Ortaokul öğrencisi olan 13 yaşındaki çocuk, Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği iddiasıyla tutuksuz yargılanıyor. Davaya konu olan mesajlarda Atatürk'e hakaret edenler hakkında işlem başlatılmaması dikkat çekti. 2021 yılında ise 305 çocuğa Cumhurbaşkanı’na hakaret davası açıldı.
“Cumhurbaşkanına hakaret” ettiği gerekçesiyle hakkında dava açılanların sayısında her geçen gün artıyor. 2022’de 16 bin 753 kişi ceza mahkemelerinde hâkim karşısına çıkarıldı. “Cumhurbaşkanına hakaret”, “Devletin egemenlik alametlerini aşağılama”, “Türk Milletini”, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçundan 2022 yılında tam bin 75 çocuğa dava açıldı. Adalet Bakanlığı’nın istatistiklerine göre, dava açılan çocukların 53’ü 12-14 yaş arasında, bin 22’sinin ise 15-17 yaş arasında. Ayrıca 2021 yılında da 305 çocuğa Cumhurbaşkanı’na hakaret davası açıldı.
Birgün'den İsmail Arı'nın haberine göre, Ortaokul öğrencisi 13 yaşındaki B.C.G’nin “Cumhurbaşkanına hakaret ettiği” gerekçesiyle yargılanmasına İstanbul Gaziosmanpaşa 2. Çocuk Mahkemesi’nde başlandı. İddianamede, delil olarak B.C.G’nin bir WhatsApp grubunda sarf ettiği sözler gösterildi.
Olaya ilişkin hazırlanan adli tıp raporunda, çocuğun eyleminin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olduğu ifade edildi. Savcı, çocuğun cumhurbaşkanına hakaret suçundan cezalandırılmasını talep ederek, 13 yaşındaki ortaokul öğrencisi çocuğun, “Cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığına saldırıda bulunduğu” iddia etti.
Duruşmada savunma yapan çocuk, beraat talebinde bulunarak, “WhatsApp grubunda Erdoğan isimli bir şahıs, Atatürk ile hakaret içerikli mesajlar yazınca ona tepki gösterdim. Cumhurbaşkanı’na hakaret kastım yok. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
Çocuğun savcıya verdiği ifadede “WhatsApp grubunda bulunan şahısların şeriat gelecek, idam gelecek. Atatürk’ü sevenler idam edilecek. Şeriat yanlısı olmayanlar ülkemizde rahat yaşayamayacak. Ülkede şeriat yanlısı olmayanların yeri yok” dediği görüldü. Mahkeme duruşmayı erteleyerek, “Sosyal inceleme raporunun hazırlanmasına” karar verdi.
Mahkeme heyeti, İstanbul Barosu’nun katılma talebini ise reddetti.
Topluma entegre edilen bozuk tohumların neden bu tiranlığa muhtaç olduğunun bir başka sebebi.
eee hakaret nerde? Dikta yönetimi deyince de hakaret oluyordu di mi ?
Herkese sopa gösteren bir yönetim anlayışı. Taraf olmayan bertaraf olsun.