Ölüm her daim kötüdür fakat bazı ölümler vardır ki hiç beklenmedik bir anda çalar kapıyı, davetsiz bir misafir gibidir...2008 yılında 57 yaşındaki Kanadalı bir adamın cüzdanı çalınır. Büyük ihtimalle bizdeki emekli maaşı sırasında değil de bir benzin istasyonunda olur olay. Tam polisi aradığı sırada cüzdanını kanalizasyon mazgallarının orada görür ve polisin gelmesini beklemeden almaya yeltenir. Ama ulaşamaz, yağmur yağıyordur ve cüzdan ufak ufak uzaklaşıyordur. Mazgalları kaldırır ve hamlesini yapar ama uzaklaşan cüzdanına ulaşmak için dar kanalizasyon borusunda ilerlemeye çalışır ve orada sıkışır. Evet, bildiğin bok çukurunda sıkışmıştır. Polis ve itfaiye onu oradan çekmek için çok uğraşır çünkü adam caddenin birkaç metre altında dar bir boruya sıkışmıştır. Uzun uğraşlar sonunda adam çıkarılır ancak hastaneye yetişemeden ölür. Karanlık, pis kokulu dar bir boruda sıkışmışsın. Geri gidemiyorsun, hareket edemiyorsun ve nefes alman bile zorlaşıyor giderek. Evet ölümler kötüdür ama bazıları daha kötüdür.İlk bakışta saçma geliyor, değil mi? Aslında değil! 1998 yılı. İngiltere'de 16 yaşında bir genç, artık hangi kızı nasıl etkileyeceğini düşündü bilemiyoruz, deodorant sıkarak kendini öldüren ilk insan oldu. BBC 1971 yılından bu yana kasıtlı olarak deodorant koklatılarak öldürülen 130 kişi olduğunu rapor etmiş ancak bu bahse konu olay cinayet değil elbette. Gencimiz hem Patrick Swayze'ye benzemek hem de güzel kokmak konusunda takıntılıymış. Ailesinin dediklerine göre günde en az 2 kez tüm bedenine deodorant sıkarmış. Metrelerce uzaktan gencin kokusu alınırmış. Bu parfüm duşlarının birinden hemen sonra kalp krizi sonucu genç ölür ve yapılan otopside normal bir insanın kanında olması gereken propan ve bütan miktarının 10 katından fazlası tespit edilir gencin kanında. Daha sonrasında yapılan araştırmalarda bir insanı öldürebilecek derecede ölümcül sonuçlara yol açan deodorant ortamını tekrar elde edememişler, varın siz düşünün..1600'lerde Avusturyalı bir adam 1,5 metre uzunluğundaki bıyıkları ile hava atıyor, güzel bir bayan geçtiğinde bıyıklarını burmak için iki üç kişi çağırıyormuş. Ama bir gün -artık kim nazar etti bilemiyoruz- bir yangında başına bela olmuş bu bıyıklar. Kasabada yangın başlayınca kaçmaya çalışırken bıyıkları tutuşmuş adamın. Adam koşuşurken yangını etrafa sıçratmasın, ateş yayılmasın diye adamı vurmuşlar. Şaka şaka.. Olayın aslı ise tutuşan bıyıkları ile canı yanan ve söndürmeye çalışan adam kendi bıyıklarına basıp düşüyor ve boynunu kırıyor. (Keşke ilk sefer yazdığın gibi ölseydi, dediğinizi duyar gibiyim..)Koyun bu ya, seversin, o meeler sen ot verirsin. Ama bazen aç ve agresif bir koyun çok tehlikeli olabilir. 1999 yılında İngiltere'de Betty Stobbs isimli çiftçi hanımı, atv aracına binmiş otlayan koyunlarına akşam yemeği olarak saman götürmekteymiş. Bir maden ocağı kenarında konaklayan sürüye yaklaşınca samanı gören aç koyun sinirlenerek ve muhtemelen 'yine mi saman bre kadın! yeter ulan'' diye meleyerek atvnin üzerinden uçarak kadına tosluyor. Kadın madene düşüyor ve atv ye de kafa atan koyun sayesinde atv nin kadının üzerine düşmesi ile kadın oracıkta ölüyor maalesef.. Kötü bir ölüm tabi..2000'lerin başı, iki kız, Londra'da Hyde park civarında bir gece yarısı eve doğru yürümektedirler. Hava soğuktur ve fırtına yaklaşmaktadır. Kızlar bastıran yağmurdan korunmak için parktaki bir ağacın altına saklanırlar ve ilginçtir ağaca değil de bu iki kıza yıldırım düşer. Anında ölürler ve birisi onları fark edene kadar 15 saat orada öyle kalırlar. Daha sonra edinilen bilgi sonucu sütyenlerindeki metal teller onları neredeyse tamamiyle iletken yapmış ölüme davetiye çıkarmıştır.İlk akla gelen sağlığı bozarak öldürmesi fakat işin aslı pek de öyle değil, gariptir ama patlayarak. Hem de 21 kişiyi birden. 1919 yılında Boston'da koca bir tank dolusu şeker şerbeti bir anda patlar. Patlama ile boyu 7 metreyi bulan bir şerbet duvarı saatte 60 km yi bulan bir hızla insanlara çarpar. Bu şerbet balçığı içerisinde kalan insanlar dünyanın en ilginç ölümlerinden birine maruz kalmış olurlar. Ortalığı temizlemek ayları alır ve yıllarca bölgenin sakinleri sıcak yaz aylarında şerbetin kokusunu duyar.Peg Enwistle isimli genç aktris, Hollywood rüyası ile yanıp tutuşan, Galler'in bağrından kopup gelen birisidir. Önce küçük rollerde oynar ve en son '13 Kadın' isimli bir filmde 14. kadın olarak rol alır. Ama montajda azizliğe uğrar ve onun rol aldığı sahnelerin çoğu kesilir. 1932'nin puslu bir eylül akşamında o zamanların 'Hollywoodland' olan yazının 'H' harfine tırmanır. Geride bir intihar notu bırakır ve ortada kamera olmamasına rağmen kendi filminin son sahnesinde aşağı atlar. Bıraktığı notta 'daha fazla dayanamıyorum, biliyorum korkağın tekiyim. Bunu çok önceleri yapsaydım pek çok acıya merhem olurdu' demektedir. İşin ironik kısmına gelince, ölümünden bir gün sonra büyük bir filmde rol alması için davetiye mektubu gelmiştir evine...Bu da oldukça trajik bir ölüm. 1909, yer New York, Harlem. Büyük bir ailenin 2 oğlu kötüye giden işler neticesinde çöp toplayarak yaşamlarını geçirecek şekilde kaderin sillesini yemişlerdir. Ama kaderin onlar için hazırladığı başka sürprizler de vardır. 'Bir adamın çöplüğü diğerinin hazinesidir' mantığında buldukları her şeyi toplarlar. Yıllar boyu topladıkları her şeyi istifleyen gençlerden büyük olan bir anda kör olur. Romatizma nedeniyle de 10 yıl sonra yatalak olur. Kardeşi onun her ihtiyacını karşılamakta ve gözlerini yeniden görme ihtimali için tedavi parası biriktirmektedir. Bunun için binlerce ton gazete toplayıp satmıştır. Ellerinde değerli çöpler de var olduğundan evin değişik yerlerine davetsiz misafirlere engel olsun diye bubi tuzakları kurarlar. Ancak kardeşlerden genç olanı bir gün bu tuzaklardan birisine yakalanır ve çöp yığınlarının içine gömülür. Yatalak abisi ise onu sadece duyabilmekte ve yardım edememektedir çünkü yatalak ve kördür. Usul usul çığlıklar içinde günler sonra genç ölür ve polis, gencin cesedini ancak günler sonra çöplerin içerisinden çıkarır.Robert Williams, 'bir robot tarafından öldürülen ilk insan' ünvanının sahibi. Williams, 25 Ocak 1979 yılında, Ford fabrikasında çalışırken bozulan bir robot kolunu onarmaya çalışırken, tekrar çalışır hale gelen kolun kafasına vurduğu darbe ile hayatını kaybetti. Robotlar tarafından öldürülen ikinci insan ise Kenji Urada adlı Japon mühendisti. Kenji, Kawasaki fabrikasında, onarmaya çalıştığı bir robotun mekanik kolu tarafından öğütme makinesine itilerek ölmüştü.Eşine şaka yapmak isteyen Jake Fen isimli bir adam kendisini asmış süsü verir. Eve gelen eşi kocasının kendisini asığı görünce bayılır. Bu sırada kapıyı açık gören komşuları olan kadın içeri girer. Jake ve eşinin öldüğü zanneden kadın evi soymaya karar verir ve ne varsa toplar. Evden topladıkları ile dışarı çıkamak üzere olan kadına Jake tekme atar. Kadın cesedin canlandığını zannederek korkudan ölür.2 şubat 1959 yılında Rusya'nın Ural Politeknik üniversitesi öğrencisi 10 dağcı genç, Ural dağlarına kış yürüyüşü için çıkmışlardır. Bir tanesi hasta olduğundan ilk kamp yerinde kalır ama 9'u yürüyüşe devam eder ve yukarıda bir kamp yeri kurulur. Sabah hepsi ölmüştür. Polis yaptığı araştırmada cesetleri bulduğunda hepsinin korkmuş olduğunu tespit eder. Çadırları içeriden dışarı doğru parçalanmıştır. Ayakkabılar ve kişisel eşyalar çadırların içindedir ama ortalıkta kimse yoktur. Bulunan ilk iki ceset ormanın hemen bittiği yerde bulunmuştur, yalın ayak ve iç çamaşırları ile. Sonra bulunan üçüncü ve dördüncü ceset de benzer durumdadır. Beşinci ceset ilk kurbana 75 metre uzakta aynı durumda ve kara gömülü bulunur. Bu ilk bulunan 5 ceset ciddi iç kanama ve hasara, kaburga kırıklarına sahiptir. Hepsinin kafatasları parçalanmıştır ve bir tanesinin dili kayıptır. Olayı inceleyen uzmanlar herhangi bir boğuşma veya dış etkene rastlamamışlardır. Geriye kalan dört ceset ise biraz farklıdır. Nispeten kıyafetleri vardır ve yüksek derece radyasyona sahip oldukları tespit edilmiştir. Uzun süre sansasyonel olarak bilinmez kalan olay kimilerince uzaylıların teması, büyük çığ veya askeri deney gibi iddialara neden olmuştur. Dava dosyası 1990 yılına kadar gizlilik ile mühürlenmiştir. Sonradan açılan kayıtlara ve olay inceleme raporuna göre yakındaki diğer dağcılar o gece gökyüzünde devasa turuncu parlak bir küre gördüklerini söylemişlerdir. Askeri bir deney olduğu yolunda çok iddia olsa da Rusya şimdiye kadar hiçbir şeyi kabul etmemiştir.