Şarkılarıyla, kendine has tarzı ve sözleriyle bir döneme damga vurmuş, Türk halkının kalbinde yer edinmiş Müslüm Baba'yı 10 adımda anlatıyoruz.
Şarkılarıyla, kendine has tarzı ve sözleriyle bir döneme damga vurmuş, Türk halkının kalbinde yer edinmiş Müslüm Baba'yı 10 adımda anlatıyoruz.
Kerpiçten yapılma bir evde gözlerini açan Müslüm Gürses'in iki de kardeşi vardı. Zorluklar içerisinde hayata tutunmaya çalışan aile ekonomik sıkıntılar nedeniyle Müslüm Gürses 3 yaşındayken Adana'ya göç etti.
Terzi çıraklığından kundurucılığa kadar birçok işte çalıştı. Elini attığı işi düzgünce yapan Müslüm Gürses, annesinin vefatından sonra ise psikolojik olarak tamamen çöktü. Kendine gelemeden kardeşinin ölümüyle de sarsılan Müslüm Gürses iyice içine kapanık bir hale gelerek müzik ile bütünleşti.
Eğitim hayatına ilkokuldan sonra ilerletmeyen Gürses'in müzikle yolu Adana Aile Çay Bahçesi'nde düzenlenen bir müzik yarışması ile birlikte kesişti. Babasının katılmasını istemediği için saçını bile kestiği yarışmaya bit pazarından toparladıkları ile katılan Gürses, bu yarışmada birinci oldu. İlk Müslüm Gürses ismi de burada ortaya çıktı.
Yarışmadan sonra terziliğe geri dönen Müslüm Gürses'in şansı arkadaşı Mehmet'in bir gazinoda hastalanan assolistin yerine geçmesi için teklifte bulunduğunda değişti. Gösterdiği müthiş performans ile herkesi etkileyen Müslüm Baba, bu performansından sonra 1986 yılında İstanbul'a gitt ve “Emmioğlu/Ovada Taşa Basma” plağıyla tam 300.000 satış yaparak başarısını tarihe yazdı.
Çıktığı Anadolu turnesinde şoförünün uyuya kalması yüzünden büyük bir kaza geçiren Gürses'i doktorlar 'öldü' diyerek morga kaldırdı. Gürses hayata tutundu ve gözlerini açtı. Ölmediği fark edilip ameliyata alınan Gürses artık daha az işitiyor, koku alamıyor ve başına aldığı en hafif darbede bile ölüm riski taşıyordu.
Usta sanatçı geçirdiği kaza sonrasında “Özür diliyorum senden”, “İsyankar” ve “Ben insan değil miyim?” albümlerini çıkardı. Arabesk müzik kültüründe en çok ilgi gören isimlerden biri oldu.
90’lı yılların başındaysa gördüğü büyük ilgi onu bir kültür haline getirdi. “Müslümcüler” her yerde artarak devam ediyordu.
Gürses için artık müziğin evrenselliğine inme, farklı kültürlere dokunma zamanı gelmişti. Değişim rüzgarları, seslendirdiği şarkılara da yansıdı. Nilüfer’den Olmadı Yar, Teoman’dan Paramparça ve Tarkan’dan İkimizin Yerine parçalarını kendi tarzında seslendirdi.
1979 yılında Gürses için sıra kamera karşısına geçmeye gelmişti. İsyankar filmiyle başlayan serüvenine birçok uzun metrajlı film sığdırdı, hayranlarıyla filmlerinde de buluştu.
Sinema oyuncusu Muhterem Nur’a çocukluğundan beri büyük bir hayranlık duyuyordu, hiçbir filmini kaçırmamıştı. 1982 yılında çıktığı Malatya turnesinde karşılaştığı Nur’la 1985 yılında hayatını birleştirdi.
18 Kasım 2012’de geçirdiği by-pass ameliyatından sonra, kendisi ve sevenleri için kara günler başladı. Akciğer, bağırsak, karaciğer ve böbrek yetmezliği sorunlarıyla mücadelesini 4 ay boyunca yoğun bakımda sürdürdü.
Ne yazık ki 3 Mart 2013 sabahı büyük bir sessizlikle uyandı tüm sevenleri, seslerini kaybetmişlerdi. 7’den 70’e herkesin hayatında iz bırakan, Türk müziğinin büyük ustası, milyonların babası Müslüm Baba o sabah hepimize veda etti.
Siz iyisi mi “Müslüm” filmini kaçırmayın, 26 Ekim’de Cinemaximum’da yerinizi alın!
Kaç kadeh kırıldı........
Kesin gidicem bu filme.
mısırlı Ahmet - duman - Müslüm gürses... bu üç isim harbiye açık havada inanılmaz bir konser vermişti yıllar önce.. şu yaşıma kadar pek çok konser izledim ama hayatımda bu kadar keyif aldığım çok az konser oldu. inanılmaz bir tevazu ve saygı vardı sahnede.. nur içinde yatsın..