7 Grafikle GSMH, GSYH gibi Anlaşılmaz Ekonomik Kısaltmaların Aslında Ne Demek İstedikleri

Gayri Safi lafını duyar duymaz ortamdan uzaklaşmanıza gerek yok. Bunlar zor kavramlar değiller ve memleketi kurtarma muhabbetlerine katkınızı önemli ölçüde arttırabilirler, o rakıyı hak etmenizi sağlarlar. Ek olarak,  bu konularda insanların yari-cehaletlerine güvenip, gerçekleri eğip büken politikacılara karşı da bağışıklık sahibi olmak da elzem. 

Öyleyse ülke çapında üretimden, kişisel refaha doğru bizi adım adım götürecek 7 grafiğimize bakalım.

1. Denize düşseler; Gayri Safi Milli Hasıla'yı mı kurtarırsın, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'yi mı?

Yıllardır duyduğumuz bu kısaltmalar, refahi veya geliri değil, ekonominin büyüklüğünü ölçmenin iki farklı yoludur.

GSMH (İng: GNP veya GNI). Bir ülkenin vatandaşlarının, dünyanın herhangi bir yerinde ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin değeridir. O yüzden Millidir, yani vatandaşların ekonomik gücünü ölçmeye çalışır. 

GSYIH (İng: GDP) ise bir ülkede, vatandaşlık durumuna bakılmaksızın herkesin ürettiği toplam mal ve hizmetlerin değeridir.  O yüzden Yurticidir, yani o coğrafyanın ekonomik gücünü gösterir. 

Türkiye'deki bir Fransız şirketin kazancı, Fransa'nın milli hasılasına, Türkiye'nin de yurt içi hasılasına sayar. Yabancılar bu kazancın bir kısmını Türkiye'de yiyeceklerinden (Türk vatandaşlarına kira verecekler, yemek satın alacaklar, o yemekleri beğenmeyip mıy mıy edecekler, taksici 'Ya sev ya terk et' diyecek bunlara, ), o kısım Türkiye'nin milli hasılasını da arttırır. 

Dışardaki milyonlarca Türk vatandaşı yüzünden olsa gerek, Türkiye'nin milli hasılası, yurt içi hasılasından 100 milyar dolar kadar daha fazla (bir sonraki grafikle karşılaştırın).

2. Peki neden dolar?

Ülkeleri karşılaştırabilmek ve geride bıraktığımız ülkelere girerken pasaport görevlisine nanik yapabilelim diyedir aslında dolar... 

Yurt içi hasıla, vatandaşların refahından daha uzak bir ölçü olmasına rağmen, kolay hesaplandığından daha yaygın kullanılıyor (test etmek için Türkiye'nin GSMH rakamlarını bulmaya calisin internetten, TÜİK'in sitesi dahil). 

Grafikteki gibi, her senenin GSYIH rakamı, o senenin ortalama dolar kuruna göre çevrilir ve yandaki grafik elde edilir. 

Bu yöntemin eksik yani su: Hem kurdaki dalgalanmalar bu grafiği çok oynatıyor, (halbuki somut üretim o kadar oynamıyor), hem de doların enflasyonu büyüme rakamlarını şişirmiş oluyor.

3. Paranın oynağı değil, sabiti makbuldür.

Ülkeler arası anlık karşılaştırmalar yapmak yerine, bir ülkenin yıllara göre gelişimini değerlendireceksek, rakamları o seneki kurdan dolara çevirmek yerine, sabit bir referansa göre çeviririz ve gerçek büyümeyi görürüz.

Grafikte 2000 yılının kuru referans alınmış ve Türkiye önceki grafikteki gibi 2002 yılından beri %250 değil, reel olarak %68 büyümüş ki Bu büyümeye nüfus artışının etkisi dahil.

4. Her şey tamam da Safi kim?

Gayri safi net olmayan, yani brüdemek. Bundan kasıt, kullandıkça eskiyen üretim araçlarının hala yeniymiş gibi sayılmasıdır. Örneğin, bir araba üretirken kullanılan robotlar eskiyecek, seneye o robotların da yenisini üretmek gerekecek ki daha fazla araba üretebilelim. Aşınma payı düşünülünce net hasıla bulunur. 

Net hasılamızla net gelirimiz ayni olmayacaktır. 10 liralık buğday hasılatım varsa ve ben bunu pazara götürüp satacaksam, satıştan alınan 2 liralık dolaylı vergi, gelir olarak sayılamaz. Fakat üstüne devletin buğday üreticilerine özel 1 liralık sübvansiyonu (devletin kişi ya da kurumlara verdiği karşılıksız maddi destek) varsa, bu üretmediğim buğday için gelir demektir.

 İşte Milli gelir bu farkı ölçer. Net milli hasıladan dolaylı vergileri eksiltip, sübvansiyonları ekleyince elde edilir. Tekrarlamak lazım ki bu bile kişisel refahı ölçmez, halen ekonomik aktivitenin toplam büyüklüğüne bakıyoruz.

5. "Kişi başı" istatistiklere bakıp "benim maaşım bundan az" diyen insanlardan olmayın!

GSMH, GSYİH ve Milli Geliri nüfusa bölersek neyi buluruz?

Ortalama gelirinizi bulmayız. Aslen ölçtüğü, ekonomik üretimin verimidir. Ekonomimiz Yunanistan'dan daha büyük, onlar ise kişi başına bizim iki katımız kadar üretim yapıyorlar. Bu yasam standardının kolay, fakat isabetsiz bir ölçütü konumundadır. 

Sonuçta sırf bu rakamlara bakarak, üretimin nasıl paylaşıldığını, gelir adaletini bilmiyoruz. Kayıt dışı ekonomiyi bilmiyoruz. Üretim artarken, çevre gibi kaynakların tüketiminin maliyetini bundan düşmüyoruz, çünkü o maliyeti hesaplayamıyoruz (azalan hayat çeşitliliğine kim bir fiyat biçebilir?)  Bunlar GSMH ve türevi ölçütlerin ortak eksiklikleri...

Dahası, Yunanistan'in kişi başı üretimi iki kat olabilir ama hayat pahalılığı  da iki katsa, insanların refahı artmış olmuyor. Bunu ölçmek için başka bir yol var...

6. Bedava yaşıyoruz bedava, hava bedava su bedava!

Gelirin satın alım gücüne göre oranlanması, ülkeler arasındaki yaşam standartlarını kıyaslamak için daha iyi bir yol olabilir. 

Grafikte Türkiye ile diğer ülkeler arasındaki fark bu yüzden azaldı. Sonuçta ortalama bir Türk, dolar bazında az ürettiği için yurt dışında yüksek alım gücüne sahip olmayacak (tatil, hisse, Iphone6, Iphone 6 slx), fakat ülkesinde alabileceği ürünler/hizmetler ucuzsa, hayatı da o oranda kolay olacaktır.

Bu oranlama, ortak bir enflasyon sepetinin belirlenip, değişik ülkelerde dolar bazında kıyaslamaktan ibaret...

7. Gerçek refah neye benziyor?

GSYİH ve kardeşlerinin yetersiz olduğu noktaları özetlemiştik ve bunlar sadece ekonomik etmenlerdi. İnsanin yaşam standardını ölçmek için başka birçok etmeni de hesaba katmak lazım: Human Development Index, Gross National Happiness, Social Progress Index bu yönde alternatifler olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

Grafikte SPI'in GSYİH'ya oranı gösteriliyor. Kosta Rika ve İran, benzer kişi başına hasıla rakamlarına sahipken, daha kapsamlı olan gelişmişlik endeksinde Kosta Rika'nın durumu çok daha iyi.

Türkiye'nin alim gücüne oranlanmış gelirde ise biraz daha iyileştiğini görmüştük. Bu bakımdan 44. sıradayız. Oysa SPI endeksinde önümüzde 63 tane ülke bulunmakta... 

Bir kez daha o sürekli artan grafiklere, yüzde 250'li büyümelere bakarken, her şeyden önce bunu aklımızda tutmakta ve bu tip endekslerde ilerlemeyi ana başarı ölçüsü olarak bellemekte fayda var.

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Derbi Öncesi Çok Konuşulacak Açıklama: ''Hakemlerle İlgili Kaygım Var''
Seray Sever'den Apar Topar Yayından Kaldırılan "Dünya Güzellerim" İtirafı!
TÜİK, Ekim Ayı Enflasyonunu Açıkladı: Yıllık 48,58'e Geriledi! Kira Zam Oranı da Belli Oldu