Sizleri 13 yaşında evlendirilip sonrasında geneleve satılan Cansu ile tanıştıracağız. Kendisi Katarsis X-TRA’ya katılarak Uzman Psikolog Gökhan Çınar’a hayat hikayesini anlattı, biz de sizlerle paylaştık. Buyurun içeriğe...
Kaynak: Bana Göre TV
Sizleri 13 yaşında evlendirilip sonrasında geneleve satılan Cansu ile tanıştıracağız. Kendisi Katarsis X-TRA’ya katılarak Uzman Psikolog Gökhan Çınar’a hayat hikayesini anlattı, biz de sizlerle paylaştık. Buyurun içeriğe...
Kaynak: Bana Göre TV
Hayat kadını olan Cansu Yetiştirdim’i dinliyoruz bugün. Cansu yalnız bırakılmış ve çocukluğunda taciz görmüş bir kadın. Bir ömür sesini kimseye duyuramadığı için artık hayat kadınlarını ve kadınları herkes duysun istiyor.
“Ben hayat kadını olmak istemedim, zorla edildim. 17 yaşındaydım ben eşim tarafından geneleve satıldığım zaman.”
55 yaşında olan Cansu Almanya’da dünyaya gelmiş, annesi 2 buçuk yaşındayken Türkiye’ye getirmiş. Babaları kabul etmediği için annesi kardeşini evlatlık verip kızını da üvey babasına bırakmış ve Almanya’ya dönmüş. Annesi daha sonra Türkiye’ye dönmüş. Üvey babası Cansu 11 yaşındayken verem hastası olmuş ve ona bakıyormuş. Bu süreçte de Cansu’yu fiziksel olarak taciz etmeye başlamış. Korktuğu için annesine asla anlatamamış Cansu çünkü üvey babası tehdit ediyormuş.
Evden kaçtığını anlatan Cansu inşaatlarda yattığını söylüyor, gece kendisini biri bulup bir şey yapar diye korktuğu için de sesini çıkartamıyormuş. Annesi bulup dövüp bağlıyormuş kaçmasın diye. Yaşıtları dışarıda oynarken, yemek yaptığını, çamaşır yıkadığını, ev temizlediğini ve üvey babasına baktığını söylüyor.
Sigara içmeye başlamış ve dede dediği eniştesi alıyormuş sigarasını. Ama tabii bunun karşılığı olarak taciz ediyormuş. O dönemde de annesi Cansu’yu evlendirmiş.
“Bana bir gelinlik giydirdiler o kadar büyüktü ki. Bana düğün yaptılar. Evlendik 10 gün sonra askere gitti bir daha da görmedim onu.”
Görümcesi kayınvalidesi ile anlaşmış ve kürtaj yaptırmaya karar vermişler. Doktora gittikleri zaman öğrenmiş Cansu. İstememiş bebeğini aldırmak. Evden kaçmış, annesine gitmiş. Ama annesi görümcesine inandığı için geri göndermiş. Bu sefer de görümcesinin dostu taciz etmeye başlamış, görümcesi gelip yakaladığında ise dövmüş Cansu’yu ve dışarı atmış.
Aşık olmuş aslında çok da sevildiğini düşünmüş, evleneceğini hayal etmiş aslında. Evlenmişler de, 1 sene sonra zorluklar başlamış. Dayak, şiddet, aldatılma da hemen arkasından gelmiş.
Kocasının bir eşi ve bir kızı daha olduğunu öğrenmiş Cansu, gözünü boyamak için sık sık eve gelmeye başlamış. Bir gün Cansu’yu geneleve satmaya karar vermiş. Bursa’ya götürmüş ve bir kadınla tanıştırmış. Tanıştırdığı kadın ise genelevin patronuymuş.
“Hayvanat bahçesi gibi düşünün bir cam var arkasında kadınlar dans ediyor, diğer tarafında ise insanlar izliyor. İğne atsanız yere düşmez ama hepsi erkek.”
Her gün ilişkiye girdiği insan sayısının arttığını söyleyen Cansu gitmek istediği zaman dayak yediğini, odalara kapatıldığını söylüyor. Uyuşturucu verdiklerini ve bir günde 50 60 kişi ile birlikte olduğunu anlatıyor.
“Akşam olup duş aldığım zaman bedenimde koku varmış gibi geliyordu dönüp dönüp tekrar duş alıyordum.”
“Benim savcı müşterim vardı. Her kesimden insan geliyor oraya, benim baba-oğul müşterim vardı. Aynı kadınla grup yaptıklarını gördüm ben. Bir keresinde bir psikopat geldi kravatı ile boğazımı sıktı. Güvenlikler ve diğer işçiler geldi zar zor kapıyı kırıp aldılar beni.”
Pandemi döneminde genelevlerin kapatılması ve Cansu’nun kansere yakalanması ile kurtulmuş oradan. Tek başına ayakta durduğunu anlatan Cansu kimsenin kendisine yardım etmediğini söylüyor.
“Ölmek istemiyorum, yaşamak istiyorum. Hayat ne kadar kötü olursa olsun nefes almak yine güzel.”
ahlak namus kadına has değil. bu tecavüz edenler, geneeleve gidenler erkekler değil mi?
erkeklerin çoğu saldırgan hayvanlardan farksız
Damad kendisini istemiyormus ama evli olmasina ragmen geneleve gitmesini biliyor