13 Adımda Çakra Nedir? Nasıl Dengelenir?

Doğu tıbbında yaygın kabul gören bir teoriye göre, etten kemikten olan maddi bedenimizden başka bir de enerji bedenimiz var. Kanın bedenimizde dolaştığı gibi, enerji de bu enerji bedenimizde dolaşıyor. Enerji düzgün akmadığında fiziksel ve ruhsal hastalıklar ortaya çıkabiliyor ve tedavi de akışın tekrar sağlanması ile gerçekleşiyor.   

Enerji beden kuramına göre bedenin dışında aura, magen gibi koruyucu katmanlar var. Teşhis, tedavi ve koruma çalışmaları buradan yapılabiliyor. Asıl enerji istasyonları ise çakralar. Bedenin orta hattında bulunan çakralar, güçlü enerji merkezleri. Çakra, Sankskritçe çark demek. Enerjinin bu merkezlerde çark gibi döndüğüne inanılıyor. Çakrlarımız uyumlu dönmediğinde de enerji akışı sekteye uğruyor. Buna neden olan sebepleri bulup, yok etmek gerekiyor. 

Şimdi kısaca vücudumuzdaki 7 temel büyük çakrayı ve enerji akışını dengelemek için yapabileceklerimizi aktaracağız.

1. Kök çakra: Maddiyat ile ilişkimiz

Kuyruk sokumunun tam ucundaki bu çakra dünyevi işler müdürüdür. Yeryüzüne doğru kırmızı bir ışık sütunu olarak imajine edilir. İyi çalışan bir kök çakrayla dünyaya sağlam bir şekilde kök salarız. Fırtınalarda uçup gitmemek, hızlı değişimlere uyum sağlamak, hayattaki haklarımızı sahiplenmek ve maddi kazanımlar bu çakradaki enerjinin dengeli olması ile mümkündür. Fazla çalışan kök çakra maddiyata aşırı düşkünlük,  zayıf kök çarka ise maddi zafiyet ve bu dünyaya ait hissedememe ile ilişkilidir.

2. Mide çakrası: Libido kuramları

Göbek deliğimizin iki parmak altında bulunan bu çakramızın diğer adı sakral çakradır. Rengi turuncu olan bu çakradaki enerji ile cinselliğimiz, iştahımız, yaratıcılığımız gerçeklenir.  Yaşamdan haz alabilmek bu çakranın düzenli çalışması ile mümkündür. Yemek, cinsellik, sosyal ve zihinsel eylemlerden neşe ve mutluluk duymak için bu çakramız dengeli olmalıdır.  Fazla çalıştığında hazlara aşırı düşkünlük, az çalıştığında ise zihinsel ve cinsel zafiyet ortaya çıkar.

3. Güneş sinirağı çakrası (solar pleksus) : Güç benimle

Göbek deliğimizin üç parmak yukarısında bulunan bu çakranın rengi sarıdır ve  güç ile ilişkilidir. İrade gerektiren konular, cesaret, kendinden eminlik  bu çakrayla ilgilidir. Ayrıca etraftaki diğer enerjilerin alımlandığı bir kapı vazifesi görür. Empati burayla ilgilidir. Dengeli olması, güçlü, farkında ve saygılı olmayı beraberinde getirir. Az çalışması depresyon,  çok çalışması kontrölcülük, empati yoksunluğu ve şişmiş ego ile ilişkilenmektedir.

4. Kalp çakrası: Sevginin adresi

Göğüs kafesimizin ortasında kalbimizin yanında yer alır. Rengi yeşildir. (Pembe de bu çakranın renk frekansıdır.)  Evrenin en önemli prensibi sevginin ikamet ettiği yerdir. Birlik bilinci bu çakrayla ilişkilenir.  Dengeli çalışan bir kalp çakrası, kendini sevme, huzur, insanları olduğu gibi kabul etme ve onları sevebilme yetisi ile ilişkilidir. Az çalışan bir kalp çakrası sevme ve sevilme yoksunluğuna işaret eder. Çok aşırı çalışan bir kalp çakrası ise aşırı hassasiyet ve başkaları için kendini feda eden bir karakter geliştirmeye yol açar.

5. Boğaz çakrası: İfade alanı

Boğazımızın vücudumuzla birleştiği yerdedir. Mavi renklidir.  İfade ve iletişim merkezidir.  Boğaz çakramız kendimizi ifade etme alanımızdır. İfade tarzı olarak konuşmak, yazmak, dans etmek, resim yapmak hatta tweet atmak da boğaz çakrasıyla ilişkilidir.  Çok çalışması gereksiz boş konuşmalarla, dedikodu yaparak enerji tüketmekle, az çalışması ise ifade sorunları ile ilişkilidir.

6. 3. Göz çakrası: Sezgiler

İki kaşın ortasından bir iki parmak yukarıdadır. İndigo mavi-mor renktedir. Sezgiler, öz farkındalık,  düşünce sağlığı ile ilişkilidir. Dengeli olduğunda beynin iki lobunun da dengeli, iyi ve berrak çalışmasını sağlar. Gerçeği burada duyumsar, işleme geçirdikten sonra gerçekliğimizi oluştururuz. Az çalışan bir üçüncü göz manevi eksikliği, hayal gücü yoksunluğunu ve basiretsizliği getirir. Çok çalıştığında ise fazla hayalci, aşırı maneviyat peşinde ve orada olmayan şeyleri de görebilen biri olma tehlikesini doğurur.

7. Taç çakrası: Ruhaniyat

Bebekken bıngıldağımızın olduğu yerde, kafamızın tepe noktasında, gökyüzüne doğru uzanan bir enerji sütunudur. Rengi menekşe rengi veya  beyaz -altın sarısı olarak imajine ediliir.  Bu çakra edebi gerçek, ruhsal olgunluk, yüksek benlikle ilişkilidir. Taç çakranın dengeli çalışması hayat amacını bulmak ve ona uygun yaşamakla ilişkilidir. Fazla çalışan bir taç çakranın dünyadan el etek çekmeye götürdüğü söylenir. Az çalışması ise yaşamın anlamsızlıklar silsilesi olarak görülmesi, ruhaniyatın ve maneviyatın reddi, maddiyata aşırı düşkünlük olarak tezahür eder.

Çakra dengeleme bieleşik kaplar yasasına göre işler. Enerjinin çok olduğu çakradan az olduğu çakraya akış gerçekleşir. Önce tek elimizi çakralarımızın üzerine koyarak teker teker çakraları hissetmeye başlayalım. Derin nefes alıp avuç içlerimizi birbirine sürtersek daha rahat hissederiz. Çakraları dönen toplar olarak hayal etmek de etkili bir yoldur. İmajinasyon hissiyatı arttırır.

Toplamı 7 olacak şekilde 1 ve 6, 2 ve 5, 3 ve 4 numaralı çakralarla birbirlerini dengeleyeceğiz. Ellerimizden birini bir çakranın üzerine, diğerini diğer çakranın üzerine koyacağız. Böylece çok çalışan çakradan, az çalışana bir enerji akışı gerçekleşecek. En dengesiz çakralar bile en çok 5 dakikada dengelenebilir. Başlayalım!

9. Ben ve biz dengeleniyor

Toplumsal hayatla ilişkimiz ve benliğimizi dengeliyoruz. Ellerimizden biri yeşil ya da pembe düşünebileceğimiz kalp çakrasına, diğerini ise sarı renkli solar pleksusa koyuyoruz. Bu iki çakra dengelenirken çakralarda çok tatlı, ılık bir akış hissedilir.  “Ben ve biz dengedeyiz” diye tekrarlıyoruz.

10. Düşündüklerimiz ve ifade ettiklerimiz dengeleniyor

Bu aşamada projelendirdiklerimizin hayata geçirilmesi ya da düşündüklerimizin üretilmesi ya da  ifade edilmesi dengeleniyor. Ellerimizden birini rengi mavi olan boğaz çakrasına, diğerini ise turuncu renkli sakral çakramıza koyuyoruz.  Akışı hissederken içimizden de “düşündüklerim ve ifade ettiklerim dengede” diye tekrarlıyoruz.

11. Maddiyat ve maneviyatımız dengeleniyor

Bu aşamada maddi ve manevi dünyamızı dengelediğimizi bilelim.Ellerimizden birini rengi mor olan 3. gözümüze diğerini ise kırmızı renkli kök çakramıza koyuyoruz. Ellerimizin altında mor ve kırmızı iki enerji topu var.  Kollarımızı içi boş borular gibi düşünerek, enerjinin çok olan çakradan az olan çakraya doğru aktığını hayal ediyoruz. Mor ve kırmızı enerjilerin kollarınızda birbirine karıştığını görebilir, akışı da duyumsayabiliriz.  İçimizden maddiyat ve maneviyatım dengeleniyor diye tekrarlayabiliriz.

12. Sağım Solum Sobe : Ying ve Yang dengeleniyor

Çakralarımız dengelendi ama ufak tefek işlerimiz var. Evrendeki dişil ve erkek

prensipleri de enerji bedenimizde dengelemek gerekiyor. Sol elimizi kafamızın

sol yanına, sağ elimizi sağ yanına koyup “Erkek ve dişi enerjim dengeleniyor”

diye tekrarlıyoruz. Sağ ve sol lob dengeleniyor diye de düşünebilirsiniz.

13. Gerçek ve gerçeklik dengeleniyor

Son olarak da gerçek ve gerçekliğin dengesini kurmak için bir dengeleme yapacağız. Bir elimizi 3. gözümüze koyuyoruz, diğer elimiz ise kafamızın arkasında, ensemizin bitip kafamızın başladığı yerden iki parmak yukarıdaki çıkıntıda… (Matriks filmindekilerin Matrikse bağlanmak için kafalarının arkasındaki fiş sokulan yer.) “Gerçek ve gerçekliğim dengeleniyor” diye tekrar ediyoruz.

Çakralarımızı 21 gün boyunca dengelemenin insan ruhu ve bedeninde önemli iyileşmeler yaratacağını söylüyor doğu tıbbı alimleri. Enerji bedendeki bu dengenin bozulmaması için doğru beslenmek, olumlu düşünmek ve davranışlarımızda bütünün hayrını gözetmek önemli...

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!