Bu yazıyı yaklaşan vizeler hasebiyle okulun çalışma salonlarına doluşan fakültemin güzide insanlarından ilham alarak yazıyorum.Zira yaptığım Ar-Ge temelli gözlemlerime göre arkadaşlarımın bir çoğu sınavlar yaklaştı telaşıyla harıl harıl ders çalışıp ezber yaparken,bir konuyla ilgili check etmek amaçlı sorduğum ufak bir soruda takılıp kalıyorlar.Her daim karşılaştığım o ifade;gözler kısılmış işaret parmağı çenede dolaşırken 'neydi o..Neydi ooo..Dur!! sakın söyleme şimdi bulcamm..eeeeueue...asdafafsd'.Ve arkadaş iptal.
Arkadaşlar az değil ömrümüzün neredeyse çeyreği eğitim-öğretimle geçiyor.Biz nasıl öğreneceğimizi bilmeden 15 yıl boyunca acı çekerek ağır stres altında öğrenme
eylemini gerçekleştirmeye çalışıyoruz.Ama hiçbirimiz nasıl daha iyi
anlarım?Bilinçli öğrenme nasıl olur?gibi aslında en başta sormamız gereken
soruları atlıyoruz.Neden?çünkü vaktimiz yok.Çok güzel.Mather'in ise sizin yerinize de düşünebilecek kadar bol vakti vardı.Gerçekten bu iş için deneme-yanılma yolunun bütün ganimetlerini kullandım.Giriştiğim çeşitli yöntemlerden sonra en makul olanını sizlerle paylaşıyorum.Bu yazacaklarım Hukuk fakültesi okuyanların yanı sıra sözel derslerden sorumlu tutulan bütün öğrenciler için geçerlidir.Başlıyoruz.