Üç güzellerden Aglaie canlılığı ve parlaklığı temsil eder ve Kharitler'in en gencidir. Euphrosyne sevinci ve neşeyi, Thalia ise tazeliği temsil eder. Bir arada oluşlarının birbirlerini nasıl tamamlayabildiklerinin, ya da başkalarına da nasıl şifa olabileceklerinin güzel örnekleridir.
Benzer kadın ritüelleri ve kadınların sembolizmler bazı erdemleri barındırıp toplumda yer olacak şekilde varlıklarını Roma döneminde de görebiliyoruz. Özellikle adet ritüelleri, hamile kalınması için yapılan şifa çalışmaları, özel kutsal bir araya geliş ve banyolar bunun devam eden güzel örnekleridir.
Tek tanrılı dinlerle birlikte bu bir araya gelinen ve şifa içeren buluşmalarında daha gizli saklı yapıldığını anlıyoruz. Bu buluşmaları yöneten, organize edenlerinde şifacılar olarak addedildiğini. Bunun farklı örnekleri hem Hristiyanlıkta, Hem İslam'da mevcut. Mecdelli Meryem, Fatma Ana birer örnek teşkil edebilir..
İlk kadın entelektüeller arasında yer alan ve aynı zamanda kadınlar arasındaki sadık dostluğun ilk belgelenmiş örneklerinden bazıları olan manastıra kapatılmış rahibeler, kasıtlı olarak daha geniş dünyadan kapalıdırlar. Zaten bunun emarelerini de ilk çağlarda görebiliyoruz.
Ortaçağda bu toplanmalar ve kadınların bir birine olan destekleri cadılar katliamları ile ürkülen, korkutulan bir hale dönüşmüş. Yan yana kadınların bir araya gelişleri aslında bir nevi Avrupa coğrafyasında yasaklanmış.
Paralel dönemlerde Osmanlı’nın yayıldığı topraklara ve harem bilincine dönüp baktığımızda. Kız arkadaşlığın ancak bu alanda örneklerini görebiliyoruz. Belki de benzer kaderleri paylaşmaları, aydınlık ve karanlık yönleriyle onları bir arada bu çatı altında tutan olmuştur.
Evlilik ve aile kavramının içinde daralan görevleri ve arkadaşlık kavramında eşinin en yakın arkadaşı olduğu bir yapının içinde konumlanmış kadın. Fransız ihtilali ve sanayi devrimi ile özgürleşmeye başlayan kadın sonrasında sosyal yaşamı için tekrar kendine alan yaratabilmiş.
Bir kadının romantik partnerini genellikle en iyi arkadaşı olarak konumlandıran modern evlilik yeminlerinin tam aksine, 16. yüzyılda dolayısıyla “bir kadının en iyi arkadaşıyla aynı ruhu paylaşabileceği” ifade bulmuş. 'Dedikodu' kelimesi sadece kadın arkadaşlar arasında olurmuş ve olumsuz bir çağrışım yapmazmış aslında.
16 ve 18. yüzyıl aralığında giderek özgürleşen kadının evlilik kurumunu son derece sorguladığı dönemleri görürüz. Amerikalı yazar Lucy Orr, evliliği 'Kadın Arkadaşlığının belası' olarak tanımladı. 19. yüzyıl Amerika'sında hatta popüler bir kadın dergisi olan Godey's Lady's Book, bir koca resme girene kadar, o dönemde kadınlar arasındaki bağları en önemli şey olarak yücelten sosyal adetleri yansıtıyordu.
Özetle; tarihsel olarak, kadınların toplumdaki yerlerinin ataerkil tutumlara göre şekillenmesi, aile yaşamına karşı yükümlülükleri arttıkça, arkadaşlıkları zarar görme veya tamamen ortadan kalkma eğiliminde olmuş.
e hadi kutlu olsun bakalım buradaki tüm kız arkadaşlarimin günü ❤️🌸
Ne pahasına olursa olsun evlenin. Karınız iyi çıkarsa mutlu olursunuz, yok fena çıkarsa o zaman da filozof olursunuz 😅😅😅 Bugün sizin gününüz diyip kafa dinlemişler filozoflar 👌🏻😅