101 Sene Önce Bugün Başlayan Büyük Taarruz'u Başarıya Ulaştıran "Kurt Kapanı" Planının Ayrıntıları

26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Büyük Taaruz Meydan Muharebesi sonucunda Kurtuluş Savaşı'nın silahlı safhası sona erdi ve Milli Mücadele çok kritik bir eğişi başarıyla atlatmış oldu. Bu ateş çemberinden çıkma sürecinin en kritik ve hayati adımı olan Büyük Taarruz planı ise aslında Mustafa Kemal Paşa'nın hayatında aldığı en büyük risklerden biriydi. Bu öyle bir plandı ki, Mustafa Kemal Paşa bu süreci 'milletin tüm gücü buysa, kesin sonucu bu güçle almalıyız' sözleriyle özetleyecekti.

Öyleyse gelin, bir milletin kurtuluş mücadelesinin en kritik anlarında bir yolculuk yapalım.

Türkiye'de eğitim müfredatının Büyük Taarruz Meydan Savaşı olarak isimlendirip özetlediği savaş, aslında Milli Mücadele'nin de kader anını temsil ediyordu.

19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Paşa, 3 yılı aşkın bir süre devam eden çabaların neticesinde Ağustos 1922 itibarıyla Anadolu'yu işgal eden Yunanistan güçlerine karşı Ordu'yu hücuma geçirebilecek seviyeye ulaştı. 

Bir sene önce, Eylül 1921'de, Ankara önlerinde durdurulan Yunan Ordusu, Sakarya Nehri'nin batısına püskürtülmüştü. Bir yıllık hazırlıkların sonunda püskürtülen Yunan Ordularını bu sefer topyekun etkisiz hale getirebilmek için çalışmalar hızlandırıldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordusu, 3 yıldır adım adım kurulmuştu. Tüm imkanlar seferber edilerek savaşabilecek noktaya getirilen Ordu'nun Yunanistan karşısında boşa atabilecek tek bir kurşunu yoktu.

Mustafa Kemal Paşa, Eylül 1921 sonrası hem Sovyet Rusya'dan gelen silah yardımları hem de Hint Müslümanlarından gönderilen paralar ile Ordu'nun eksiklerini giderdi. 1922 yazı geldiğinde, Ordu hücum etmek için artık hazırdı. 

Ancak ortada ciddi bir sorun vardı. O güne kadar hep savunma savaşı vermiş olan Milli Mücadele ordusu, hücum savaşında nasıl bir performans sergileyecekti?

Hücum Savaşı çok farklı dinamikleri olan bir yöntemdi. Olası bir yenilgide Ordu bütünüyle elden çıkabilir ve Milli Mücadele yenilgiyle sonuçlanabilirdi. Bu yüzden savaş taktiği üzerine Ankara'da uzun ve sancılı tartışmalar yapıldı.

Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi Paşa, 10 aydır bir plan üstüne çalışıyorlardı. Bu plana göre 26 Ağustos sabahı Afyon'un güneyine düşman mevzilerine sızacak olan birlikler ile ertesi gün hücuma geçecek birlikler, Yunan Ordusu'nu kuşatıp kıstıracaktı. Bu plana Kurt Kapanı adını vermişlerdi.

Planın başarılı olması durumunda hem Güney hem de Kuzey'den kıstırılacak olan Yunan Kuvveleri destek alamayacak ve etkisiz hale getirilecekti. Mustafa Kemal Paşa, planın başarılı olması için en fazla 5 günlerinin olduğunu düşünüyordu.

Ancak bu planın uygulanması için Türk Ordusu'nun neredeyse tüm gücüyle düşman hatlarına saldırıya geçmesi gerekiyordu. Tüm kaynaklar, tüm silahlar, tüm asker mevcudu tek bir Taarruz Planı için seferber edilecekti. Bu öyle bir riskti ki plan başarısız olursa, Ankara savunmasız kalacaktı.

22 Ağustos günü planın ayrıntılarını konuşmak için Ankara'da toplantı yapan Paşalar arasında ciddi bir fikir ayrılığı baş gösterdi. Yaşça en büyük olan, Mustafa Kemal Paşa'nın da hürmet gösterdiği Yakup Şevki Paşa, bu planı çok tehlikeli ve yanlış buldu.

Savaş toplantısında Mustafa Kemal Paşa ile Ali İhsan Paşa arasında şu diyaloğun yaşandığı ifade ediliyor: 

Yakup Şevki Paşa: Türk milletinin bütün varı yoğu bundan ibaret hepsi bu. Şimdi siz tüm gücümüzü tek bir noktaya yığarak çok büyük bir kumar oynuyorsunuz. 

Mustafa Kemal Paşa: Milletin tüm varı yoğu bundan mı ibaret paşam?

Yakup Şevki Paşa: Evet

Mustafa Kemal Paşa: Öyleyse kesin sonucu bununla almak zorundayız.

Yakup Şevki Paşa, geri adım atmadı. "Bu planı uygulayanlar tarih ve millet önünde büyük bir vebal altında kalırlar" dedi. Bir anda toplantı ekşi bir havaya büründü.

Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, 'tarihin ve milletin önünde tüm sorumluluk bana aittir. Kimse endişelenmesin.' sözleriyle sert bir yanıt verdi. 

Ortamın gerildiğini sezen İsmet Paşa söz alarak, Mustafa Kemal Paşa'ya döndü:

'Paşam, arkadaşlar sizin isteğiniz üzerine, fikirlerini özgürce ifade ettiler. Başkumandanımız olarak tüm emirlerinize harfiyen uyacağız' dedi. 

Yakup Şevki Paşa da bunun üzerine, planı doğru bulmasa da karara saygı duyacağını ifade etti.

Yakup Şevki Paşa ikna edilmesiyle birlikte planın son ayrıntıları da masaya yatırıldı. 26 Ağustos sabahı Afyon Kocatepe'den başlayacak top atışları ile Büyük Taarruz başlayacaktı.

Bu günlerde dış dünya ile tüm bağlantısını kesen TBMM Ordusu, Taarruz hazırlıklarını Meclis'ten milletvekillerinden bile gizledi. Mustafa Kemal Paşa'nın Azerbaycan Büyükelçiliği'nde bir çay ziyafetine katılacağı yönünde haberler bilinçli olarak yayıldı. Oysa aynı saatlerde Ordu, düşman gerisine sızmak için son hazırlıklarını yapıyordu.

26 Ağustos sabahı Afyon Kocatepe'den başlayan bombardıman ile taarruz başladı. İlk gün çetin bir direniş ortaya koyan Yunan Ordusu mevzilerine tutunsa da hem kuzeyden hem de güneyden gelen hücum karşısında bocaladı.

Dört gün süren şiddetli çatışmaların arından Kütahya'nın güneyinde, Dumlupınar'da kuşatılan Yunan Ordusu etkisiz hale getirildi. Anadolu bozkırında dağınık vaziyette kalan on binlerce Yunan askeri, düzensiz bir şekilde geri çekilmeye başladı. Bu noktadan itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları'nın İzmir'e doğru kesintisiz yürüyüşü başlayacaktı. Kurt Kapanı planı başarılı olmuştu.

Harekat planına şiddetle karşı çıkan Yakup Şevki Paşa ise çemberin kapandığı 30 Ağustos günü Mustafa Kemal Paşa ile cephe karargahında buluştu.

Alınan kararın haklılığın kabul eden Yakup Şevki Paşa, 'bana kalsaydı şimdi hala yerimizde sayıyorduk' sözleriyle planın başarısını övdü. 

Kurt Kapanı taktiğiyle kıstırılıp kuşatılan ve etkisiz hale getirilen Yunan Ordusu ise bu bozgunu 'Küçük Asya Felaketi' olarak isimlendiriyor. 

Yunanistan'ın Anadolu politikasının ve on binlerce Yunan askerinin İzmir'den Ankara'ya kadar dağınık bir şekilde kalmasının, İngiliz etkisindeki hırslı politikacıların intiharı olarak değerlendiriliyor.

İlgini çekebilir...

Büyük Taarruz İlk Nerede ve Ne Zaman Başladı? Büyük Taarruz'un Sonuçları Nelerdir?

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
YORUMLAR
26.08.2023

Milli mücadele döneminde canıyla, kanıyla savaşan, gözünü bile kırpmadan ölüme giden, kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden her şeyini ortaya koyan isimsiz tüm kahramanlarımıza çok büyük minnet ve mahçubiyet duyuyorum. İyi ki vardınız.

26.08.2023

Detayında şöyle ki; Türk ordusu gece boyunca büyük bir risk alarak düşmanı güneyden çeviriyor. 04,30'da baskın top atışlarıyla başlaması gereken taarruz gece yarısından sonra ansızın çöken sisle birlikte büyük bir tehlikeye giriyor. Diğer yandan da gün ışımaya başlıyor. Ordunun fark edilmesi an meselesi iken ve stresin ayyuka çıktığı dakikalarda Gazi Paşamızın koruması Yarbay Muzaffer Kılıç kendisinden şu duayı duyuyor.. "Ya Rabbi! Sen Türk ordusunu muzaffer et! Vatanın düşman ayakları altında, esaret zincirinde kalmasına müsaade etme!"... Görklü Tanrı Gazi Paşanın duasına anında mukabele etmiş olacak ki ömürlerden ömür götüren o sis dağılmaya başlıyor.. Topçu birliklerinin başında tırnaklarını yiye yiye ateş talimatını bekleyen İsmet Paşa'ya gelen emirle birlikte gökler yarılıyor adeta. Ön hatları darmaduman olan Yunan genelkurmayı bu saldırıyı bir aldatmaca olarak değerlendirirken süvari birliklerinin saldırısıyla ne olduğunu anlamaya çalışana kadar ebelerinin nikahını görüyorlar.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ