10 Madde ile Zamanda Yolculuk ve Hapsolduğumuz Zaman Boyutunu Aşmanın Yolları

Bilimin halen açık ara en ilgi çeken konusu: Zamanda yolculuk. Interstellar (Yıldızlararası) filmi ile bir başka mecraya taşınan bu konu, önündeki paradokslar çözülüp, zaman boyutunda yolculuk etmeye başlayana kadar da raftan ineceğe pek benzemiyor. Hawking'in açıklamaları sonrası iyice ciddiye binen bu konuda, hele ki bilinç konusu da işin içine dahil edildikten sonra birkaç kelam etmek zaruri hale geldi.. 

Çayınızı, kahvenizi alın, gelin. Bu 'yolculuğa' birlikte çıkalım..

1. Evreni Etkileyen 2 Kuvvet

Dünyada hüküm süren başlıca 2 kuvvet var: Yerçekimi ve elektromanyetik çekim. Yerçekimi kuvvetini 1600'lü yıllarda Newton'un keşfetmesine rağmen Einstein, uzay-zaman bükülmeleri sayesinde aslında bu yerçekimi kuvvetinin olmadığını, bu çekimi sağlayanın ise bükülmeler olduğunu söylemişti. Buna da genel görelilik teorisi adını vermişti. Bu çekim kuvveti büyük kütleli cisimlerde çalışırken, atom altı parçacıklarda ise işlemiyor. İşte tam bu noktada devreye giren kuvvet ise elektromanyetik kuvvet.

2. ''Bizler 2 Boyutlu Asıl Evrenin Holografik Bir Yansımasında Yaşıyoruz''

Evrende hem kütlece ağır olan gezegenler hem de oldukça az kütleli atom altı parçacıklar -ki bunlar nötron, proton, elektron ve kuarklardır- olduğu için ve bu iki çekim kuvvetinin dayandığı teoriler de aynı evreni açıkladığına göre, ikisini bir teoride birleştirmek ve evreni bütünüyle anlamak mümkün olmalıdır, demiş Einstein. İşte bu iki denklemin birleşmesini amaçlayan bir teori: Sicim teorisi. Juan Martin Maldacena isimli ünlü fizikçi bu konuda ‘Asıl evren 2 boyutlu, bizler ise bu evrenin holografik yansıması olan, 3 boyutlu bir evrende yaşıyoruz. Bu yansıma sırasında ortaya çıkan fazladan boyut ise zaman oluyor. Fakat, iki boyutlu asıl evreni tanımlamanın ve bu iki farklı model arasındaki bağlantıyı kurmanın tek yolu da Sicim Teorisi’dir’ demiştir.

3. Teoriye Göre Farklı Evrenler Mümkün

Sicim Teorisi'ne göre, atomun en derinlerinde, nötron ve protonların da daha derinlerinde başka parçacıklar var: Dans eden enerji iplikçikleri. İşin matematiksel boyutuna geçildiğinde ise bu teorinin 4 boyutlu uzayda işleyemeyeceği, en az 10 uzay ve 1 zaman boyutuna ihtiyaç olduğu görüldü. Kısaca, bizim olduğunu var saydığımız x, y, z kordinatları (3 boyut) ve zaman koordinatı (4.boyut) vektörel çizgiler olarak tanımlanabilir. Teorinin sonuna gelindiğinde, bahsedilen bu iplikler, farklı titreşimlerle ve hareket ettikleri farklı boyutlarla, farklı maddeleri ve belki farklı evrenleri yaratıyorlar.

4. ''Anların'' İçerisinde Hapsolmuş Durumdayız

eksisozluk.com

Biz, sicim teorisinin öngördüğü on boyutlu evrenin dördüncü boyutunda (zaman) yaşayan canlılarız. İlk üç boyutta ileri geri, sağa sola ve yukarı aşağı kolaylıkla hareket edebiliyoruz. Dördüncü boyutu, yani zamanı ise an be an deneyimliyoruz, hissediyoruz, ancak bu boyut içinde hareket edemiyoruz. Yani diğer bir ifadeyle 'anların' içerisine hapsolmuş durumdayız, zamanda ileri (gelecek) veya geri (geçmiş) hareket edemiyoruz.

5. Yolculuğun Önündeki Engel: Büyükbaba Paradoksu

Zaman yolculuğunu şu an için deneyimlemek bir yana, üzerine düşününce dahi felsefi olarak sorunlarla karşılaşıyoruz. Büyükbaba paradoksu, şu an için zamanda yolculuğun önünde duran en büyük engel olarak gözüküyor. En kısa haliyle bu paradoks: Geçmişe, dedenizi o çocukken öldürmek için gittiğinizde, ve başardığınızda, siz doğmamış olacağınızdan, geçmişe gidip, dedenizi öldüremezsiniz. Bu paradoks şu an için insanoğlunun hayal gücünün önünü tıkıyor maalesef. Pekii, diyelim ki öldürdünüz dedenizi, ne olur bu durumda? İşte o zaman evren dallanır ve dedeniz başka bir evrende yaşayarak çocuğunun, dolayısıyla sizin doğmasını sağlar. Buna bağlı olarak siz de otomatik olarak başka bir evrene ait olursunuz. Buna da evren dallanması ya da paralel evren kuramı deniliyor.

6. Enerjinin Korunumu Yasası

Zaman yolculuğunun önündeki bir diğer engel: Enerjinin korunumu yasası. Şöyle ki, deneyimlediğimiz zamandan birisini yahut bir maddeyi, geçmişe ya da geleceğe göndermemiz durumunda, bulunduğumuz anda bir enerji eksilmesi, gidilen yerde ise bir enerji fazlalığı olur. Fakat böyle bir şey mümkün değil. Çünkü biliyoruz ki evrenin değiştirilemez kanunlarından birisi olan enerjinin korunumu yasası diyor ki: Enerji ne yok edilebilir ne de yoktan var edilebilir, sadece türü değiştirilebilir. Yani buradan çıkan sonuç: Kanlı, canlı olarak bir şeyi yahut bir maddeyi, başka bir yere gönderdiğiniz zaman, evrensel bir yasaya karşı çıkıyorsunuz ve bu yasa size bir manada engel oluyor.

7. Bilinç Aktarımı

Yıldızlararası filminde, her şeyi başlatanın yine kendimiz olduğuna gönderme olarak, kara delik kullanılarak yapılan bir zaman yolculuğu gösterilmekteydi. İşte buradan yola çıkarak zaman yolculuğunun maddesel olarak değil de sadece bilinç aktarımı yapılarak gerçekleştirilme ihtimali doğdu. Film için danışmanlık yapan ve yönetmen Nolan'a ilham veren, 'solucan deliği' konseptinin günümüzdeki en önemli araştırmacılarından biri olarak bilinen Kip Thorne, solucan delikleri üzerine çalışmaların devam ettiğini ve büyük aşama kaydedildiğini aktardı.

8. Bilinç Nedir?

eksisozluk.com

Bilinç; sezgi, farkındalık, öznellik, deneyimleme ve hissetme yeteneği, özfarkındalık ve akıl kontrolünün birleşimi olarak tanımlanabilir. Bilimin son dönemlerde üzerine düştüğü konu ise başka bir varlığın yerine geçmeden, o varlığın bilinci olup olmadığı hakkında ne kadar bilgi sahibi olabiliriz? 

Örneğin, bir köpeği anlayabilmemiz ne kadar mümkündür? Çünkü insan bilincimizle bir köpeğin içine girmek mümkün olsa, bu deneyimi yine insan bilinciyle yaşadığımızdan farklı bir algı yapısını kavrayamayız, anlamlandırmaya çalıştığımız şey bir köpek değil, şekil değiştirmiş halimiz olurdu, değil mi? Fakat aynı deneyimi bir köpeğin bilinciyle yaşayabilsek, kendi zihnimiz ve algımız dışında olduğumuzdan, yine bir insana göre köpek olmanın nasıl bir şey olduğunu kavrayamazdık. Öyleyse, zaman yolculuğuna sadece bilincimizle çıkmamız ne kadar mümkündür?

9. Hawking: Etrafımız Solucan Deliği Dolu

eksisozluk.com

Ünlü evrenbilimci Hawking, kendisine zamanda yolculukla alakalı sorulan bir soruya şu şekilde cevap veriyor: ''Zamanda nasıl yolculuk yapabiliriz? Dördüncü boyutta ilerlemenin yolunu nasıl bulabiliriz? Bir an için küçük bir bilimkurgu turuna çıkalım. Zamanda yolculuk filmleri genellikle devasa, enerji canavarı bir makine gösterir bize. Makine dördüncü boyut içinde bir yol, zamana doğru bir tünel yaratır. Zaman yolcusu, ki cesur ve muhtemelen çılgın bir şahıstır, bilinmeyene hazırdır, Zaman tüneline girer ve bilinmeyen bir zamanda zuhur eder. Bu konsept zoraki, gerçeklik de bundan çok farklı olabilir, fakat söz konusu fikir kendi içinde o kadar da çılgınca değil. Fizikçiler de zaman içindeki tüneller hakkında kafa yoruyor, fakat biz meseleye farklı bir açıdan yaklaşırız. Geçmişe veya geleceğe açılan kapıların tabiat yasaları dahilinde mümkün olup olamayacağını merak ederiz. Geldiğimiz noktada bizce bu mümkün. Dahası, buna bir isim bile veriyoruz: Solucan deliği. Gerçek şu ki tüm çevremiz solucan delikleriyle doludur, sadece görülmeyecek kadar küçüktürler. Solucan delikleri çok ufaktır. Uzay ve zamanın kuytularında ve çatlarında oluşurlar. Zor bir mefhum gibi geliyor olabilir size, ama sabredin.''

Boyutları Anlamak

10. Zamanda Yolculuğun Kilidi: Paradoksların Giderilmesi

Teoriye göre bu boyutta hareket yeteneği kazanmanın yolu: Zaman boyutunun paradokslarını çözerek, üst boyuta çıkmaktır. Buna göre, 2 boyutlu bir maddenin, 3. boyuta geçmesi için çözmesi gereken paradoksları belirleyip, çözüm yolları anlaşılırsa –ki 3 boyutlu canlılar olduğumuz için her iki boyuta da hakimiz-; 4. boyutun paradokslarını çözmek için yol da belirlenmiş olacaktır.

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı