12 Günde Tamamladığı Eseri Şeker Portakalı ile Tanınan Usta Yazar José Mauro de Vasconcelos'un Kitapları

Bu içerikte sizi tüm zamanların en çok okunan kitaplarından biri olan Şeker Portakalı'nın yazarının harika kitaplarıyla buluşturuyoruz. İyi okumalar.

Not: Kitaplara ait tanıtım yazıları tanıtım bültenlerinden alınmıştır.

José Mauro de Vasconcelos kimdir?

1920'de Rio de Janeiro'da dünyaya gelen José Mauro de Vasconcelos annesi ve babası dolayısıyla iki farklı kültürün etkisinde yaşamıştır. Yaşamı boyu yoksulluk çeken yazar, hayatında çektiği zorluklara göğüs germeye çalışmış ve gözlemlediklerini eserlerine yansıtmıştır. Usta eseri Şeker Portakalı'nı 12 günde kaleme aldığını söyleyen yazar şu sözleri de ekler: 'Ama onu 20 yıldan fazla taşıdım yüreğimde!”. İyi bir gözlemci olan Brezilyalı yazar 24 Temmuz 1984'te hayatını kaybetmiştir.

1. Yaban Muzu (1942)

Jose Mauro de Vasconcelos'ta eşine az rastlanan ve doğuştan gelme bir anlatıcılık yeteneği, akıl almaz bir bellek, göz kamaştırıcı bir yaratıcılık ve insanlar konusunda engin bir deneyim var. Yazar olmaya çalışmamış, yazar olmak zorunda kalmıştır. Romanları bir yanardağın lavları gibi dışına taşmıştır. 'Konuyu kafamda toparlayınca yazmaya başlarım ve bir çırpıda yazarım,' diyor. İzlediği yöntem, kitap kafasında yazılana kadar, konusunu uzun uzun olgunlaştırmaktır. Yine kendi anlattığına göre, yazı makinesinin başına geçtiğinde, kitabın çeşitli bölümlerini ayrı ayrı yazabiliyor. Birinci bölümü bitirdikten sonra, aradaki bölümlere el atmadan, sonu kaleme alabiliyor.

2. Kırmızı Papağan (1953)

Yazar, bu romanıyla, günümüze dek süregelen Kızılderili sorunlarını, onların gizemli yaşamlarını, 'garimperio' adı verilen maden arayıcılarının çalışmalarını, yağmur ormanlarında avlanan ırmak avcılarını, kısacası, Kızılderili gerçeğini, o yörelerden uzakta yaşayan Brezilyalılara ve bütün dünyaya duyurmayı amaçlamıştır.

3. Delifişek (1963)

Ünlü Brezilyalı yazar José Mauro de Vasconcelos'un, kendi yaşam kesitlerinden yola çıkarak yazdığı Şeker Portakalı'nı Türkiye'de yediden yetmişe herkes severek okumuştur. Romanın kahramanı Zezé, çocukların olduğu kadar büyüklerin de yüreklerinde taht kurmayı başarmış sevgi dolu bir çocuktur. Şeker Portakalı'nın ikinci bölümü olan Güneşi Uyandıralım'da Zezé biraz daha büyümüştür. Çocukluğunun biricik dostu şeker portakalı fidanı yoktur artık. Onun yerini yeni bir dost almıştır: Yüreğinde yer eden sevgili bir Kurbağa'dır bu. Dizinin üçüncü kitabı Delifişek'te ise Zezé'yi daha da büyümüş bulacaksınız. O artık yeni yetmelikten çıkmış, bir delikanlı olmuştur. Yaşamın katı gerçekleriyle yüz yüzedir; haklarını arayan, özgürlüğünü yaratmaya çalışan bir genç adamdır Zezé.

4. Kayığım Rosinha (1965)

Kayığım Rosinha Amazon Ormanı'nın öyküsüdür. Kahramanı Ze Oroco, kayığı Rosinha'yla nehirde dolaşır. Ama Rosinha sıradan bir kayık değil, Ze'nin uzun uzun konuştuğu, dertleştiği bir yol arkadaşıdır. Bu güzel roman, Rose Mauro de Vasconcelos'un Brezilya edebiyatında tuttuğu önemli yerin kesin kanıtıdır.

5. Şeker Portakalı (1968)

Kitabın başkahramanı Zeze, yaramazlıklarıyla meşhur bir afacan. Mahallelinin “şeytan” olarak andığı bu çocuğu, öğretmeni ise bir “melek” olarak görüyor. Günün birinde Zeze ve ailesi, maddi imkansızlıklar nedeniyle oturdukları evden taşınmak zorunda kalıyor. Zeze, önceleri taşınmalarına çok üzülse de bu durumu yeni taşındıkları evin bahçesindeki şeker portakalı fidanıyla telafi ediyor. Fidan, çok geçmeden Zeze’nin en iyi arkadaşı oluveriyor. 

Zeze bir gün, en büyük hayalini, daha doğrusu yapmayı en çok istediği yaramazlıklardan birini gerçekleştiriyor. Bu yaptığının bedelini ise mahallede Portekizli adıyla bilinen bir adamdan fena halde dayak yiyerek ödüyor. 

Küçük kahramanımız, başta bu adamdan nefret etse de sonradan onu çok seviyor. Hatta Portekizliyi o kadar çok seviyor ki bu sayede haylazlığı da bırakıyor. Zamanla ikilinin arasında, baba-oğul ilişkisi gibi bir bağ kuruluyor. Ancak hikayenin sonunda bu bağlılık, Zeze’yi iyileştirdiği kadar onun ömür boyu unutamayacağı bir acıyı da beraberinde getirecek.

6. Çıplak Sokak (1969)

Jose Mauro de Vasconcelos'un bu romanında, olaylar, bir kenar mahallenin köy yolunu andıran bir sokağında geçiyor. Her bölümü, her parçası, türlü renk tonlarıyla dolu bir kitap. Toplumsal yalanlar, bireysel ikiyüzlülükler, duygusal özlemleri altüst eden kişisel hesaplar, acı alaylar, kargaşa içindeki bir toplumun açık belirtileri olan kaprisler birer birer önümüze seriliyor. Kitabın başkahramanları, başkalarına adanmış sade bir yaşam sürmek uğruna, kendi dünyalarını terk eden Antao ile Ananias ve onların çevresinde bu kenar mahallenin sevecen ve inançlı sakinleri. Romanda yer alan kişiler, olaylar, sıcak, yumuşak, şiirli bir dille anlatılıyor. Çıplak Sokak'ta Tanrı'nın yüzünü cesaretle arayan Vasconcelos, okuyucunun bu konuda kendi konumunu seçmesi ve son sözü söylemesi için, yargıları ve tanımlamaları onun yorumuna bırakıyor.

7. Kardeşim Rüzgâr Kardeşim Deniz (1972)

Romanın başkişisi damarlarında Çingene kanı taşıyan yetim Chicao'dur. Brezilya'nın kıraçlarında büyüyen Chicao, rüzgarı ve denizi kardeşi bilir. Ateşli, güzel Joaninha'nın sevgilisi ve o kıyının en güçlü erkeği olur. Okuyunca siz de göreceksiniz, 'Vasconcelos', yine o her zamanki yalın, şiir dolu, sokulgan anlatımıyla, öz suyunu doğadan alan, sevgi ve özlem dolu, yaşamın içinden sürüp gelen bir roman daha yaratıyor. Bu romanda rüzgar canlanır, ışık ve müzik gereçlerinin, dans adımlarının ve yürek çarpıntılarının gürültüsüne dönüşür. Anlattığı toprakları ve o toprakların insanlarını çok iyi tanıyan 'Vasconcelos', o insanların duygularını, düşüncelerini, o topraklara bağlılıklarını ve o topraklardan kopuşlarını büyük bir ustalıkla yansıtıyor.

8. Kristal Yelkenli (1973)

Bu kitabın kahramanı 13 yaşında bir çocuk. Adı Eduardo. Onu kısaca Edu diye de çağırabilirsiniz. Edu, doğuştan özürlü bir çocuktur. Başı da oldukça büyüktür. Ne yazık ki, ailesince de yalnızlığa itilmiştir. Ama bu yalnız çocuğun birkaç sevgili arkadaşı vardır : Kaplan Gabriel, Bayankuş Mintaka, Kurbağa Bolitro, bir de hayattaki tek dayanağı olan teyzesi Anna. Bu yalnız çocuk, sevdiği bu dört yakınıyla birlikte hayal dünyasının okyanuslarında yelken açıp yaşamının zorluklarını yenmeye çalışır. Özürlü doğmuş olmanın getirdiği yalnızlığa karşı gösterilen güçlü bir direnişin öyküsüyle sizleri baş başa bırakıyoruz.

9. Güneşi Uyandıralım (1974)

Şeker Portakalı’nın sevimli küçük kahramanı Zezé, yine karşınızda. Gözlerinin içi yine ışıl ışıl, yüreği yine sevgi dolu. Bununla birlikte büyümek, ona yeni hüzünler getirmiş. Dahası, küçüklüğündeki şeker portakalı fidanı da yok artık. Zezé'yi zengin ve kuralcı bir aile evlat edinmiştir. Bu sayede kardeşlerine göre çok daha iyi maddi olanaklara kavuşmuş, ancak sevdiklerinden uzak kalmıştır. Sevgisizlikle başa çıkabilmesini sağlayan birkaç arkadaşı vardır: Evdeki aşçıları Dadada, okuldaki öğretmenlerinden Fayolle, yüreğine sokulup yerleşen, her ihtiyacı olduğunda ona cesaret veren bir kurbağa ve bir filmde görüp gerçek babasının yerine koyduğu ünlü Fransız şarkıcı Maurice Chevalier. Çok parlak bir öğrencidir Zezé. Şimdi ergenlik dönemindedir; sinirlidir, huysuzdur. Üstelik sırılsıklam aşıktır.

Şeker Portakalı’nın devamı olan Güneşi Uyandıralım Zezé’nin serüvenlerinin sonu değil. Delikanlı olarak Delifişek’te bir kez daha karşımıza çıkacak.

10. Hayatın O Güzel Şarkısı (1974)

'Bir zamanlar, ülkenin birinde kocaman bir çiftlik varmış. Güneşin parladığı yemyeşil kırlarda yarış atları yetiştirilirmiş. Ormanda minik kuşlar özgürce şakımayı öğrenmeye çalışırmış. Gölün sularında süs balıkları üretilirmiş. Çiftlikte her şey çok güzelmiş. Ama insanlar?..'

Şeker Portakalı'nı, Güneşi Uyandıralım'ı, birbirinin devamı olan bu iki güzel kitap o kadar çok sevildi, o kadar çok okundu ki. Hala da okunmakta. Brezilyalı yazar Jose Mauro de Vasconcelos'un bir başka kitabını sunuyoruz şimdi sizlere. Hayatın O Güzel Şarkısı, doğanın vazgeçilmez parçası olan, doğanın süsü olan hayvanların gözüyle anlatılan bir öykü bu. İnsanların onlara karşı ne kadar acımasız olduğunu anlatan bir öykü.

11. Japon Sarayı (1976)

Ressam Pedro, yalnız bir insandır. Ucuz bir pansiyon odasında kalmakta, kirasını bile güçlükle ödemektedir. O gün yine çocukluk hayallerine dalarak sokağa çıkar; her zaman yaptığı gibi, ortası havuzlu büyük alana gider; her zaman ki kanepesine oturur; kuşları, ağaçları, oynayan çocukları izler. Başarısız bir ressam olduğuna inanmaktadır. Bir ara yanına bir yabancının oturduğunu fark eder. Japon giysileri içinde çekik gözlü biridir gelen. Konuşurlar. Kimdir bu yabancı? Onu hayal dünyasının enginlerine götürecek bir esin perisi midir, yoksa çocukluğunun anılarına sürükleyecek bir garip uyarıcı mı? Jose Mauro de Vasconcelos, gençler için yazdığı Japon Sarayı’nda, bir yaratıcının hayal dünyasını, masalsı görüntüler içinde, yaşamın ve hayallerin bütün renkleriyle süsleyerek çiziyor.

Yazarın diğer kitapları;

  • Corazón de Vidrio: Cuentos Para Niños (1964)

  • O garanhão das praias: romance (1965)

  • As Confissões de Frei Abóbora: Romance (1969)

  • Sesé wartet auf das Christkind (1971)

  • Arraia de fogo (1973)

  • Ara Ara: ein Abenteuerroman aus d. brasilian. Urwald (1973)

  • Barro Blanco (1978)

  • Kuryala: Capitán y Caraja (1984)

  • Mi Planta de Naranja-Limasustituto (1984)

Umarız bu kitaplar da en yakın zamanda dilimize çevrilir.

Peki bu kitaplar arasından hangilerini okudunuz ya da favorileriniz neler? Yorumlarda buluşalım.

Bu içeriklere de göz atabilirsiniz;

Bizzat İngiliz Sömürgesinin İçinde Yetişen Distopik Romancı George Orwell'ın En İyi Kitapları
Türk Edebiyatının Mutlaka Okunması Gereken Yazarlarından Peyami Safa'nın En İyi 18 Kitabı
Yaşadığı Acı Dolu Hayatının Son Durağı İntihar Olan Usta Yazar Stefan Zweig'ın 25 Kitabı

Popüler İçerikler

Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?