Şu an ben burada bunları yazıyor, oksijenli solunum yapıyor ya da siz mevcut gözlerinizle okuyor olmazdınız. Mavi gezegenimiz yörüngesinde dönemez, kuşlar cıvıldamaz, bitkiler fotosentez yapamaz kısacası bu zamana kadar etrafımızda görmeyi kanıksadığımız canlı cansız hiçbir mahlûk bulunmazdı.
İşte bu sabit o kadar hassas ve önemli.
Ayrıca alfanın neden bu değere sahip olduğunu bilmiyoruz. Niçin bir fazla ya da bir eksik olmadığını… Bilmiyoruz.
Üstelik bunca belirsizlik ve bu belirsizliği yüzümüze tokat gibi çarpan bu gizemli sayı, o efendisi sandığımız kâinatta ne kadar aciz olduğumuzu da bize bir nevi gösteriyor.
Ve bana şu sözü tekrar hatırlatıyor;
Matematik evrenin dili, fizik ise sanatıdır!
Bu dili çözebildiğimiz gün umuyorum bu lisanı hayırlı işlerde kullanırız çünkü heva ve heveslerimizle, hırslarımızla canım gezegenimizi yeteri kadar mahvettik.
Son olarak kuantum mekaniğinin öncülerinden kabul edilen Pauli 1946’daki Nobel konuşmasında ince yapı sabiti için şöyle söylemişti:
“Bu sabitin değerini belirleyen bir teoriye ihtiyacımız var. Bu sayede elektriğin atomik yapısını açıklayabiliriz ve bu da doğada görülen elektrik alanlarının tüm atomik kaynaklarının en temel özelliğidir.”
Bilim insanları her şeyin doğasında ışık, titreşim, enerji ve frekans oluşundan bahsediyorken güneşimizden gelen ışıkta da, bizden ırak yıldızlardan gelen ışıkta da bu sabitin gizlendiğini söylemek çarpıcı olacaktır.
Pauli’den bahsetmişken sohbetimizi onun esprili ve ironik bir sözü ile bitirelim!
'Öldüğümde Şeytan ile karşılaşırsam ona soracağım ilk soru şu olurdu;
'İnce Yapı sabitinin anlamı ne?' ”
Bir başka yazımda görüşene dek kendinize iyi bakın.
Instagram
Facebook
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio