Teknolojinin gelişmesi ile birlikte, üretilen ürünlerin daha kaliteli olması, bununla birlikte de daha uzun ömürlü olarak kullanılabilmeleri umulur. Ne var ki, küreselleşen dünyada işler böyle yürümez.
Gündelik sohbetlerimize sürekli konu olan ve garanti süresi henüz dolmuş olmasına karşın çürüğe çıkan çamaşır makineleri, buzdolapları, televizyonlar; sapasağlam görünüyor olmasına rağmen birdenbire çalışmamaya başlayan ve tamirat, parça değişikliği bedeli yenisinin fiyatından daha fazla olan yazıcılar; sürekli yapılan güncellemelerin ardından iki yılın sonunda artık yeni çıkan hiçbir programı düzgün çalıştıramadığı için ıskartaya ayrılan “akıllı” telefonlar; ilk giyişte kaçan çoraplar; bir yıl bile dayanmayan ayakkabılar “yaşamın acı gerçekleri”dir.