“İstanbul Taksim’de düzenlemek istediğimiz 1 Mayıs kutlamalarına dair talebimiz, İstanbul Valiliği’ne tepeden inen bir emirle reddedildi” diyen DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Maalesef ülkemizde idareciler kendilerini mahkeme kararlarını ve Anayasa’yı değil, saraydan gelen emirleri uygulamakla yükümlü kabul etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden aldığımız kararı tanımadılar. Anayasa’daki ‘herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir’ maddesini ayaklar altına aldılar. Son olarak da 2015 1 Mayıs’ına dair mahkeme kararına saygı duymadılar” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin son 9 aydır içinden geçtiği dönemde halkın en temel hakkı olan yaşam hakkının defalarca ihlal edildiği belirten Kani Beko, şöyle konuştu:
“Dört örgüt tarafından düzenlenen son büyük miting olan 10 Ekim Emek-Barış-Demokrasi mitinginde yaşanan katliam maalesef hala hafızalardadır. Bu mitingde bizlerin güvenliğini sağlamak ile yükümlü olanların en hafif ifadeyle görevlerini yapmadıkları belgeleriyle ortaya konmuştur. 10 Ekim’de yitirdiğimiz barış güvercinlerimizi andığımız için bizler hakkında soruşturma açanlar, katliam ile ilgili haber yapan gazeteciler yargılanırken, ‘görevini yapmayan’ tek bir kamu görevlisi dahi yargılanmamaktadır.
1mayisin benim için tek önemi 3 mayısa 2 gün kalmasidir
komünizmi işçileri sömürüyor diyen arkdaşa uygulama da yapılan hatalar ideolojinin temelinin yanlış anlaşılmasıdır oysa biraz Marx okuyan herkes komünizmin sömürüye karşı duruşunu görür arkadaş diyor ki komünizmde işçiler hiç başa gelmedi işçiler sömürüldü madem öyle hatalı olan ideoloji peki ya İslamiyet o zaman bağnaz kapalı ve dikte bir din mesela iran afganistan suudi arabistan işte bunlar islamiyet adı altında baskı ve dayatma altında yönetmiyorlarmı peki diye bilirmisin kardeşim islamiyet bir baskı dinidir. Diyemezsin neden özünde yok bu işte yorumlanış ve uygulayanların kendi kişisel çıkarlarına göre şekillendi islam ve komünizmde aynı şekilde ki Marx marxsizmin bu kadar yanlış anlaşılmasına şaşırmış ve ömrünün sonlarında marxsizim buysa ben marxsist değilim demiş. OKUYUP ÖYLE YORUMLAYALIM UYGULANANLA İSTENİLEN FARKLI OLABİLİYOR.
İngiltere’de, Fransa’da gelişmiş ülkelerin hepsinde 1 Mayıs işçi ve emek bayramına, solcular, sosyalistler, sosyal demokratlar, komünistler, çevreciler, anarşistler, Troçkistler ve daha farklı örgütler katılır. Tek ortak değer 1 Mayıs’ın işçinin, emeğin dayanışma günü olarak kutlanıyor olması. Türkiye’nin de tam buna ihtiyacı var. Türkiye’de sistemle sorunu olan herkesin, yerinden yurdundan edinenlerin, Doğu ve Güneydoğuda Kürt meselesini bahane edip Kürtleri sabahtan akşama kadar dövenlere karşı, sisteme karşı, milyonlarca insanla bir birlik, bir beraberlik, bir mücadele, bir dayanışma gününe dönüştürmesi lazım 1 Mayısı.