10 maddede Taşeron Yasasının İç Yüzü

Soma’da yaşanan katliamın ardından __taşeron yasası çalışmalarını hızlandıran AKP, hazırladığı yasa tasarısını

meclise sundu. Yasa tasarında değişiklik öngören maddeler taşeron işçilerin çalışma koşullarında “iyileştirmelere” gidiliyor, fakat taşeron çalışanlar için ne kadrodan bahsediyor ne de ücret artışlarından.

Soma’daki katliam sonrasında hazırlanılmasına hız verilen taşeron yasası tamamlanıp, Meclis’e sunuldu. Tasarı taşeron çalışan işçilerin yanı sıra maden ocaklarında çalışan işçilerin çalışma koşullarına dair de yenilikler getiriyor. AKP hükümetinin tasarıyla taşerona karşı herhangi bir şey değiştirdiği ise söylenemiyor. Söylemlerinde taşeronu kötüleyen AKP, tasarısında ise sadece çalışma koşullarını “iyileştirip” taşeron sisteme devam ediyor.

Başbakan Erdoğan’ın başkanlığında, kanun tasarısı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek. Peki görüşülecek bu tasarıyla işçinin hayatında neler değişecek? Değişikliklerle işçiye yine kadro yolunun açılmadığı, mevcut uygulamanın işçi lehine “iyileştirilip” göz boyamaca olacağı belli gibi.

1. Taşeron yasasıyla işçinin gözünü boyuyorlar

Kıdem tazminatları bir yandan güvence altına

alınıyormuş gibi gösterilerek, Resmi Gazete’de yayımlanan Ulusal İstihdam

Stratejisi’nde ise kıdem tazminatlarına yönelik saldırılar devam etti. İşçiler,

15 yıl boyunca kıdem tazminatlarına dokunamayacaklarını söylemiyorlar. Kamu,

işçilere kadro vermek yerine takip sistemini kullanması ise geçmiş

deneyimlerden ne kadar yararlı(!) olacağını gösteriyor.

2. Kamuda hangi işlerin taşerona verileceğini Bakanlar Kurulu belirleyecek. Buna uymayanlara ciddi yaptırım gelecek.

Bakanlar Kurulu, kamuya alınacak taşeron işçileri

belirlemede yetkili merci olarak tek başına düzenleyecek olması akıllarda soru

işareti yarattı. Bakanlar Kurulu, istediği yere taşeron işçi alacak olmasını

kim denetleyecek. Bu şekilde Bakanlar Kurulu’na

taşeronu genişletme konusunda tam yetki verilmiş olacak. Yine kadrolu

çalışan almak yerine taşeron belirlenecek olması da yasanın taşeronu yayacağını

gözler önüne seriyor. Söz konusu ciddi yaptırımların, katlanılabilir para

cezası olacağı ise tahmin ediliyor.

3. Hem kamu, hem özel sektörde taşeron işçilerin iş sağlığı ve güvenliği önlemleri işe başlamadan alınacak, bunun gözetim ve denetiminden asıl işveren de sorumlu olacak.

Kamu ve özel sektör tarafından alınan iş sağlığı ve

güvenliği önlemlerinin denetlenmesi etkin olmadığı sürece işçi ölümleri

yaşanmaya devam edecektir. Asıl işverenin taşeron

şirketle birlikte zaten gözetim ve denetimden sorumlu olması

tekrarlanarak, uygulanmayan kanunu uygulatmak yönünde bir adım atılmamış

durumda. Kamu ve özel sektörün yanı sıra bu denetimleri gerçekleştiren kişi de

sorumlu olmalı ve işçi ölümlerinin yaşanmaması için denetimi eksik yapanlara

caydırıcı cezalar getirilmeli. Caydırıcı cezalar

sayesinde işçi ölümlerinin önüne geçilebilir yoksa patronlardaki para hırsı

azalmaz.

4. Kamu ve özelde asıl işveren taşeron işçinin ücretlerinin ödenmesinden de sorumlu olacak. Ücretler bankaya yatacak.

Asıl işverenin de ücret bakımından sorumlu olması

iyi bir gelişme gibi görünse de ücretlerde artış olmadıktan sonra pek fayda

etmeyecek. Ücretlerin bankaya yatacak olması devletin kontrolü açısından

kolaylık sağlayacak olsa da primi az ödemek için işveren tarafından bankalara

az para yatırılarak kalan elden verilemeye devam edilecek. Bunun denetimi

sağlanmalı ve işçinin bunu kanıtlayacağı yollar hukuki olarak belirtilerek

güvence altına alınması gerekliydi.

5. Taşeron işçinin sürekliliğini sağlamak üzere sözleşmeler en az üç yıllık olacak.

Taşeron sistemden memnun görünen AKP, taşeronu

kaldırmak yerine işçinin üç yıl boyunca kölelik koşullarında çalışmasının önünü

açmış olacak. Üç yıl boyunca işçinin aynı yerde

çalışacak olması, işçinin işsiz kalma korkusunu götürecek gibi dursa da

patronların tazminat ödememek için yılsonunda işten çıkarıp, tekrar işe

başlatmayacağı hala muamma. İş bulma derdini ortadan kaldıracak gibi

görünse de üç yıl içinde işten atılan işçinin başvuracağı yolların

gösterilmemesi, haksız durumlarda patronlara cezai para yaptırımın

getirilmemesi bunun da keyfi olarak uygulanacağının habercisi.

6. Taşeron işçiler sendikalı olurlarsa, aradaki ücret farkı kamu kuruluşu tarafından üstlenilecek.

Kamu kuruluşunun fark miktarını

bulabilecek durumdaysa, mevcut koşullarda işçiyi neden kadrolu çalıştırmadığı

merak konusu. Taşeron çalışmada sendikanın önünü açıyor gibi algılansa

da, işverenler sendikalı işçi çalıştırmamak istediklerinden taşeronda da

sendikalı olan işçinin iş bulması zorlaşacak. İşçinin iş bulabilmesi için

sendikasından ayrılacağı bir geleceği dayatan karar, sendikasızlaşmanın önünü

açacak. Sendikanın olmadığı yerde ise patronlar daha rahat işçinin emeğini

sömürebilecek.

7. Yeraltı işçileri için, altı aylık kıdeme sahip olma şartı kaldırılacak.

İlk altı ay çalışan yeraltı işçisi, tasarı öncesi kıdem kazanamazken getirilmesi planlanan

tasarı ile bundan kurtulmuş olacak. Böylece, çalışmaya

başlamasından itibaren kıdem kazanacak. Peki, kıdem tazminatına 15 yıl

dokunamayacak olması, kıdem tazminatına yönelik hükümet

ve patronlar tarafından gerçekleştirilen saldırıların devam etmesi bu

artıyı kullanmasını sağlayabilecek mi merak ediliyor.

8. Yeraltı işçilerinin yıllık izin süreleri, diğer işçilere göre dört gün fazla olacak.

Yeraltında çalışan işçilerin, çalıştıkları ortamı

düzenlemek; iş güvenliği tedbirlerini daha sıkı kontrol etmek, ücretlerinde

artışa gitmek yerine yıllık izinlerin arttırılması tasarıda göz boyama için

getirildiği aşikar. Soma’dan da bildiğimiz üzere

işçilerin esas sorunu daha fazla tatil yapmak değil, canlarından olmamak.

9. Yeraltı işçilerinin haftalık çalışma saatleri azami 36 saat olacak. Bu süre mevcut sistemde 45 saat olarak uygulanıyor.

Yeraltı işçilerinin çalışma sürelerinin azalması

olumlu bir gelişme olsa da, madenlerin denetiminin doğru yapılmaması işçilerin

can güvenliğini hiçe sayacaktır. Çalışma saatlerinin azalmasının denetlenmesi

de ayrı bir problem oluşturmaktadır. İşçinin ne kadar içeride çalıştığını yine

patron denetleyeceğinden buna da bir düzenleme getirilmesi gerekmektedir. İşçinin madende geçirdiği süreyi patrondan başka kimin

denetleyeceği belirtilerek, süre aşımında patronla birlikte bu kişiye de

yaptırım uygulanması daha sağlıklı olacaktır.

10. Yeraltı işçilerinin azami çalışma süresi 6 saati geçmeyecek. Yeraltı işçilerine olağanüstü haller dışında fazla çalışma yaptırılmayacak.

Haftalık çalışma saatlerinde olduğu gibi, günlük

çalışma saatlerini de yine patronun denetleyecek olması ne kadar doğru

denetleneceğinden şüphe duyulur hale getirilmiştir. Yanlış beyanda herhangi bir

yaptırımın öngörülmemesi, patronların çalışma saatlerinde tasarıya uymamalarını

kolaylaştıracaktır. Olağanüstü haller sayılmayarak tasarıdaki maddenin ucu açık

bırakılarak, olağanüstü hallere kimin nasıl karar

vereceği ise merak konusu oldu.

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti