'Şaka yapmak', belki de insanlığın varoluşundan beri eğlenmek için başvurduğu bir olgu. Hatta bunun için gün bile ayrılmış. Medeniyet ya da ülke gözetmeksizin tüm dünyada şaka günü olarak kutlanan ve insanların gülmek için çeşitli yollara başvurdukları bir tarih 1 Nisan. Biz de sizler için, 1 Nisan'da yapılmış en etkili şakaları bu içerikte derledik.
1 Nisan 1965'te BBC hava dalgaları üzerinde kokuların yayılmasına izin veren teknolojinin icat edildiğini duyurdu. 'Smellovision' adlı bu buluş için Londra Üniversitesi'nden bir profesörle röportaj yapıldı. Profesör, bu buluş sayesinde ekran başındakilerin evlerinden stüdyodaki kokuları alabileceğini açıkladı ve sırasıyla kahve çekirdekleri ile soğan dilimlerini koklama makinesine yerleştirdi. İzleyicilerden herhangi bir koku alıp almadıklarını bildirmeleri istendi. Ülkenin dört bir yanından pek çok izleyici ise bu kokuları belirgin bir şekilde hissettiklerini doğrulamak için telefon ettiler. Hatta bazıları soğanların gözlerini sulandırdığını söyledi.
1976 yılında İngiliz astronom Patrick Moore, BBC'ye yaptığı açıklamada 1 Nisan'da sabah saat 9.47'de Plüton gezegeninin Jüpiter'in arkasına geçeceğini, bunun da Dünya'daki yerçekimini geçici olarak azaltacağını açıkladı.
Moore, tam gezegen hizalanmasının olduğu anda havaya zıplayanların kendilerini havada askıda kalmış gibi hissedeceklerini söyledi. Saat 9.47'den sonra BBC'yi arayan yüzlerce kişi, havaya zıpladıklarını ve kendilerini havada yüzüyormuş gibi hissettiklerini söyledi. Hatta bir kadın, kendisiyle birlikte 11 arkadaşının koltuklarından havalanarak oda çevresinde uçtuklarını iddia etti.
The Guardian'ın 1 Nisan 1981 tarihli sayısında çok heyecan verici bir bilimsel araştırmanın duyurusu yapıldı. İngiltere'deki Pershore araştırma laboratuvarlarındaki bilim insanları, 5000 kilometrelik bir yarıçap içinde havayı kontrol edecek bir makine geliştirdiklerini ilan etti ve halkın büyük çoğunluğunu da buna inandırdı.
BBC, teknolojideki ilerlemelere bağlı olarak Londra Saat Kulesi'ne dijital gösterge takılacağını duyurdu. Dijital göstergeye karşı çıkan binlerce kişi, BBC'nin telefonlarını kilitledi. BBC'nin Japonca servisi ise, saat kulesindeki akreple yelkovanın ilk arayan 4 kişiye armağan edileceğini duyurdu. Atlas Okyanusu'nun ortasında bulunan bir Japon balıkçı, akreple yelkovan için arayan yüzlerce kişiden ilki oldu.
1 Nisan 2008'de BBC bir belgeselinde Adélie penguenlerinin hava şartları nedeniyle Antartika'dan Güney Amerika'ya uçarak göç ettiğini duyurdu. Daha sonra bu penguenlerin bir videosunu yayınladı. Video kısa zamanda yüz binlerce kez izlendi.
1 Nisan 1962'de İsveç'in ulusal ve o dönemdeki tek kanalı olan SVT'de bir teknisyen elinde bir adet naylon kadın çorabıyla ekranda göründü. Ve ekranın önüne bu naylon çorabı geçirerek televizyonların artık renkli izlenebileceği müjdesini verdi. Bu teknisyene inanan yüzlerce izleyici ise bu yöntemi denediler ve işe yaramadığını söylemek için kanalı telefonla aradılar.
31 Mart 1940 tarihinde Philadelphia Franklin Enstitüsü, ertesi gün dünyanın sonunun geleceğini bildiren bir basın açıklaması yayınladı. Daha sonra radyo istasyonu, Franklin Enstitüsü'nün gök bilimcileri olarak tanıttığı kişileri toplayarak dinleyicilerine dünyanın son bulacağı ile ilgili açıklamalar yaptırdı.
Halkın tepkisi hemen başladı. Yerel yetkililer çılgınca telefon görüşmeleri yaptılar. Bu panik hali ise, Franklin Enstitüsü'nün herkese defalarca böyle bir tahminde bulunmadığına dair güvence vermesinin ardından son buldu. Ancak basın bülteninden sorumlu olan şakacı, Enstitü basın ajanı William Castellini kısa sürede görevden alındı.
1 Nisan 2012'de İngiliz Kütüphanesi, Ortaçağ Yazmaları bloğunda, bir unicornu pişirmenin tarifinin yer aldığı uzun süredir kayıp olan kitabın bulunduğunu açıkladı.
Tarifi; 'Bir unicorn alın' talimatları ile başlıyordu vekavrulmadan önce karanfil ve sarımsak içinde soslanması gerektiği yazıyordu. Kitap içerisinde tek boynuzlu bir unicorndan nasıl ızgaralık et çıkarılacağının çizimleri bile yer alıyordu. Çoğu kişi bu olaydan sonra kitabı doğru kabul edip, unicornlarının varlığına inanmaya başladı.
Dan Baines Mart 2007 sonlarında, 8 inçlik kanatlı bir yaratığın görüntülerini web sitesinde yayınladı ve köpeği ile gezmekte olan bir adam tarafından Derbyshire'de bulunduğunu, analiz için de kendisine getirildiğini açıkladı. Bölgede paranormal bir uzman olarak biliniyordu. Baines, bu şeyin mumyalanmış bir peri olabileceğini duyurdu. Bir şekilde internette görüntüler hızla viral bir hal aldı ve 1 Nisan'a kadar sitesine günde on binlerce ziyaretçiyi topladı. Bazıları benzer canlıları bulduklarını iddia ederek ona yazdı. Ancak Baines 1 Nisan'ın sonunda tüm bunların bir aldatmaca olduğunu itiraf etti. Periyi kendisi yapmıştı.
Sonuncusuna:Neden bunu söyleme gereğim var diye sormayın ama doğaüstü şeylere inanmak ile o şakaya koşulsuz inanmak arasında fark var lütfen karıştırılmasın.
Şunu merak ediyorum, Tohum otizm vakfı, Kanser ile mücadele vakfı gibi tedavisi olmayan hastalıkların vakıfları topladıkları yardımlar ile ne yapıyorlar ? Türkiye özelinde sormuyorum bunu. Mesela Danimarka'da Otizmli birisinin bütün hayati ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıyor, ancak orda Otizm vakıfları da var, hal böyleyken bu vakıflar ne için para topluyor ?