Edie, ilk olarak İngiltere Kraliyet Ailesi’ne kadar dayanan aile bağlarına sahip, zengin bir hanım kızımız olarak karşımıza çıkıyor.
Sosyetenin de önde gelen isimlerinden biri olan Edie, hiçbir zaman sıradan bir kadın olmamıştır.
60'ların kült ikonlarından biri olması pek yakındır.
Zengin aile yaşamından sıkılarak kendisini sanat ve şöhret dünyasının kucağına atar.
Kısa zaman içerisinde bir sergisinde Andy Warhol ile tanışır ve enteresan ilişkileri başlar.
Warhol'un anında ilgi odağı olan Edie, sanatçının o sıralar merak saldığı birçok kısa filminde de yer alır. Factory'nin de en mühim üyelerinden biri olur.
Birçok açılışta ve davette de Warhol'u yalnız bırakmamıştır.
Giydiği her şey ve her hareketi ile başlı başına bir ilham kaynağıdır.
Hüzünlü hayat hikayesinde çocukluğu abisinin ve babasının tacizlerine dayanır.
Babasının etkileri kişiliğini fazlasıyla yönlendirmiştir.
Bob Dylan ile de kısa bir birlikteliği olmuştur. Hayatındaki tek gerçek aşka yakın ilişki budur belki de.
Dylan'ın 'Blonde on Blonde' şarkısını kendisi için yazdığı söylenir.
Ancak uyuşturucuyla tanışması ne yazık ki çok uzun sürmez.
Uyuşturucu ve psikolojik problemleri ancak 28 yaşına kadar yaşayabilmesine imkan vermiştir.
Factory Girl izlenmeli ve keşke daha fazla yaşasaydı, hatta keşke şuan yaşasaydı dediğimiz Edie Sedgwick tanınmalı diyoruz.