12 Maddeyle Başarı Hikayelerinin Belki de İlk Kez Fark Edeceğiniz Tuzak Tarafı

Açıkçası bıktık bu başarı hikayelerinden. Çünkü her yerdeler. Milyarlık girişimler, efsanevi CEO’lar, çığır açan stratejiler, çok satan kitaplar,... Üzerine kitaplar yazılıyor, derslerde okutuluyor, inceleniyor. Internet “Başarılı iş insanlarının 10 özelliği” tarzında listelerle dolu.

Bu yaklaşım ilk bakışta ilgi çekici gelse de aslında pek bir faydası yok. Çünkü bize gösterilen bu resimlerde çok büyük bir açık var.

Abraham Wald, işte bu açığı gördü. Nasıl mı?

1. Hayal edin: İkinci Dünya Savaşı’nda bir askeri havaalanında görevlisiniz.

Göreviniz, çarpışmadan dönen uçakları incelemek, tamir etmek, tekrar savaş alanına göndermek.

Karşınızda yere yeni inmiş bir uçak duruyor. Pilotun oturduğu yerin hemen arkasındaki yüzeyde büyük bir delik var. Bu bölmeye onlarca kurşun isabet etmiş. Olanaklarınız, yedek parçalarınız kısıtlı. Son bir haftada çok uçak kaybettiniz. Elinizdeki sayılı malzeme ile hemen hasarlı bölgeyi tamir etmeye başlıyorsunuz...

2. Başka uçaklarda da bu yüzeyi birçok kez tamir ettiğiniz aklınıza geliyor.

Bu deneyimden yola çıkarak, tamirat sonrası bir rapor hazırlıyorsunuz. Uçakların üretildiği fabrikaya, bir sonraki üretimde bu sürekli hasar alan yüzeyi daha dayanıklı hale getirmelerini öneriyorsunuz. (Şu an hayal ettiğiniz bu hikaye, birçok genç mühendisin gerçekten de başına gelmiş.)

3. Abraham Wald, savaş sırasında Amerikan ordusunda görev yapan, verileri inceleyen, strateji geliştiren bir istatistikçi.

Hayale devam edelim: Yazdığınız rapor fabrikaya ulaştığında şans eseri onun da önüne geliyor. Fabrika daha önerinizi değerlendirip hayata geçiremeden Dr. Wald süreci durduruyor. Tüm iyi niyetinizle hazırladığınız önerinizdeki kusuru gösteriyor.

Hatayı bulabildiniz mi?

4. Önünüzde duran uçak, bir başarı hikayesi (değil).

Turunu atmış, savaşmış, size geri dönmüş. Savaş, sizi analizlerinizi yalnızca başarı hikayeleri üzerinden yapmaya mecbur tutuyor. Amacınıza ulaşmanıza engel oluyor.

5. Neden mi? Çünkü size düşen uçakları göstermiyor.

Amacınız uçakların bir sonraki turlarında düşmelerine engel olmak, tekrar geri gelmelerini sağlamak. Şu an tamir ettiğiniz uçaktaki hasar düşmesine sebep olmamış. Birçok uçak size bu tip bir hasarla geri geliyor. İşin daha da önemli tarafı, eğer vurulduğunda uçakların düşmesine neden olan kritik bir bölme varsa, siz bu bölmesi hasarlı hiçbir uçak görmüyorsunuz!

6. Yani başarı hikayeleri bizlere, başarısızlık ve nedenleri hakkında çok az bilgi veriyor.

Düşen uçaklar gibi batan girişimleri, ortalama CEO’ları, vasat stratejileri, basılamayan kitapları, bir türlü bekledikleri çıkışı yakalayamayan oyuncuları ve zamansız sakatlanıp kariyerlerini erkenden sonlandıran sporcuları görmüyoruz.

7. Başarı hikayelerinin göz önünde olmasının bir başka yan etkisi, başarısızların sayısını gizlemesi.

Eğer on binlerce girişimci, iş adamı, oyuncu, sporcu en tepede olmak için mücadele veriyor ve bir avuç insan bu seviyelere çıkabiliyorsa (ki günümüzdeki durum böyle), başarıyı sağlayan sihirli bir formül olma olasılığı oldukça düşük demek. Zira eğer böyle bir formül olsaydı, benzer özellikli insanlar arasında başarı oranı bu kadar düşük olmazdı.

8. İşte bu noktada hep atlanan şeyin, şansın rolü devreye giriyor.

Birileri başarılı olmak zorunda. Elbette yetenekliler. Ancak sonunda onları diğer yeteneklilerden ayrıştıran şey büyük oranda içinde bulundukları ortam, tanıdıkları insanlar, kendileri dışında gelişen kontrol dışı dış etkenler oluyor.

9. Başarıyı yakaladıktan sonra üzerine konuşmak, bunu zaten başından beri belliymiş gibi anlatmak, kitabını yazmak kolay.

Ancak bu yaklaşım, sanki başarısız olmaları olası bile değilmiş gibi bir yanılgı yaratıyor. İnsanlar bu hikayelerden garip ve anlamsız dersler çıkarıyorlar. 

Örneğin Steve Jobs’un bu fotoğrafı, birçok hırslı girişimcinin benzer bir yaşam tarzına özenmesine yol açmış. Benzer giyineninden tutun, tüm mobilyalarını satanlara kadar başarıyla ilgisiz stratejileri benimseyenler var.

Yanlış yere odaklanıyor, zaman ve enerjilerini boşa harcıyorlar.

10. Peki ne yapmalı?

Başarısızlıkları ortaya çıkartıp, onları görünür kılmak lazım. Onları ayıplamak yerine, onları çalışmak, oyunun bir parçası saymak gerekli. Başarısızlık Zirveleri de düzenlenmeli. Bu tarz bir yaklaşım, başarı ile başarısızlık arasındaki farkı daha iyi anlamamızı sağlar. Konusunda başarılı insanların da başarısız olabildiğini, şansın süreçteki etkisini görmemize yardımcı olur.

11. Başarısızlıkları görünür kılmanın bir başka özgün yolu da "ramak kala" analizleri.

Bunlar, başarı gibi gözüken başarısızlıklar. Gelecekteki olası sorunları öngörmek, başarıyı engelleyen faktörleri belirlemek için birebir.

12. Son olarak, başarı hikayelerine fazla kafa yormamak lazım.

Okumayın, dinlemeyin demiyorum. Yine okuyun, dinleyin. Ancak bu hikayeler, başarılılar tarafından, başarı kazanıldıktan sonra yazılıyor, anlatılıyor. Şansın rolü iyice kısılıyor, verilen kararlar yüceltiliyor, başarısızlığa yol açabilecek olaylar manzaranın dışında kalıyor.

Geri dönen uçaklar üzerine destanlar yazılıyor. Düşenler görünmüyor.

Emre Soyer

Harvard Business Review Türkiye

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı
İş Kadını Olan Eski Eşinden Aldığı Nafakayla Düğün Yapan Damat, Düğünden Sonra Nafaka İstemeye Devam Etti
Bahis Reklamı ve Teşvik İçin Soruşturma Başlatılmıştı: RTÜK Başkanı TV8 İçin İnceleme Başlatıldığını Açıkladı!
YORUMLAR
28.06.2016

Nihayet başarılı bi içerik yapılmış

Pasif Kullanıcı
28.06.2016

Al benden de o kadar.

Pasif Kullanıcı
28.06.2016

Böyle faydalı içerikler neden yapmıyorsunuz? Daha doğrusu onedio neden bu içerik kadar başarılı değil ekibiniz? (Onedio yeterince başarılı bulmuyorum)

28.06.2016

eyvallah onedio'da okuduğum en anlamlı içerik.

TÜM YORUMLARI OKU (16)