ilgili bazı gerçekler unutuldu ya da hiçbir zaman gün ışığına çıkmadı. Bu gerçeklerden 10 tanesini derledik.
2004'te yayımlanan karşılaştırmalı komisyon raporunda hiçbir veri ve kanıtın teröristelerin aynı anda dört adet ticari yolcu uçağını ele geçirmek üzere nasıl kokpitlere girdiğini açıklayamadığı söyleniyor. Kuvvetli olmayan bazı bulgular, saldırganların mürettebatı şişleyerek kokpit giriş şifresini elde etmiş olabileceklerini gösteriyor.
Kaçırılan dört uçaktaki yolcular cep telefonlarını ve mürettebat da uçağın telsiz sistemlerini kullanarak kaçırma eylemi gerçekleşirken çok önemli bilgileri yakınlarına ve resmi makamlara iletmişlerdi. Bir uçuştaki yolcunun eşine cep telefonu ile aktardığı bilgide saldırganların bir kutu kesici ve bıçak ile eylemlerini gerçekleştirdiklerini söylemişti. Ayrıca diğer çağrılardan uçaklarda kaç saldırgan olduğu bilgisi toplanabilmişti. Yetkililer elde ettikleri her bilgiyi bir araya getirerek saldırıyı gün yüzüne çıkartmaya çalıştılar.
American Airlines'ın Boston'dan Los Angeles'a giden 11 sayılı seferi 158 kişilik kapasitesi olmasına rağmen 81 yolcuyla, United Airlines'ın 175 sefer sayılı yine Boston'dan Los Angeles'a giden uçağında 168 kişilik kapasitesi olmasına rağmen 56 yolcuyla hareket etmişti. Bu uçaklar toplam yük kapasitelerinin %33'nü doldurmuş şekilde havalandılar ve bu normal bir uçuşta gözlenebilecek yükten %49 oranında daha düşük bir ağırlıktı. Diğer iki uçuşta da bu veriler yakın olarak gözlendi. Hafif yüklü uçakların da manevra yapması çok daha kolay hale geldi. Bu bir tesadüf müydü yoksa özellikle atılan bir adım mıydı sis perdesi halen ortadan kalkmış değil.
Saldırılarda kullanılan dört uçaktan sadece bir tanesi hedefine ulaşamamıştı. Diğer uçaklarda beşer saldırgan yer alırken bu hedefine ulaşamayan uçakta dört saldırgan yer alıyordu. Bu uçakta yer alması gerken beşinci saldırgan ise saldırı olmadan bir ay önce Amerika'ya girmeye çalışmış ancak sınır güvenliği tarafından girişi reddedilmişti. Bu eksiklik belki de bir çok masum hayatı kurtardı zira bu uçak boş bir alana indirilerek patlatılmıştı.
Teröristler için 11 Eylül öncesinde Dünya Ticaret Merkezi sembolik anlamda çok önemli bir noktadaydı. Çünkü aynı binaya 1993 yılında bomba yüklü bir araç ile saldırı düzenlenmişti. Bu saldırı sonucunda altı kişi ölmüş ve 1000 civarında insan yaralanmıştı. 11 Eylül'ün habercisi olan bu saldırının soruşturmasında teröristler bu eylemi 250 bin kişi öldürmek için gerçekleştirdiklerini itiraf etmişlerdi.
Washington saldırısı yapacak uçağın hedefine ulaşmadan önce savaş uçakları tarafından vurulması emrini Başkan Yardımcısı Dick Cheney vermişti. Savaş uçaklarını bu görevle havalandıran yetkililer, zaman sorunu olduğunu ve savaş uçaklarının saldırganların kontrolündeki uçağa yetişemeyeceğini raporlarda aktardılar. Yani teröristlerin kontrolündeki uçak yolcuların müdahalesi ile Washington yakınlarında boş bir alana düşürülmeseydi, muhtemelen hedefine ulaşacaktı.
1993 Dünya Ticaret Merkezi saldırısını planlayan Ramzi Yousef isimli teröristin 1995'te Pasifik Okyanusu üzerinde seyir halinde olan 12 ticari yolcu uçağını hedef alarak bir başka saldırı planladığı 11 Eylül soruşturmasında yer aldı. Bu planın 11 Eylül saldırısı fikrinin çıkış noktası olduğu resmi raporlarda kaleme alındı.
CIA ve bağlı birimleri 1998'den beri Usame Bin Laden'i yakalamak için çalışma içindeydi. Bu operasyonlar başarısız oldu. O zamanlarki yaygın görüş ve amaç Laden'in yakalanıp, Amerikan adaleti önüne çıkartmaktı. Ancak Kenya ve Tanzanya'daki Amerikan elçilikleri bombalandıktan sonra Başkan Clinton, Laden'in öldürülmesi yönünde emrini verdi. Bu emirin sonuçlanması Mayıs 2011'e kadar sürdü.
Aralık 1998'de CIA'in Başkan Clinton'a verdiği günlük brifinglerden birisinde Laden'in Amerika'ya uçakları kaçırıp, bir terörist saldırı düzenleyeceği yönünde bilgiler aktarıldı. Bunun üzerine Laden'in bulunduğu bölge tespit edildi ve Cruise füzeleri ile saldırı düzenlendi. Ancak Laden bu saldırılardan sağ kurtuldu.
11 Eylül soruşturmalarından sonra çıkan raporlarda elde edilen istihbaratların bazı Arap bölgesi ülke yetkililerinin saldırı ile direkt ve dolaylı ilişkilerinin olduğu söyleniyor.
Sitenin birbirinden haberi yok biri amerika kendi kendini vurdu diyor biri teröristler vurdu diyor
terör olayı falan değil amk. okuma biliyorsanız sikkofield ın blogunu okuyun .
Kimseyi kandırmaya gerek yok. Amerikan halkı bile komplo olduğunu biliyor.