İşbara Kağan, Çin üzerine başarılı seferler düzenledi. Fakat yaşı oldukça ilerlemişti ve artık yorulmuştu. Ülke, Ap'a Kağan ve Tardu'nun bağımsızlığı ile üç başlı bir yönetime sahip olmuştu. Bu da istikrarsızlığı doğuruyordu. İstikrarsızlık, konargöçer boyların işine gelmiyordu. Kıtlık ve hastalıklar da baş göstermeye başlamıştı.
İşbara Kağan, artık Çin ile savaşmak istemiyordu. Taspar'a yollanan ve 581 yılında Chang Sun-Sheng'in ülkeye getirdiği prensesle evlendi. Böylece Çin İmparatorunun damadı olmuştu. Çin ile mektuplaşmalar başladı. Çin imparatoru, İşbara Kağan'a damatlık unvanını takdim etmek üzere elçilerini gönderdi. Chang Sun-Sheng bu elçi heyetinin başındaydı.
Çin imparatorunun mektubu, İşbara Kağan'a takdim edilecekti. İşbara Kağan, bugüne kadar soyundan hiç kimsenin boyun eğmediğini belirterek, mektubu eğilerek almayacağını söyledi. Chang Sun-Sheng ise imparatorun artık İşbara Kağan'ın babası olduğunu ve babaya saygısızlık yapılmaması gerektiğini söyledi.
Ne garip bir kaderdi... Birkaç yıl önce birlikte avlara çıktığı Sheng, şimdi İşbara Kağan'ın Çin imparatoruna boyun eğerek saygı göstermesini istiyordu. Kağan çaresizce mektubu eğilerek aldı. Büyük Kağanın bu çaresizliğini gören devlet adamları, üzüntülerinden ağlamaya başlamışlardı.
Kendisinden başkasına yenilemeyen millet
Normalde böyle şeylere sinirlenmem ama konu İslam Öncesi Türk Devletleri olunca tepem atıyor. Şerefsiz chang-sun-sheng !!!
Nedir bu çinlilerden çektiğimiz zamani kürtleri