''Kasım 1999'da Avrupa'da bahisçiler, Galatasaray'ın UEFA 2000 kupasını alma ihtimalini, 1/250 olarak hesapladı. Ama burada kimileri için hala tek bir ihtimal vardı. Burada görecekleriniz, okuyacaklarınız tek bir ihtimali olan insanların hikayesidir. Tek ihtimalli hikayeler tarihin ta kendisidir.”
Parken Stadı'nda çoğunluk kimde diye soracak olursanız bizde, Galatasaray'da sevgili seyirciler. İşte o efsane kadromuz:
1905 yılında koreografisini Mikhail Fokine'nin yaptığı ve Anna Pavlova'nın adını bale severlerin aklına kazıyan 'Kuğunun Ölümü' adlı eserin saliselik özeti.
'Üzülme! Bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı içindir ya da olmaması gerektiği içindir.'
~ Hz.Mevlana
Arsenal'da Parlour, Overmars, Henry; Galatasaray'da Capone, Ümit, Okan, Hagi ile sonuçsuz kalan ataklarla 90.dakikaya kadar golsüz gelinmişti. ''Gol atan kazanır'' usulünde oynanan uzatma dakikaları, Henry'nin kaleyi tutturamadığı net gol pozisyonuyla başlamıştı.
Ne kadar mantıklı, kestirmek zor. Ama galiba hayat boyu aşkı arıyoruz ya da kimseye haksızlık etmeden şöyle söyleyelim; aramasak da bulma beklentisi taşıyoruz. Nedir aşk? Bir açıdan, olağan duyguların en keskini. İradeyi ve yargıları aşan davranışların kaynağı. Şöyle bir geçmişinizi tartmaya kalksanız, yaptığınız en büyük yanlışlar, olduğunuzu varsaydığınız kişiden en uzaklaştığınız anlar, aşkın tesiriyle yaşanmıştır. Hafızanızı biraz daha zorlarsanız,-büyük ihtimalle- aynı yanlışları size karşı yapan insanları sevmişsinizdir en çok. Çünkü gerçek aşk budur; kontrolü kaybetmektir. Bir an için her şeyi yakabilmek, tek doğru için tüm yanlışlıkları yapabilmektir. Hesapsızlıktır.
Kaynak; Socrates Dergi (Atahan Altınordu)
İnsan yüreğinin ebadının, avuç içi kadar olduğunu anatomiden biliyorduk. Taffarel'in ellerinin yüreğiyle ayniı orantıda büyüdüğünü o an öğrendik...
Aslen ismi cesur olan Bülent Korkmaz'a latince bir deyimle yaklaşalım: 'Nomen est omen' (Adı kaderdir)
Ümit Davala'nın şutu, Seaman'ın elleriyle buluşur buluşmaz Hakem Lopez Nieto oyunun iki kaleye oynanan bölümünü bitirdi. İşte herkesin kaderini belirleyecek olan kale:
İlk penaltıyı biz atacaktık. Topun başına Ergün geldi, Kemik Ergün. Hepimiz bu penaltının gol olacağını biliyorduk. Oldu da! Kendisi için de çok anlamlı bir gol olmuştu. Çünkü 17 Mayıs, Ergün'ün doğum günü.
Vieira, topu beyaz noktaya dikti. Kalede koca Taffarel vardı. Vurdu, direkten döndü! Aman allahım, aman allahım! Direkler bir kez daha izin vermedi! Tanrı bizim almamızı istiyor! Atarsa bizim! Atarsa kupa bizim! #korkuncbisey
Haydi Popescu. Haydi Oğlum! Haydi Oğlum! Gooooool! Gol, Levent'cim gol! Kupa bizim! Kupa bizim tanrım! Tanrım şu güzelliğe bakın! Kupa bizim! Korkunç bir şey! Allahım sana şükürler olsun! UEFA Kupası,1999-2000 sezonunda bizim sayın seyirciler!
İşte tek bir ihtimali olanların hikayesi.
Sen, mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? İşin kolayına kaçmadan ama.
Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil.
Ne mavi yosunlu akvaryumda yüzen kırmızı balığın
Ne de al çeperli elmanın...2000 bahar ortasındaki UEFA Kupası'nın resmini yapabilir misin?
Çok şükür, çok şükür bugünleri de gördüm ölsem gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstad?
'Benim hülyalarım, benim rüyalarım dünyadan büyük.' Selam olsun hayallerinin peşinden koşup gerçekleştirenlere!
İyi ki Galatasaraylıyız. Selam olsun armanın peşinde adanmış hayatlara.
Dünya sıralamasında ilk onda birinci sıraya yerleşen ilk ve tek Türk takımı olmuştuk.
çabuk çabuk 8 senede bir şampiyon olan 8taşlılar ve sahasında kupa kaldırdıklarımız gelmeden eskileri yad edelim. :)) gözümde canlanır koskoca mazi.. ah be galatasaray...
Koyu bir GALATASARAY lı olarak umarım diğer Türk takımlarıda bu başaıryı gösteriz. bize fransız diyen elemanlar bilmeniz gerekn bişey var. Galatasaray'ın kuruluş nedeni; Amacımız Türk olmayan takımları yenmektir... Cumhuriyet değiliz Cumhuriyetimizin en büyük takımıyız. :)