10 Maddeyle Tarihin Gizli Kalmış Kurgusu: Musul Harekatı ve Sonrası

Bilgiler Selman Kayabaşı'nın Karar Odası adlı kitabından alınmıştır ve içerik sciencesoldier ile birlikte hazırlanmıştır.

1. San Remo Konferansı

İngilizler ile Fransızlar 16-26 Nisan 1920'de San Remo'da toplanan konferansta anlaştılar. Bu anlaşmaya göre Musul petrolünün %75'ini İngilizler, %25'ini Fransızlar kendine pay edinmişti. Bunun üzerine Amerikan baronları savaşı şiddetlendirdi. (Tam da konferans devam ederken Sivas'ta toplanan heyet 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisini açmıştır.)

Bu konferanstan sonra hem bizim hem Amerikalıların tek amacı Musul'a askeri harekat düzenlemek oldu. Bütün planlar, gizli görüşmeler, askeri hazırlıklar Musul'un İngilizlerden alınmasına yönelikti. Amerika'nın açıklamadığı gerçek hedefi, bizim ordumuzla Londra'yı askeri olarak köşeye sıkıştırmak ve petrolden %15-20 pay koparmaktı. Biz ise bütün planımızı Musul'u tamamen almak üzerine yapmıştık.

2. Musul'u geri alma planı

Bazı Kürt aşiretleri güya Ankara'ya karşı ayaklanmış gibi isyan başlatacaklar, bizde ordumuzu isyanı bastırmak bahanesiyle harekete geçirecektik. Aşiretler bilerek ordumuzu güneye, Musul'a kadar çekecekler, nihayet Musul'a varıldığında bizimle birleşip silahlarının namlularını İngilizlere çevireceklerdi. Plana son şekli verildi, düzmece isyan için bütün hazırlıklar tamamlandı. 1924 yılı boyunca bizim örgütlediğimiz bir kürt isyanı çıkacak, ordumuz Musul'un %80'ini geri alacaktı. Önemli olan şehri almak değildi elbette, şehirde kalıcı olabilmektıi. Petrol anlaşmaları için masaya oturulduğunda hakkımız olan payı alabilmekti.

3. ''İcap ederse yeni bir harbi göze aldık''

Musul'daki İngiliz karargahı, sık sık Londra'ya gönderdiği raporlarda M.Kemal Paşa'nın Musul'u mutlaka fethetmek istediğini yazıyordu. Paşa'nın bu iş için görevlendirdiği isim Cafer Tayyar Paşa'ydı. Fakat başka bir isim, Kazım Karabekir, aslında Paşa'nın bu vazifeyi kendisine verdiğini anlattı. Karabekir, bu teklifi reddettiğini, böyle bir maceranın Türkiye'yi yıkıma götüreceğini Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa'ya söylemişti. Fevzi Paşa ise cevaben ''İcap ederse yeni bir harbi göze aldık. Musul bizimdir. Mademki sulhen vermiyorlar, harben almak için Gazi ısrar ediyor.'' demişti.

4. Musul Harekatı öncesi Paşa'ya büyük darbe

Türk devletinin bütün tarih boyunca yediği en büyük darbe işte tam o tarihte yaşandı. Kuvay-ı Milliye içinde Paşa'nın etrafında saf tutan kumandanlarımızdan bazıları, bu harekata karşı çıktıkları gibi bazıları planımızı İngilizlere deşifre ettiler. İngilizler hemen donanmalarını, hava kuvvetlerini bu yeni duruma göre düzenlediler ve Yunanistan'la da görüşüp olası bir Türk taarruzu sırasında onların Batı'dan tekrar Anadolu'ya girmelerini istediler.

5. İngilizlerin İsmet Paşa hamlesi

Milletler Cemiyetinden ümit kesilip de harekat planı ortaya çıktığı günlerde ise İngilizlerin telaşı başladı. Hindistan Sömürgeler Bakanlığı'na verilen emirle ordu teyakkuza geçirildi. Aynı günlerde Londra'ya giden raporla M.Kemal Paşa'nın hareketi blöf mü değil mi tartışması vardı. Raporlarda ''ılımlı'' İsmet Paşa'nın, ''milliyetçi'' ekibi ikna edebileceği söyleniyor ama ''Yine de emin olamayız'' diye not düşülüyordu. Gün geçtikçe İngilizler İsmet Paşa'dan ümidi kestiler. Raporlar, onun Mustafa Kemal Paşa üzerindeki tesirinin azaldığını Paşa'nın Milletler Cemiyeti'nin kararlarını ciddiye almadığını, Adana'dan doğuya özel birlikler sevkine başladığını yazdılar.

6. Bir büyük darbe daha: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurulması

İngilizlerin Londra'ya yaptığı teklif, Mustafa Kemal Paşa'nın prestijinin karşı hamleyle sarsılması gerektiğidir. Eylül'de yazılan bu teklife göre, Türkler ancak baharda bir operasyona gireceklerdir. Kış ayları değerlendirilebilirse Paşa'nın karizması çizilebilir ve cesareti kırılabilir. Bir ay sonra çok ilginç bir gelişme yaşanır: Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy gibi isimler Paşa'nın yanından ayrılıp Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kurarlar. Belli ki Paşa'nın gireceği operasyonda yanında olmak istememişler. Peşinden İngilizlerin korkarak beklediği bahar ayları geldiğinde Doğu'da büyük bir Kürt isyanı başlar.

7. Araplar'dan İngilizlere karşı beklenmedik hamle

İngilizlerin en çok korktukları konulardan biri de Mekke Şerifi Hüseyin'in Devlet-i Aliyye'ye isyan etmesine rağmen gerçekte Türklerin adamı çıkması ihtimaliydi. Nitekim Şerif Hüseyin, uzun süre onların istediği gibi Arapları etrafında toplamış, büyük bir Arap devleti hayaliyle halkı ayaklandırmıştı. Bir süre sonra İngilizler, toprakları küçük devletlere ayırınca ve petrolden istediği payı Şerif'e vermeyince Şerif, İngilizlerle mücadeleye başladı. İngiliz ve Fransız mandası için ayaklanmadıklarını, özgür bir Arap devleti istediklerini söylüyor, yabancı yönetimleri kabul etmiyordu. Fakat Londra'yı asıl tedirgin eden nokta Şerif Hüseyin'in oğlu Irak Kralı Faysal'ın Mustafa Kemal Paşa'yla gizlice haberleşmesi ve Anglo-Persian Oil Company yani bugünkü ismiyle British Petroleum'a (BP) karşı ittifak teklif etmesiydi.

8. Suikastlerle sarsılan Irak

Irak'ta Genelkurmay Başkanı olan Bekir Sıtkı Paşa, Kral Gazi'nin de desteğiyle ülkede İngiliz karşıtı bir darbe yaptı ve başbakanlığa Hikmet Süleyman'ı getirdi. Hikmet Süleyman Bey, Bekir Sıtkı Paşa ile birlikte Türkiye ve Irak'ın birleşmesi için gizlice Mustafa Kemal Paşa'yla görüşüyordu. Bu plan İngiliz istihbaratçılar tarafından öğrenildi. Bekir Sıtkı Paşa, 1937 yılında Türkiye'ye gelmek üzere yola çıkmıştı ki Musul'da suikasta uğradı ve hayatını kaybetti. Irak'ta iktidar İngilizlerin gizli desteğiyle Suudi Hanedanı'na yakın Nuri Said Paşa'ya geçti. Nuri Said Paşa, Hikmet Süleyman Bey'i hapse attırdı. Suikasttan hemen sonra Kral Gazi'nin kullandığı arabanın frenlerinin boşaldığı söylendi ve kafatası parçalanan Kral öldü. Bu suikastı da Nuri Said Paşa'nın planladığı iddia edildi.

Bu tarihten sonra Suud Hanedanı'nın bölgemizdeki en büyük amacı, Türklerle Kürtlerin ve Iraklıların birleşmesine engel olmak. Çünkü biliyorlar ki Bağdat ve Şam'ın tekrar bizim elimize geçmesi sömürgecilerin iktidarını, dolayısıyla onların hanedanını sona erdirecek.

9. Öldürülmek için değil, susturulmak için suikastler düzenlendi

Son yüzyıllık tarihimizin şüphesiz en önemli günlerinden biri Mustafa Kemal Paşa'ya suikast tertibinin ortaya çıktığı gündü. Bu tertip, bizzat suikastı planlayanlar tarafından deşifre edilmiş, Paşa, öldürülmek için değil susturulmak için bir komploya uğratılmıştı. Musul için imzalanan Ankara Anlaşması'ndan hemen sonra başlayan bu süreç, devletin idaresinin tamamıyla İsmet Bey'e geçmesiyle son buldu. Amerikalılar ve İngilizler, aralarında yaptıkları bölüşümü 1927'de resmiyete döktüler ve anlaşmalar imzalandı. 1926 ile 1937 yılları arasını, Mustafa Kemal Paşa'nın Çankaya'da oturduğu bir dönem olarak tanımlayabiliriz. Veya Amerikalıların yeni hamlelerle onunla ittifak arayışı ve onun ekibini savaşa tekrar sokma macerası olarak tanımlayabiliriz.

Mustafa Kemal Paşa, yıllar sonra Serbest Cumhuriyet Fırkasını kurdurarak İsmet Bey'e karşı yeni bi hamle yapmak istese de başarılı olamadı. İkinci hamlesi onu 1937 yılında başbakanlıktan uzaklaştırmak oldu.

10. Ankara Anlaşması ve devamında yaşananlar

Türkiye, Ankara Anlaşması'nı 5 Haziran 1926'da imzaladı. 14 Haziran'da Ata'ya İzmir'de suikast tertibi ortaya çıktı. Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Refet Bele gibi isimler suikast sebebiyle yargılandılar, siyasetten tasfiye edildiler. İçlerinden Rauf Bey, 1926 ile 1935 yılları arasını İngiltere, Hindistan ve Mısır'da geçirdi. Atatürk'ün ölümünden sonra İsmet Bey'in davetiyle milletvekili seçildi. İkinci Dünya Savaşı başlarken Londra'ya büyükelçi olarak tayin edildi. Kazım Karabekir, suikast davasından sonra devamlı takibat altında yaşadı. Atatürk'ün ölümünden sonra İsmet Bey'in davetiyle siyasete girdi, milletvekili, sonrasında Meclis Başkanı seçildi. Yazdığı İstiklal Harbimiz adlı kitabında Mustafa Kemal Paşa'nın Amerikalı General Harbord'la görüşmesini ağır bir dille eleştirdi. Refet Bele, yine İsmet Bey'in davetiyle Atatürk öldükten sonra milletvekili seçildi.

Ayrıca M.Kemal Atatürk ölmeden önce kendisinin yerine Fevzi Çakmak'ın seçilmesini vasiyet ettiği, en yakınında çalışan isimlerin hatıralarında yer aldı. (1924'den beri mutemedi, özel kalem müdürü ve genel sekreteri olan Hasan Rıza Soyak bu iddiayı kaleme aldı mesela.) 1924 yılında Musul operasyonunda Mustafa Kemal Paşa'yı destekleyen tek komutan Fevzi Paşa, yalnız kaldığını düşünmüş olacak ki kabul edemedi. İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçildi, Fevzi Paşa, savaşın ardından ilk fırsatta ordudan emekli edildi. 1945 yılında Harbiyenin kuruluşunun yıldönümüne davet edilmemiş, üstüne Harbiyeden emekli komutanların hepsinin isminin anılmasına rağmen onun ismi zikredilmemişti. Ölüm döşeğindeyken ziyaretine gelen İsmet İnönü'yü bu yüzden hastahaneye kabul etmemiştir.

Popüler İçerikler

Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
YORUMLAR
21.05.2016

Ah İsmet ah .Böyle bir kaç şey okumuştum ama kaynak verseydiniz keşke.

05.06.2016

karar odası isimli kitabı tavsiye ederim bende okuyom :) bide Muhsin Yazıcıoğlu Suikastı isimli kitap var onda da darbelerin arka planı 33 erin şehit edildiği Dağlıca Baskını, Uğur Mumcu, Eşref Bitlis ve Turgut Özal sükiastı gibi birçok olayı anlatıyor

21.05.2016

ulan ikinci adam

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ