12 Yılda 25 Sıra Geriledik: Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğinde 130. Sırada Olan Türkiye’de Kadınlar Açısından İşler Neden Yolunda Gitmiyor?

149 ülke temel alınarak hazırlanan ve cinsiyet eşitsizliği, eğitim, sağlık, siyaset ve iş hayatı başlıklarında incelenen Toplumsal Cinsiyet Uçurumu raporuna göre 12 yılda 25 sıra geriledik.

Cinsiyet eşitsizliği, eğitim, sağlık, siyaset ve iş hayatı başlıklarında incelenen raporda 2006 yılında 105. sırada olan Türkiye, aradan geçen 12 yılla birlikte 25 sıra geriledi ve 130. sıraya geldi.

Fildişi Sahili, Bahreyn, Nijerya, Togo, Mısır, Moritanya, Fas, Ürdün, Umman Sultanlığı, Lübnan, Suudi Arabistan, İran, Mali, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Çad, Suriye, Irak, Pakistan ve Yemen’i geride bırakan Türkiye’de cinsiyet eşitsizliğinde uçurum giderek büyüyor.

İş gücüne katılımın yanı sıra mesleki ve teknik rollerdeki cinsiyet açığını kapatmaya yönelik ilerleme sağlandığı belirtilirken, ücret eşitliğinde dengelerin bozulduğu ifade ediliyor. Parlamentodaki kadın payının arttığına dikkati çeken raporda kadınların yaptığı işlerin otomatik makinelerce gerçekleştirildi, bu nedenle de iş gücü piyasasında kadın katılımının düştüğü açıklanıyor.

“Bilgi gerektiren alanlarda kadın yok.”

Raporda dünya genelinde bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik gibi bilgi gerektiren alanlarda kadınların yeterince temsil edilmediği vurgulanıyor. Kadınların iş hayatına katılımında artış gözlense de kadınlar ile erkekler arasındaki maaş farkının yüzde 51 olması dikkat çekiyor.

Ekonomilerin ve toplumların gelişip gelişmediği açısından önemli olan toplumsal cinsiyet eşitliği parametresinde kadınlar için en yaşanılır ülke İzlanda…

İzlanda'yı Norveç, İsveç ve Finlandiya izliyor.

Peki Türkiye neden 130. sırada ve kadınlar açısından işler neden yolunda gitmiyor?

Raporun her bir maddesini inceleyerek başlayabiliriz. İş hayatında kadının temsili son yıllarda artsa bile uygulanan mobbing, gebelik sonrası iş hayatının zorlaşması, toplumsal baskı ve aynı işin erkekler tarafında yapıldığında ücretinin neredeyse iki katı olması bu alanda kadınları yıldırmaya yetiyor. Politik anlamda kadın yöneticilerin arttığını söylesek bile pek çok Avrupa ülkesinin gerisindeyiz. Kadınların erkeklerden daha uzun yaşadığı ülkemizde kadın cinayetleri, şiddet ve tecavüz olaylarını değerlendirince uzun yaşamanın çok da büyük bir anlam ifade etmediğini görebiliriz. Ve son olarak cinsiyet eşitsizliği… Çok uzağa gitmenize gerek yok; günlük olarak kullandığını kelimelere, cümlelere bakın, ne söylemek istediğimizi anlayacaksınız.

'Daha refah bir gelecek, kadınların katılımıyla mümkün!'

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
İstanbul Boğazı'nın En Pahalı Yalısında Fiyat Güncellemesi: Değeri Tam 120 Milyon Euro
Tebliğciler Yine Ortaya Çıktı: Bu Kez Milli Piyango Bileti Satıcısını Taciz Ettiler
YORUMLAR
22.12.2018

Kaş yaparken göz çıkarmaktan oluyor bunlar hep. Kadını koruyan kanun bile kadına şiddeti arttırır nitelikte. Ayrıca gereksiz hassasiyetler, feminizmin erkek düşmanlığı olarak lanse edilmesi gibi bir çok mesele... Kocası ölünce kocasının kardeşi ile zorla evlendirilen binlerce kadın Sıla kadar konuşulmadı bu ülkede. Sırf kız olduğu için okutulmayan binlerce kız çocuğu Hülya Avşar'ın kızı kadar gündeme gelmedi. Kadının en büyük düşmanı erkek değildir. Günümüzde kadının en büyük düşmanı medyadır, yanlış yorumlanan kanunlardır, algı operasyonları yapanlardır.

Çok büyük ülkeleri geride bırakmışız gururlandım.Özellikle umman sultanlığını geçmek önemliydi.

22.12.2018

Geride bıraktığımız ülkelere bak aq. Az daha ıkınsak taş devrindeyiz.

TÜM YORUMLARI OKU (11)