Birçoğu gerçek olaylardan, bir kısmı da 'Bunu yazan senarist sapık olmalı' dedirtecek kadar enteresan hayal gücünden ortaya çıkmış en iyi seri katil filmlerini derledik. Şimdiden uyaralım, bazılarını izledikten sonra en az bir hafta tedirgin dolaşabilirsiniz.
Hapisten yeni çıkmış katil Henry ve ev arkadaşı, her şeyden habersiz sadece bir suçlu olduğunu sanan Otis... Bir gece iki hayat kadını tutarak arabalarına doğru giderken Henry iki kadını da çok acımasız, vahşi bir şekilde öldürür. Arkadaşının bu dürtüsünden haberi olmayan ve korkan Otis'in tek yapabileceği cesetleri ortadan kaybedip yakalanmamaktır. Ama Otis de apayrı bir sapık çıkar ve bu işin inceliklerini öğrenerek o da bu işe başlar. Bu arada gerçekten Henry Lee Lucas diye biri var ve bir dönem Amerika'da işlediği seri cinayetlerle korku merkezi olmuş. Şimdiden uyaralım, ciddi anlamda rahatsız edici bir film, gerçekten içi kaldıran izlesin.
1986 yapımı.
1970'li yıllarda geçen filmde seri katil bir mimar. Cinayetlerini bir sanat eseri olarak gören ağır psikopat bir adamın 12 yıllık cinayet geçmişini izliyoruz. İnanılmaz gaddar işkence ve aşağılama sahneleri yüzünden şiddet dozunu fazla ve hastalıklı bulup protesto ederek galasından çıkanlar olmuştu. O yüzden önden uyaralım.
2018 yapımı.
Güzelim Eric Bana'nın bu filmde oynamak için deli gibi kilo aldığı filmdir. Kasap diye de geçer. Başroldeki Mark'ın hapse düştükten sonra yazdığı otobiyografiden yola çıkılarak çekilmiştir. Gerçek bir suçlu nasıl olur, neden kimseye hiçbir sebepten sempatik gelmemelidir izleyin ve görün.
2000 yapımı.
Amerikan Sapığı'nın farklı versiyonu. Başrolümüz yine zengin ve başarılı bir iş adamı; aynı zamanda bir seri katil. Bu filmin farkı ise hem bu seri katil, hem onu fotoğraflayan bir başka katil, hem o katili yakalamaya çalışan bir başka dedektif derken herkesin yollarının enteresan bir şekilde kesişmesidir. Olan sevişirken ölen çifte olmuştur, izleyince bizi anlarsınız.
2007 yapımı.
Bir çift düşünün, en büyük eğlenceleri otoban kenarında amaçsızca insan avlamaktan zevk alsınlar. Rutinleri insanlara dehşet saçmak, can almak olsun. Medyanın onları araştırmak için kafayı yediği, polisin bir türlü ele geçiremediği bu çifti izleyince sevgilinize 'Bu sıralar çok monoton yaşıyoruz' demekten vazgeçeceksiniz.
1994 yapımı.
Yine gerçek bir olay söz konusu. 1959'da bir aile tamamen katledilir, Kansas'ta yaşanan bu olay da gazeteci Truman Capote'nin ilgisini çeker. Olayı alaştırmaya gider ve tüm yaşadıklarını bir romana döker. Kitabı 'Soğukkanlılıkla' ismiyle müsemma biri olduğunu göreceksiniz. Philip Hoffman öyle oynamış ki, hayatınız boyunca unutamayacaksınız.
2005 yapımı.
Johhny Deep ve Tim Burton filmi, bizim Yavuz Turgul ve Şener Şen gibi:) Hayatında her şey yolunda giderken güzel karısına göz koyan birinin hapse attırdığı adam, yıllar sonra çıkar. Bu mutlu ve iyi adam intikamını almak için adeta bir seri katile dönüşür. Suçluyu bulana ve intikamını bulana kadar rahat etmez.
2007 yapımı.
Elm Sokağı Kabusu da ismini mutlaka ama mutlaka duymuş olduğunuz filmlerden biri. Mahallenin gençleri uykularında, daha doğrusu kabuslarında ölmeye başlarlar. Onların kabusuna girerek canlarını alan da bir zamanlar çocuk katili olan ve mahalle tarafından linç edilen Freddy'dir. Uykuya mı direnecekler, yoksa kabuslarda mı yüzleşecekler? En enteresan seri katil filmlerinden biri olarak akılda kalan kült bir film.
1984 yapımı.
Bu filmi izledikten sonra bir daha otostop yapan birini görünce hızlıca oradan uzaklaşabilirsiniz. Manyak bir otostopçuyla başlayan sonra bütün şehre yayılan bir katliam hikayesi.
1974 yapımı.
Yine bir kitap uyarlaması. Bütün kokulara karşı inanılmaz bir algılama yeteneği olan, diğer algılarıysa kapalı bir Fransız'ın hikayesi. 18. yüzyılda Paris'te geçen hikayede, aradığı gerçek insan teni kokusunu yakalayabilmek için seri katilliğe soyunmaktan hiç çekinmeyen bir adam var.
2006 yapımı.
Seri katil denince ilk akla gelen filmlerdendir Amerikan Sapığı. Genç ve yakışıklı, zengin bir iş adamı olarak görünen birinin; aslında ne büyük bir psikopat olduğunu kimse bilmiyor. İnsanları yok yere, tamamen zevk için öldüren bir seri katilden fazlası değil. Bu akıl hastası adam onlardan aldığı hatıraları saklayan ve günlük hayatında saygı görmeye de devam eden biri.
2000 yapımı.
Filmin afişine bakar bakmaz tutuluyor insan zaten: Robert Dawney Jr, Jake Gyllenhaal, Mark Ruffalo. Yine seri katil filmi, yine David Fincher. Konusu şöyle; San Francisco’da bir seri katil, mektuplar ve şifreli mesajları ile polis ile alay ediyor. Dedektifler, gazete muhabirleri bu katili yakalamak için her şeyi yapsa da sadece onun kuklası olarak hareket edebiliyor. Bu katil yıllarca ortadan kaybolduktan sonra yine ortaya çıktığında sadece öldürdüğü insanlar için değil tüm şehrin kabusu haline geliyor.
2007 yapımı.
Angelina Jolie'nin oyunculuğunu sevmiyorsanız bile bu filmde gerçekten iyi bir oyuncu olduğuna ikna olacaksınız. Yine bir seri katilin hayatları kararttığı gerçek bir olaydan yola çıkılarak hazırlanmış bir film. Yönetmeni de Clint Eastwood. Fakat gerçek olaylarla epey çeliştiği araştırılarak filmi eleştirenler de oldu. Konusu ise kısaca, oğlunun ortadan kaybolmasıyla onu arama mücadelesine giren, polisin görevini yapmaktan daha çok itibarını kazanma mücadelesi verdiği, başroldeki annenin oğlunun kurban edildiğini içten içe bilmesi anlatılıyor. Katil ise dehşet verici.
2008 yapımı.
Aslında sanmıyoruz ki Ejderha Dövmeli Kız'ı bilmeyen kalmış olsun... Bir kitaptan uyarlama olan filmin de orjinali İsveç yapımı. Ama asıl ses getirmesi Amerikan endüstrisinin sahiplenmesiyle oldu. Yönetmen David Fincher son yılların en kafa karıştıran, akıl alan filmlerinin yönetmenlerinden biri olarak iyi ki tekrar çekmiş dedirtiyor. Konusu sürpriz olsun:)
2011 yapımı.
Orjinal ismi Chugyeogja, yine bir Güney Kore filmi. Eski polisten yeni hayat kadını pazarlayıcısı (açık açık yazmaya elimiz varmadı) olunca işler nasıl değişiyormuş, müşterilerin ne kadar tehlikeli olabileceği nasıl gözden kaçıyormuş göreceksiniz. O kadar diyelim.
2008 yapımı.
Cinayet Günlüğü bir Kore filmi. Dünya çapında en çok bilinirliği olan Kore filmlerinden biri. Filmi izlerken gördüğünüz Kore dünyası tamamen gerçek, kasabalar insanlar bütün gerçekliğiyle verilmiş. 1986 yılında yaşanan gerçek bir olaydan esinlenilerek yapılmış. Küçük bir kasabada on kadın yağmurlu günlerde, aynı şekilde bağlanarak, aynı gün radyodan istenen bir şarkı eşliğinde öldürülüyor. Katili bulma çabası veren polis ve dedektifleri izlerken klasik bir seri katil filminden farklı olarak zaman zaman kahkaha atabiliyorsunuz. Evet, gerçekten değişik bir film.
2003 yapımı.
Türkçe ismini İhtiyarlara Yer Yok şeklinde duymuş olabilirsiniz. Bu filmi izlemediyseniz hayatınızda hiç IMDb listesi açayım da şu kaliteli filmlerden biraz izleyeyim dememişsinizdir, emin olun. Bu bir baş yapıttır. Karakterlerden birinin bir şekilde bulduğu parayı alıp gitmesi, kiralık katilin peşinde düşmesine sebep olur. Bu kişinin art arda birçok masum kişiyi öldürmesi onu seri katil olarak adlandırmaya sebep oluyor ama bize sorarsanız deri toplayan, 7 günahı işleyeni öldüren seri katillere göre epey basit bir amacı var: yoluna çıkanı soğukkanlılıkla öldürmek.
2007 yapımı.
Seri katil filmlerin babası, kült kere kültlerinden birisi. Yönetmen Alfred Hitchcock denince insana zaten bir titremeye gelmeye başlıyor. Döneminin o kadar ötesinde ki, sonrasında birçok yönetmene ilham vermiş ve yol çizmiş bir filmdir. Temiz yüzlü, katil olduğunu öğrense herkesi şoka sokacak bir motel sahibinin gerçek bir psikopat sapık çıkması zaten filmi izledikten sonra kimsede güven bırakmıyor. Her şey motelde konaklayan kadının banyoya girmesiyle başlıyor. Geçmiş olsun, hayatınız boyunca unutamayacaksınız.
1960 yapımı.
Brad Pitt ve Morgan Freeman'i iki dedektif, Kevin Spacey'yi katil rolünde izlediğimiz efsaneleşmiş bir film. Tabii ki seri katilin kendine özgü bir sebebi var: Hristiyanlığın 7 ölümcül günahını işlemiş kişileri öldürüyor. Kibir, açgözlülük, şehvet düşkünlüğü, kıskançlık, oburluk, yıkıcılık ve tembellik. Dedektif katilin, katil günahkarların peşinde.
1995 yapımı.
Türkiye'de sinema kültüründen nasibini almamış kişilerin dahi mutlaka ismini bildiği filmdir Kuzuların Sessizliği. Buradaki seri katil art arda değişik boy ve kilolardaki kadınları öldürüp kendine onların derilerinden elbise yapmaya çalışıyor. Bu ruh hastasıyla da bir FBI ajanı ilgileniyor. Ha bu sırada başka birçok yerde de duymuş olabileceğiniz Hannibal Lecter de bilgi hazinesi olarak devreye giriyor.
1991 yapımı.
Katil Doğanlar listede seven dan sonra en beğendiğim film. Barbarlık dönemi için bir milat verilecekse bunun, Amerika'da zevk için öldürme modasının başladığı yıllar olduğu söylenir. Dönemin ruhunu anlatan şiddet filmlerinden biri. Kriminolojinin de konularından biridir, belirli fiziksel özellikleri taşıyanların katil olma potansiyelinin daha yüksek olduğunu iddia eder. İnsanlar içinde kötülüğü ve iyiliği aynı anda barındırır ama bazıları bunu göstermeyi seçer bazıları ise saklar.
Bence en iyisi memeories of murder .izlerseniz kore sinemasının hollywoodtan az kalır yanının olmadığını görürsünüz
Bazılarını izledim izlemediklerimi de izleyeceğim polisiye filmler heyecanlı oluyor tıpkı polisiye kitaplar gibi.