'Ne silahı, tabancası, tüfeği yiğenim... Zombi dediğin levyeyle öldürülür!'
'Ne silahı, tabancası, tüfeği yiğenim... Zombi dediğin levyeyle öldürülür!'
Ted'in okuldan arkadaşı Zafer: Dizideki arkadaş ekibinin aralarına başkasını almalarının ne kadar zor olduğunu bilse de sürekli bu gruba girmek için açık kapı kollayan Zafer sürekli olarak, sanki tesadüfen oradaymış gibi barda peyda olurdu. Yaptığı şakalara sadece kendisi gülerken asıl amacının Barney'e yanaşıp onunla kız kaldırmak olduğunu yer yer ağzından kaçırırdı. Belki de asıl amacının kızlara yakınlaşmak için Barney'den akıl almak olduğunu bu kadar belli etmese bir şansı olabilirdi ancak son olarak Robin'e 'çıktığın var mı?' demesi bardağı taşırır, S01E04'te dizden çıkardı.
J. P. Wynne Lisesi Coğrafya öğretmeni Hilmi Bey: Sürekli olarak Walter'ın arkasından konuşan, 'bu adam bir işler çeviriyor ama inşallah bizim de başımızı yakmaz' diye söylenen 12 yıllık Coğrafya öğretmeni Hilmi Bey. Eşi ve çocuklarıyla hep hayal ettiği banliyö evinde oturan, yabancı memlekette olmanın bir sıkıntısı olarak ürkek ve korkak Hilmi Bey. Greencard almış olsa da yine de Walter'ın kendi başını yakacağından endişe eden, onunla arasına sürekli mesafe koyan ama bir yandan da tatlı paranın kokusunu almış şark kurnazı.
Yozgatlı hasta bakıcı Mustafa: Gregory House'un çalışma biçimine bir türlü alışamayan, onun şaka yollu takılmalarını sürekli ciddiye alıp gönül koyan, hisli Mustafa abi. Günleri kendisine 'Mostapha' diyenlere Mus-ta-fa, mustafa demekle geçiyor. Özel hastanede çalıştığı için iş yükü ağır olan, hanımını ve çocukları hala yanına aldırmayı başaramamış olan Mustafa abi House'un kendisine ilaç yazmamasından şikayetçi. Chase'e beybifeys diye takılan Mustafa abi, 13'e de yer yer takılmayı ihmal etmeyen esprili kişiliğiyle dizinin lokomotiflerinden.
Bin bir umutla ABD'ye gelmiş ancak tutunamamış Rasim: Gallagher ailesinin yakınjlarında oturan, ara sıra 'Lip' ile uyuşturucu, Frank ile bira içen, bazı bazı da Fiona'ya asılmaktan geri durmayan Anadolu çocuğu Rasim. Kendisi ile birlikte Amerika'ya gelen kuzenleri alıp yürümüşken kendisi bir türlü Amerika'ya alışamamış, geri dönmeyi de gururuna yediremediği için ABD'de kalmış biri. Günün birinde durumu toparlayacağına olan inancı tam ancak o güne kadar Gallagher'ların en gözde komşusu olmak hiç zoruna gitmiyor. İlerleyen bölümlerde Fiona'ya 'hiç kız arkadaşın yok mu ya... bana göre' dediği bölüm kaçmaz! Tam bir dram.
Tyrion'un kankası Alemci Seyfi: Westeros'un 'keyif adamı' kim derseniz size söylenecek tek isim alemci seyfi abi. Tyrion'un en büyük kankası, yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor. Ona bir 'naptın lan kısaa!' deyişi var ki... Hangi haneye ait olduğunu kendisini bile unuttuğu, her gece feneri bir başka handa söndüren ama delikanlı, lafı sözü dinlenir, mert insan Seyfi. Karısı kendisini boşayıp bir Targaryen'e kaçtığı günden beri toparlayamadı. Kızının bir Braavos'ta iyi bir ailenin gelini olsa da gururuna yedirip yanına gidemiyor. Bir gün diyor Seyfi abi, Birgün Lannister'lar tahttan iner de Targaryen'ler tahtı yeniden ele geçirirse işte ben de o zaman Braavos'a giderim, işte o gün giderim Ah be seyfi abi.
Tek silahı levye olan eskinin küçük esnafı Yakup Abi: Kendisine verilen tabancayı, tüfeği reddedip 'ben atadan kalma yöntemlerle savaşırım' diyerek levyesiyle zombilere dünyayı dar eden, zombi istilası öncesinin küçük esnafı Yakup abi çok başka bir portre çiziyor bizlere. Rick'in en sevdiği arkadaşlarının başında gelen Yakup Abi, nedense Darly ile bir türlü anlaşamıyor. Bunda sıradışı ancak son derece başarılı zombi avlama tekniğinin payı büyük.
Büyük Hun Attila pehlivan: Arenada güreş tutmasıyla meşhur, Türk gladyatör. Spartaküs'e başından beri destek veren, onun arkasını kollayan mert insan. Eğitimlerde sürekli doctore ile atışan ama doctore'nin en çok sevdiği gladyatörlerin başında gelen kişi. Bir silah seçmesi konusundaki tüm ısrarlara rağmen sağ elini kaldırıp 'işte benim silahım bu!' diyen mangal yürekli kahraman. Yaşım biraz daha genç olsa Spartaküs'ün yaptığını ben yapardım, ama zamanında bizde bilinç yoktu diyebilecek kadar da öz eleştiri yapabilen biri.
Dengesiz ve sert sorgulama yöntemlerine sahip Dedektif Cemil: Sorgu sırasında bir sanığı dövdüğü için Seatle terörle mücadeleden Miami cinayet şubeye gönderilen, gözükara, suçlularla mücadelede kendi yöntemleri olan dedektif Cemil. Nedenini bilmese de Dexter ile çok iyi anlaşan, deli dolu halleriyle Debra'ya gönlü kayan bu sebeple Quinn ile yıldızı bir türlü barışmayan, Batista ile kısa sürede kanka olan, herkes gibi Masuka'ya inceden gıcık ama onun sapkınlıklarından usulünce faydalanmayı da ihmal etmeyen bekar dedektif.
Teknik eğitim fakültesinden Sekan: Dizinin diğer elemanları kadar zeki olmayan, ancak Penny'den de akıllı İzmirli genç. Grupla takılmasının tek amacı Penny'ye daha yakın olmak olan, Sheldon'ın garipliklerine tahammül etmekte zorlanan ama Teknik eğitimden çocuklarla da takılmak istemeyen genç. Ödevlerini de Sheldon'a, Leonard'a yaptırıyor olması gruba aşık olmasının bir başka sebebi.
Sherlock'un komşusu, ihtiyatlı Şerife teyze: Yıllarca biriktirdiği para ile aldığı evin bulunduğu apartmana sürekli polisin ve garip kişilerin gelmesinden şikayetçi, apartmanın dış kapısı her açıldığında kafasını uzatıp bakan ve cık cıklayan Şerife teyze kızının yanından ayrıldığına bin pişman. Ama apartmanı adam etmeye de kararlı. Bunun için belediyeye yazdığı dilekçenin haddi hesabı yok, torununun bir Sherlock hayranı olmasına içerlese de onun aracılığı ile Sherlock ile iletişim kuran ve tanıdıkça Sherlock'u daha çok seven Konyalı teyzemiz.
'Aslında bu etin iyisini bizim oralarda, Adana'da yiyeceksin' diyen, damak zevki en az Hannibal kadar gelişmiş Adanalı Remzi Abi.