13 Yaşında Evlendirilip Gülerek Zorla Gerdeğe Sokulan Nazlı Doğan'ın Mahvedilen Çocukluğu ve Yaşama Direnci

Toplumda "çocuk gelin" olarak adı geçen istismar biçimi, ülkemizin kanayan yaralarından biri. Birçok yerde hala kız çocukları küçücük yaşlarda çocukluklarını yaşamalarına izin verilmeden evlendiriliyor. Nazlı Doğan da onlardan sadece biri.

Biz de onun çocuk gelin olma hikayesini baştan sona sizlere anlatmak istedik.

Nazlı Doğan, Ankara'da Çinçin mahallesinde bir gecekonduda dünyaya gelmiş. 6 kardeşiyle birlikte yoksulluk içinde yaşamaya başlamış. Yaşadığı mahalleden dolayı çocukluğu genelde bir şeylerden hep kendisini koruyarak geçmiş. Annesi ve babasına aşık bir çocukmuş.

Bir gün babası, Nazlı 13-14 yaşlarındayken Almanya'da okumak isteyip istemediğini sormuş. İlk önce babasının dalga geçtiğini zannetmiş fakat sonradan mahalleye gelen Almancı bir ailenin kendisini gelin olarak istediklerini öğrenmiş.

Nazlı'nın annesi bu duruma en başından itibaren karşı çıkmış.

Evinin kapısında arkadaşlarıyla seksek oynarken Nazlı'yı istemeye gelmişler. Nazlı okuyup okumayacağını sorduğunda "okuyacaksın" yanıtı almış o da "tamam" demiş. Evleneceği insanı da orada görmüş. O da kendisi gibi bir çocukmuş.

O aslında evlenmenin karı koca ilişkisi olduğunu bile bilmezken böyle bir durumun içine itilmiş. Okumaya gidip ailesini o yoksulluktan kurtaracağını zannettiği için evlenmeyi kabul etmiş.

Daha çocuk aklıyla birçok şeyi idrak edemezken tek hayali okumakken bir hafta içinde de başlık parası karşılığında hemen evlendirilmiş. Takılan takıları taşıyamayacak kadar zayıf ve küçükmüş...

Yaşından dolayı Türkiye'de resmi nikah yapılmamış. Evlendikten sonra Almanya'ya çocuk bakıcısı olarak giriş yaptırmışlar. Almanya'da yaşını doldurduktan sonra resmi nikah kıyılmış.

Almanya'ya gittiğinde balkonda kendi yaşıtlarıyla oyun oynarken bir kadın gülerek Nazlı'yı "oyun oynamanın sırası değil" değil deyip gerdek için bir odaya götürmüş.

Odaya girdikten sonra birlikteliğe izin vermemiş. O direndikçe evdeki kadınlar odaya gelip Nazlı'ya bağırmış. "Babanın adını çıkarırız" diyerek de tehdit etmişler. Tüm tehditlere rağmen kendisine dokunulmasına izin vermemiş.

Yaklaşık 5-6 saat direndikten sonra Nazlı'nın bakire olup olmadığını öğrenmek için o gece hastaneye götürmüşler. İstememesinin altında başka bir neden aramamışlar, tek akıllarına bu gelmiş...

Bakire raporu alındıktan sonra tekrar gelin olarak o eve gitmiş ve 3 yıl boyunca hiçbir şey yapmasına evden dahi çıkmasına izin verilmemiş, hapis hayatı yaşamış. Her gün okula giden çocukları izlemeye mahkum bırakılmış.

Bir çocuğa bunu nasıl yapabildiniz ya? Bunu bile okuyunca içimiz sızlıyor. Hiçbir şeyin farkında olmayan küçücük bir çocuğa bu nasıl yaşatılır?

Bu arada evlendiği çocuk ve onun kardeşleri de okula gitmeye devam etmiş. Nazlı, onların kitaplarını koklayarak, Almanca kitapları anlamasa da gizli gizli çalışıyormuş gibi yaparak okuma hasretini gidermeye çalışmış. 😞

Eşinden de evlendikten birkaç ay sonra şiddet görmeye başlamış. Gelin gibi davranamadığı için onlara göre sürekli hatalar yapıyormuş ve kurallarına uymadığı için de şiddete maruz kalıyormuş.

Eşi şiddet uyguladıktan sonra hep pişman olup affetmesini istermiş Nazlı da affetmemesine rağmen affetmiş gibi yaparmış. 

Ayrıca birlikte yaşadığı insanlar, sürekli ailesine hakaret edermiş ve bu onu çok üzermiş. Nazlı, bozuk paralarını biriktirip kendi anne ve babasıyla ayda bir iki sefer de konuşmaya çalışırmış. Ailesine hiçbir zaman kötü olduğunu söylememiş. Babası hep pişman olduğunu anlatırmış.

Eşinin tek sığındığı yer olduğunu, bir anda her şeyi olduğunu ama aynı zamanda da kendisine çok yabancı olduğunu söylüyor Nazlı. Onu sevip sevmediğini bilmiyor...

Nazlı, sevmenin ne olduğunu çocuklarında görmüş. Sevmek böyle bir şeyse eşimi sevmedim diye de ekliyor... Bir de 14 yaşında hamile kalmış. Şu an bir kızı bir oğlu var.

"Bir gecede kadın oldum, bir gecede gelin oldum, bir gecede anne oldum. Çocuk zaten hiç olmadım" cümlesiyle yaşadıklarının ağırlığını net biçimde anlatıyor.

Nazlı, babasını affettiğini de söylüyor. Evlendikten 3 yıl sonra onu affettiğini söyleyemeden babası öldürülmüş.

Nazlı, günlük tutmaya da başlamış fakat yazdıkları eşinin ailesinin hoşuna gitmediği için sürekli günlüklerini yırtıp çöpe atıyorlarmış.

Gel zaman git zaman Nazlı 30 yaşlarında gencecik bir kadınken artık o aileye ve eşine karşı çıkmaya başlamış ve boşanmaya karar vermiş. Boşandıktan sonra dışarıdan 3 fakülte bitirmiş ve şu an da eczacılık bölümünü okuyor.

Nazlı Doğan'ın hayat hikayesini buradan dinleyebilirsiniz;

Popüler İçerikler

Araştırma: Türkiye'de En Çok Hangi Yemekler Sipariş Ediliyor?
Bozdoğan Kemeri'ndeki Polis Barikatına Sosyal Medyadan Gelen İlk Tepkiler
Dilber Yine Yürek Hoplattı: Yeni Pavyon Dansı Geldi!
YORUMLAR
10.01.2020

Sonu iyi bitmeseydi oturup ağlıyordum şu an

10.01.2020

ağlamayı siktir et insan kahroluyor. ben de bir kadınım ve hayat bize hiç adil değil.

11.01.2020

Kızlarını çocuk yaşta evlendiren bir babanın kızını sevdiğine inanmıyorum.

11.01.2020

annem 14 yaşında evlendirilmiş babamda 17-18 yaşlarında ikisine de bunla evleneceksin demişler. babamdan yana annemin sıkıntısı yokmuş her işi babam öğretmiş hep yardımcı olmuş ilk 3-4 yıl sonra parasızlıktan libyaya gidip çalışmış annem kaynanasıyla kalmaya başlıyor. abim 3 ben 1 yaşındayız annemse daha 18sinde. babamın para göndermesine rağmen baktılar ki külfetmişiz tuvaleti dışarda bi göz oda ev çevirip annemle 2 çocuğu götürüp oraya bırakıyorlar. babam bunu duyunca kalkıp geliyor libyadan. çocuk gelinlerden biri annem maalesef. babamında köyde durumun bilincinde olduğu söylenemez annemden pek farkı yok ama en azından anneme sahip çıkacak ona iyi bakmak için elinden geleni yapacak karaktere sahipmiş. 6 yaşındaki torununa o... diyecek bir babanne düşünün düşündünüz mü öyle işte :)

11.01.2020

UPPSSS

TÜM YORUMLARI OKU (20)