Olimpiyat Oyunları, dünyanın en prestijli spor organizasyonudur! Her dört yılda bir, dünyanın dört bir yanından binlerce sporcu bir araya gelerek, barış ve dostluk mesajı verir.
Bugün, geçmişi Antik Yunan'a dayanan Olimpiyat Oyunları'nın tarihine keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz.
Hazırsanız, başlayalım!🏅🔥🌟
Olimpiyat Oyunları, MÖ 776 yılında Antik Yunan'da başladı. Zeus'a adanmış bir dini festival olarak başlayan bu oyunlar, zamanla tüm Yunan şehir devletlerini bir araya getiren bir spor ve kültür şöleni haline geldi.
Oyunlar Olympia'da gerçekleşirdi, bu sebepten hala Olimpiyat Oyunları diyoruz.
Atletler imparatorluğun dört bir yanından gelerek boks, araba yarışı, uzun atlama, cirit, disk, pankration, koşu ve güreş gibi çeşitli etkinliklerde yarışırlardı.
MÖ 393 yılında Roma İmparatoru Theodosius I tarafından pagan bir gelenek olduğu gerekçesiyle yasaklanan Olimpiyat Oyunları, modern bir spor organizasyonu olarak yeniden canlandırılana kadar gerçekleştirilmedi.
Modern Olimpiyat Oyunlarının kurucusu kabul edilen Pierre de Coubertin, 1894 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ni (IOC) kurdu.
Olimpiyat Komitesi, ilk modern olimpiyatları 1896 yılında Atina’da düzenledi. Bu başarılı orgnizasyondan sonra olimpiyatların hep Atina’da düzenlenmesi teklif edilmiş. Ancak, Milli Olimpiyat komitesi bu görüşe karşı çıkmış ve 1900 olimpiyatlarını Paris’e vermiş.
İlk başta, sadece erkeklerin katılmasına izin verilen oyunlarda, Paris 1900 Oyunları'nda kadınlar da bazı spor dallarında yarışmaya başladılar.
Kadınların Olimpiyat Oyunları'na katılması, cinsiyet eşitliği ve kadın hakları mücadelesinin bir parçası olarak büyük bir adımdı.
Örneğin, I. ve II. Dünya Savaşları sırasında Olimpiyatlar yapılamadı. Bu dönemlerde, dünya çapında savaşlar ve çatışmalar nedeniyle sporcuların güvenliği ve Olimpiyat ruhunun korunması mümkün olmadı.
Olimpiyat meşalesi geleneği, Berlin 1936 Oyunları'nda başladı. Meşale, antik Yunan'daki ateşten esinlenerek, Yunanistan'daki Olimpia'dan başlayarak oyunların yapıldığı şehre taşınır.
Bu gelenek, Olimpiyatların birlik ve süreklilik duygusunu vurgular ve tüm dünyaya barışın ve sporun ışığını taşır.
Örneğin, 1979 yılında Afganistan’ı işgal eden SSCB’yi başta Amerika olmak üzere 64 ülke protesto etti. Oyunlara sadece 80 takım katıldı. Bir sonraki olimpiyat olan Los Angeles 1984 Olimpiyatları'nda ise Doğu Avrupa ülkeleri, Küba ve Doğu Almanya katılmadı. Seul 1988 Olimpiyatları'na ise Kuzey Kore katılmadı.
Bu politik boykotlar, Olimpiyatların sadece sporun değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin ve siyasetin bir yansıması olduğunu gösterdi.
Olimpiyat Oyunları, başlangıçta sadece amatör sporculara açıktı. Ancak, 1980'lerin sonlarına doğru, profesyonel sporcular da katılmaya başladı.
Türkiye, 1904 yılında St. Louis'de düzenlenen Yaz Olimpiyat Oyunları'na ilk kez katıldı. Berlin 1936 Yaz Olimpiyat Oyunları'nda ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla ilk defa milli bir heyetle temsil edildi.
Türkiye, bugüne kadar toplamda 229 madalya kazanmayı başardı.
Olimpiyat Oyunları'nda birçok unutulmaz an yaşandı.
Jesse Owens'ın Berlin 1936 Olimpiyat Oyunları'nda 4 altın madalya kazanması, Carl Lewis'in Los Angeles 1984 Olimpiyat Oyunları'nda 4 altın madalya kazanması, Michael Phelps'in Pekin 2008 Olimpiyat Oyunları'nda 8 altın madalya kazanması ve Usain Bolt'un Pekin 2008 ve Londra 2012 Olimpiyat Oyunları'nda 100 metre ve 200 metre branşlarında dünya rekorları kırması bu unutulmaz anlardan sadece birkaçı!